Eylül ayının kavurucu sıcağında arabasının direksiyonuna oturan doktor Zeinab Mevla, Lübnan'ın başkentinin güneyindeki Jnah semtindeki bir benzin istasyonunda sırasını beklerken üst dudağındaki teri siliyor.
Neredeyse öğlen oldu ancak ülkenin en büyük devlet hastanesi ve önde gelen koronavirüs tedavi tesisi olan Refik Hariri Üniversite Hastanesi'nde işe geri dönmeden önce deposunu doldurmak için sabah 4'ten beri sıraya giriyor.
Mevla'nın önüne düzinelerce araba park etmiş, arkasında ise yarım kilometre daha uzanıyor. Lübnan askerleri oluşan kuyruğu düzenliyor ancak insanların çok öfkeli.
Lübnan kötüleşen yakıt kıtlığıyla karşı karşıya kalırken, 27 yaşındaki asistan doktor, arabalarına yakıt ikmali yapmak için hastanedeki meslektaşlarıyla sırayla çalışıyor. Biri koğuştaki hastalarla ilgilenirken diğeri depolarını dolduruyor.
"İşi bitirmek 8 ila 9 saat sürüyor. Çoğu zaman işler gerginleşiyor" diyor ve ülke genelindeki istasyonlarda sık sık meydana gelen patlamalara, silahlı çatışmalara ve kavgalara atıfta bulunuyor.
Mevla, rutubetli alnındaki gür siyah saçlarını okşayarak, "Benzin doldurmak için yapılan bir yolculuk bir kumardır" diyor.
Trump filmi tüm engellemelere rağmen ABD'de vizyona giriyor! Cumhuriyetçilerden seçime...HASTANEDE TÜM IŞIKLAR KAPALI
Hastaneye dönen genç doktor, düzinelerce hastaya baktığı koronavirüs koğuşuna doğru loş ve nemli bir koridorda yürüyor.
Lübnan'daki birçok hastane, ameliyathaneler ve hasta koğuşlarına güç veren jeneratörlere yakıt tasarrufu sağlamak amacıyla koridorlarda ve idari alanlardaki ışıkları ve klimaları kapattı.
Meslektaşlarının akaryakıt sıkıntısından dolayı işe gidememeleri nedeniyle personelin yüzde 10-15'i vardiyaya gelemiyor. Mevla mecburen eskisinden üç kat daha fazla hastaya bakıyor. Meslektaşlarının çoğu gibi o da hastanede uyuyor ve sadece 2 veya 3 günde bir evine gidiyor.
Mevla, kıtlık nedeniyle hastalarına en basit ilaçları bile sağlamakta güçlük çekiyor.
"Geçen gün 23 yaşında bir çocuk enfeksiyonla COVID koğuşuna geldi. Tedavi etmek için antibiyotiklerimiz yoktu. Vefat etti" diyor sesi titreyerek.
Hastanede klinik hemşirelerden sorumlu Salim el-Akum, şırıngaların bile tükendiğini söylüyor. Akum, "İlaçları paylaştırmalı ve zamanımızı ağrı kesici ve aspirin arayarak harcamalıyız" diyor.
Birkaç yıl öncesine kadar Lübnan, özellikle plastik cerrahi için Beyrut'a gelen insanlarla Arap dünyasında lider bir şifa merkeziydi.
Günümüz Lübnan'ında ise hastaneler, hastalardan kendi ilaçlarını yanlarında getirmelerini istiyor.
2019'dan bu yana ülkede finans ve bankacılık sistemleri de çökmüş durumda. Yaygın yolsuzluğun üzerine pandemi de eklenince çöken sektörlere sağlık da eklendi.
Lübnan bugün, milyonlarca insanı yoksulluğa iten son 150 yılın en kötü ekonomik krizini yaşıyor. Gıda kıtlığı hat safhada; elektrik, petrol ve ilaç ise karaborsaya düşmüş.
Bu krizde doktor Mevla ve meslektaşları, bu şekilde daha ne kadar devam edebileceklerini merak ediyor.
"Hastane çok iç karartıcı. Etrafımda her şey kapanıyor ve hepimiz depresyon ve anksiyete yaşıyoruz" diyor Mevla. "Başkalarına yardım etmek için doktor oldum ama sunabileceğim tek şey sevgi ve ilgi" ifadelerini kullanıyor.
Rusya'dan S-400 sözü! 2025 yılına kadar teslim edilecek!PATLAMADAN KURTULDU AMA...
Doğu Beyrut'un Eşrefiye semtindeki tek odalı dairesinde oturan 58 yaşındaki Sayde Slim ise bir süredir pençeleştiği kanser hastalığını tedavi ettiremiyor.
Pandemi patlak verene kadar grafik tasarımcı olarak çalışan Slim'e 5 ay önce birinci evre kemik kanseri teşhisi konmuş.
Geçtiğimiz yıl 4 Ağustos'ta meydana gelen ölümcül liman patlamasında yıkılan evleri onarmaya yardımcı olmak için tüm birikimini harcamış. Sonrasında ise kanser olduğu haberini almış.
Slim, 200'den fazla insanı öldüren ve binlerce kişiyi yaralayan tarihin nükleer olmayan en büyük patlamalarından birini yaşadı ancak kanserden sağ çıkıp çıkmayacağından emin değil.
Sağlık Bakanlığı daha önce sağlık sigortası olmayan hastalara çok düşük maliyetle kanser ilaçları sağlıyordu. Ancak kanser ilaçları da dahil olmak üzere hayati ilaçları eczanelerde bulmak neredeyse imkansız.
BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu'na göre Lübnan ekonomisindeki gerileme iki yıl içinde çok boyutlu yoksulluk çeken ailelerin sayısını ikiye katladı ve yüzde 82'si sağlık ve elektrik gibi en az bir temel hizmeti karşılayamaz hale geldi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre ülkedeki on binlerce kanser hastası arasında yer alan Slim, "Param olsaydı yaşayabilirdim" diyor. Tedavi olmazsa, yakın ölümle karşı karşıya kalacak.
"Sürekli acı çekiyorum" diyor, bacaklarını küçük, gri bir tabureye sarkıtıyor: "İsa'nın bana bunu yaşamam için sabır vermesi için dua ediyorum."
Ebu Ubeyde'den İsrail'i füzelerle vuran İran'a tebrik: 'Bugün tarihte istisnai...ORADA SÜT VE KAĞIT ARTIK YOK
Beyrut'un kuzeydoğusunda, 35 yaşındaki Talar Kuymuçyan, Ermenilerin çoğunlukta olduğu Burç Hamud semtinde yaşıyor. 11 aylık kızı Magriya için tam 3 aydır bebek maması bulamıyor. Kızı başka ürünlerde kullanınca kabızlık yaşadığı için doktor özel bir mama tavsiye etmiş; ancak Kuymuçyan, Beyrut'taki eczacılara bir kutu bebek maması bulmaları için yalvardığını söylüyor.
Çaresiz Kuymuçyan, ihtiyaç duydukları malları takas ederek paylaşan LibanTroc isimli bir Facebook grubuna dahil olarak mesaj yayınlamış.
Aylardır, devlet kurumları, bakanlıklar ve noterler, işlemler, faturalar ve yasal belgelerin işlenmesi için kağıt ve resmi pul sıkıntısı çekiyor. Hatta bu kıtlık, binlerce resmi işlemin durdurulması ve hazinenin milyonlarca dolarlık gelirden mahrum kalması anlamına geliyor.
İnsanlar, belgelerinin işlenebilmesi için gecikmelerle karşılaşıyor veya karaborsadan A4 kağıt ve resmi pul satın almak zorunda kalıyor. Beyrut'ta yaşayan bir avukat, müvekkilinin para cezasını aylardır ödeyemediğini, çünkü bu parayı alan ofiste kağıt kalmadığını ve makbuz düzenleyemediğini söylüyor.
Lübnan onlarca yıldır yakıt, ilaç ve gıda ürünleri gibi temel mallarda ithalata güveniyordu. Hükümet, felç edici kıtlıkların üstesinden gelmek için bazı mallar için sübvansiyonları geri çevirdi. Sübvansiyonlar kaldırılırken, pirinç ve fasulye gibi temel ürünlerin maliyeti bir yılda iki katından fazla arttı ve ithalata bağımlılık ve derinleşen likidite krizi nedeniyle akaryakıt fiyatları fırladı.
Lübnan sterlini veya lirası 2019'dan beri değerinin yüzde 90'ından fazlasını kaybetti. Pide ekmeği ve şişede su gibi temel ihtiyaçları bulmak bile oldukça zor. Ülkede birçok süpermarketin rafları boş görünüyor.
Beyrut'un yoğun nüfuslu Nabaa semtindeki bir fırında uzun bir kuyruktan çıkan Jana Chiban, ağlayan bir bebeği kalçasına tünediğinde telaşlı görünüyor. Üç çocuk annesi, "Saatlerdir sıra bekliyorum ve elimde sadece bir torba ekmek var" diyor.
Birçok fırın, özel jeneratörlere güç sağlamak için dizele paraları yetmediği için kapandı ve devlet tarafından sağlanan elektrik kesintileri artık günde 21 saate çıkıyor.
Ulusal asgari ücret bir zamanlar resmi döviz kuruyla neredeyse 450 dolar değerindeydi. Bugün, karaborsada yaklaşık 42 dolar değerinde.
Hayalet gemi! 1942'de ortadan yok olmuştu: 82 yıl sonra tekrar...ÜZÜM ŞİMDİ 8 KAT PAHALI
Geçen yıl aralık ayında gıda fiyatları yüzde 400'e kadar yükselirken, et ve meyve gibi ürünler lüks haline geldi.
Güney Lübnan'da bir meyve çiftliği sahibi olan 32 yaşındaki Wael Slika, satışlarının yüzde 40 düştüğünü, karaborsa yakıt ve mazot fiyatlarının ise maliyetlerini yüzde 600 artırdığını söylüyor.
"Elbette, satış fiyatlarım da yükseldi" diyor. Krizden önce 1000 Lübnan pounduna sattığı bir kilo (yaklaşık iki pound) üzüm, şimdi sekiz kat daha pahalı.
"Su pompaları için dizel, buzdolabında taze kalması için elektrik, pazara mal taşımak için benzin, ithal pestisit satın almak için 'taze dolar' yok" diye şikayet ediyor Slika, taze toplanmış üzümleri bir mağazada satmak üzere paketlerken.
"İnsanlar artık meyve gibi lüks ürünleri bir yana, temel gıdaları bile karşılayamıyor" diye ekliyor. Sezonda günde 150 kutu dikenli armut satardı, şimdi ise şanslıysa 50 tane satıyor.
Lübnanlı çiftçiler daha önce bölgesel pazarlarda ciddi kârlar elde ettiler. Ancak ekonomik kriz, az gelişmiş bir tarım sektörü ve Lübnan ürününün itibarını zedeleyen ve büyük bir dış pazar olan Suudi Arabistan'ı ve Lübnanlı çiftçileri kesen olaylarla birlikte büyük darbe aldı.
Kısıtlamalar rağmen az sayıda Filistinli cuma namazını idrak etti!ŞARJ ETMEK İÇİN KAPI KAPI DOLAŞIYOR
Beyrut'un merkezi Hamra semtinde 36 yaşındaki metin yazarı Charles Semaan, dizüstü bilgisayarında çalışabilmek ve telefonunu şarj edebilmek için günlerini mahallesinde elektrik bulunan kafeler arayarak geçiriyor.
Kötüleşen elektrik kesintileri ve özel jeneratörlere güç sağlamak için dizel veya etrafta dolaşacak yakıt sıkıntısı ile Semaan'ın tek seçeneği, jeneratörlü yerel kafelerde çalışmak.
Jeneratör birkaç saatte bir kapandığında dizüstü bilgisayarını kapatır, sigara molası verir ve elektriğin gelmesini bekler. Bir öğleden sonra, devlet tarafından sağlanan elektrik geri geldiğinde çamaşır yıkamak için evine dönüyor.
Bir berber, elektrik kesintisinden sonra biraz doğal ışık ve hafif bir esinti için müşterilerini kaldırıma taşıyor. Karanlık dükkanın içindeki bir berber, müşterisinin siyah sakalını tıraş ederken görmek için telefon fenerini kullanıyor.
Lübnan'da duyulabilecek en neşeli sözlerden birini söylerken yüzüne parlak bir gülümseme yayılıyor: "Elektrik geldiii!"
Bir süre önce ülkenin yakıt sıkıntısının giderilmesine yardımcı olmak için İran'dan bir sevkiyat yapıldı. Mısır ve Irak da Lübnan'a yakıt gönderme sözü verdiler ancak uzmanlar bu yardımlarla krizi çözmenin pek mümkün olmadığını söylüyor.
Siyonistler 'İstenmeyen adam' ilan etmişti: Guterres'ten çarpıcı açıklama: Ateş cehenneme...BÜTÜN SEKTÖRLER ÇÖKMÜŞ DURUMDA
Son aylarda, Lübnan'daki neredeyse her sektör çöktü ve bu küçük Akdeniz ülkesinde karaborsalara artan bir talep yarattı.
Uzmanlar, yakıt ve ilaç için en büyük karaborsaların, yönetici sınıfla yatakta güçlü karteller tarafından yönetildiğini söyledi.
Beyrut'taki Saint Joseph Üniversitesi Siyaset Bilimi Enstitüsü Müdürü Kerim Emile Bitar, "Bu karışık durumun arkasında karteller ve birbiriyle işbirliği yapan karanlık politikacılar var" diyor.
Kamu yönetimi yardımcı doçenti Carmen Geha ise "Lübnan'da iş ve siyasetin evliliği yıllardır bu ülkeyi mahvetti" diyor.
Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca Lübnan ordusu ve güvenlik güçleri, gizli ilaç ve yakıt depolarını aramak için birkaç depolara baskınlar düzenliyor. Kaynaklar, kartellerin karaborsada stoklanmış malzemeleri satarak yüksek kâr elde ettiklerini söylüyor. Bazı karaborsacılar ise topladıkları malları daha yüksek fiyatlara satmak için sınırdan Suriye'ye kaçırıyor.
113 İHA'lı taarruz fiyasko ile sonuçlandı: Karadeniz'in altını üstüne getirdiler
TANSİYON İLACI 50 DOLAR
Tam ismini vermek istemeyen 39 yaşındaki Rabih, temmuz ortasında bir doktorun babasına hipertansiyon ilacı reçete etmesiyle ilaç sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı.
Birkaç eczacı ona ilacın stokta kalmadığını söyledikten sonra, karaborsadaki bir ilaç tedarikçisi ona bir kutuyu 50 dolara satmak istedi. İki kutu aldığı takdirde fiyat 80 dolar oluyordu.
Rabih, "Bunu göze alamazdım, bu yüzden ilacı her yerde aradım" diyor. Sonunda ilacı bir eczanede karaborsa fiyatının yaklaşık beşte biri kadar ucuz şekilde bulmuş.
Lübnanlılar yurt dışından gelen aile ve arkadaşlara büyük ihtiyaç duyuyor. Rabih, kardeşinin bu yıl Almanya'dan bir bavul dolusu reflü ilacıyla geldiğini söylüyor. Çünkü kendisi bir reflü hastası ve ilacını Lübnan'da bulamıyor.
Lübnan Hizbullahı geçtiğimiz günlerde İran'dan aldığı akaryakıtı Suriye üzerinden ülkeye taşımıştı.
Rusya'nın Truva Atı! O ülke Avrupa'yı tedirgin ediyor!YAKIT ÇOK AMA İSTİFLENİYOR...
Lübnan'ın karaborsaları sade vatandaşın hayatını tüketirken başkaları için iş fırsatları yaratmış. İsmini vermek istemeyen ve kod isim kullanan Ahmed isimli bir Lübnanlı, ülkenin en büyük petrol şirketlerinden birinde benzin istasyonu yöneticisi olduğunu söyledikten sonra şu gerçeği ifade ediyor: "Lübnan'ın ihtiyacı olanın iki katı kadar yakıtı var ancak istifleniyor..."
"İster politikacılar, ister polis, hatta bir zamanlar temiz olduğu bilinen ordu olsun, herkes karaborsanın bir parçası" diyen Ahmed, polis teşkilatında yolsuzluğun nasıl işlediğini göstermek için yüksek rütbeli bir memuru arıyor.
Telefonda karşısındakine "Bir depo benzine ihtiyacım var" diyor. Polis memuru olumlu yanıt veriyor ve ondan 350 bin Lübnan sterlini istiyor.
Telefonu kapattıktan sonra Ahmed durumu şöyle özetliyor: "Lübnan ikiye bölünmüş durumda. Nüfusun yarısı benzin satıyor, diğer yarısı satın alıyor. Ve herkes suç ortağı."
İsrail, İran'ın nükleer tesislerine saldıracak mı? Amerikalı yetkili açıkladıORASI ARTIK BİR HAYALET KASABA
Gece çöktüğünde, Beyrut sokakları zifiri karanlık ve tüm semtler, özellikle de bir zamanlar popüler mağazaları, lüks otelleri ve restoranlarıyla tanınan Downtown, artık hayalet bir kasaba.
Liman patlaması şehri harap ettikten ve pandemi ortaya çıktıktan sonra giderek ıssızlaşan kasabanın tabutuna son çiviyi elektrik kesintileri çakmış.
"Beyrut artık eskisi gibi değil. Geceleri yürümek korkutucu" diyor Şantel Saif, şehir merkezindeki karanlık bir sokak köşesinde beklerken.
Tam adını vermek istemeyen siyaset bilimci Bitar, bugün Lübnan'da görülen keskin sosyal karşıtlıklara atıfta bulunarak, ülkede cepheleşmenin her daim varolduğunu anlatıyor.
Bitar, Lübnan'ın temel sorununun siyasi olduğunu, bunun altında ise mezhepçilik, yolsuzluk ve egemenlik eksikliği yattığını belirtiyor.
Sonuç, her düzeyde başarısız olan bir 'Lübnan devleti.'
Kabinesiz 13 ayın ardından yeni bir kabinenin açıklanmasına rağmen Lübnan, devletin çöküşüne tanık oluyor.
KAYNAK: ALJAZEERA