Yunan medyasında hükümete Türkiye baskısı: AKKA kararı komşunun gözünü korkuttu: Biz de ayrılalım
Türkiye geçtiğimiz günlerde Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması'ndan (AKKA) çekildiği duyurdu. Bu kararla birlikte istediği karar silah üretebilecek olan Türkiye komşuda tedirginliğe yol açtı. Son olarak Yunan medyası Türkiye'nin politikasını değiştirdiğini belirterek Atina hükümetine AKKA'dan biz de çıkalım baskını yaptı.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de varlığından ve savunma sanayisindeki başarısından oldukça rahatsız olan Yunan basını Türkiye'nin AKKA anlaşmasından çıkmasını panikle karşıladı.
"TÜRKİYE POLİTİKA DEĞİŞTİRİYOR"
Konuya ilişkin bir analiz yayımlayan Yunan medyası, Türkiye'nin AKKA anlaşmasının uygulanmasını askıya alma yönündeki ani kararının ulusal politikasında büyük bir değişimi işaret ettiği ifade edildi.
"TÜRKİYE ARTIK KİMSEYE HABER VERMEYECEK"
Analizine devam eden Yunan basını, "Şimdiye kadar karşılıklılık ruhuyla diğer üye ülkeleri konvansiyonel silahlarının konuşlandırılması ve yerleri konusunda bilgilendirmek zorundaydı. Bu kararla Türkiye artık konvansiyonel silah ve kuvvetlerini, hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın ve diğer devletlerin bilgisine ihtiyaç duymadan, topraklarının herhangi bir yerine ve istediği miktarda konuşlandırma olanağına kavuştu." denildi.
"TÜRKİYE-YUNANİSTAN ARASINDAKİ GÜÇ DENGESİ AÇILACAK"
Öte yandan analizde Devletlerin askeri dengelerinde meydana gelecek herhangi bir değişikliğin Yunanistan ve Türkiye arasındaki güç dengesini etkileyebileceği vurgulandı.
"TÜRKİYE'NİN HEDEFİ SİLAH SİSTEMLERİNİ ARTIRMAK"
Yunan medyası ayrıca Rusya'nın AKKA'dan ayrılması nedeniyle anlaşmanın anlamını yitirdiği değerlendirmelerinin tatmin edici olmadığı belirterek, "Türkiye'nin Antlaşma'ya katılımının askıya alınmasının nedenlerinin bu kadar basit olmadığı tahmin ediliyor. Görünen o ki Türkiye'nin hedefi askeri gücünü artırırken aynı zamanda silah sistemlerini de artırmak." dedi.
"BİZ DE ÇIKALIM"
"Türkiye, şu anda NATO'nun en büyük ikinci, Avrupa'nın ise birinci ordusuna sahip." diyerek analize devam eden Yunan medyası, "Durum değerlendirildiğinde, geçici bir durgunluk dönemi yaşıyor olsak bile, komşumuzun silahlanma maceralarını takip etmeliyiz ki, gerektiğinde hazır olmaya hazır, kararlı olalım. Sürekli bilinçli, kararlı ve gerekirse hazır olmalıyız. Ve bunu başarmak için biz de aynısını yapalım. Biz de katılımımızı askıya alalım ki, Türkiye'deki gelişmeleri takip eden, uygun görülen bir ordumuz olsun" ifadelerini kullandı.
AKKA ANLAŞMASININ GEÇMİŞİ
AKKA anlaşması 1990 yılında Paris’te imzalanan ve Temmuz 1992’de yürürlüğe giren Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) (Treaty on Conventional Forces in Europe – CFE) NATO ve Varşova Paktı arasında imzalandı.
Söz konusu antlaşma zırhlı muharebe araçları, muharebe tankları, savaş uçakları, toplar ve saldırı helikopterlerini içeren toplam beş konvansiyonel silah kategorisinde sayıca indirimi, karşılıklı bilgi paylaşımını ve her bir kategori için de anlaşmaya taraf olan ülkeleri bağlayacak sınırlamaları içeriyordu.
Öte yandan AKKA anlaşması coğrafi olarak Avrupa’nın Atlantik kıyılarından başlayıp Sovyetler Birliği’nin Ural Dağları’na kadar olan bölümü kapsamaktadır. Antlaşmaya taraf olan ülkeler, anlaşmanın uygulanması ve belirlenen hedeflerine ulaşmasından sonra da güvenlik ve istikrarın temini için birlikte çalışmayı ve her türlü çabayı göstereceklerini taahhüt etmişlerdir.
Antlaşmanın 2. maddesi beş kategoride belirlenen silahların neler olduğunu açıkça ifade etmektedir. Anlaşmanın 3, 4, ve 5. bölümlerinde tarafların tabi olacağı sınırlamalar rakamlarla ifade edilirken ilerleyen bölümlerde de indirimlerin kapsamı ve nasıl yapılacağını açıklayan ifadeler bulunmaktadır. Antlaşmanın ek protokolleri, indirime tabi olacak silahların envanterini çıkarırken, imha veya görev dışı bırakma süreçlerinin nasıl yürütüleceğini ve devletlerin tabi olacakları usulleri açıklamaktadır.
ASKERİ SINIRLAMALAR GETİRİLDİ
AKKA Antlaşması’nın her iki taraf için toplam olarak getirdiği rakamsal sınırlamalar, muharebe tankları için 40.000, zırhlı muharebe araçları için 60.000, toplar için 40.000, savaş uçakları için 13.600 ve taarruz helikopterleri için de 4000’dir. Deniz üzerindeki tüm donanma unsurları bu Antlaşma kapsamı dışında bırakılmıştır. Öte yandan, kuvvet indirimi sürecinde bahsi geçen askeri ekipmanın satılması yasaklanmış, yok edilmesi veya barışçıl amaçlarla kullanılabilecek hale getirilmesi karara bağlanmıştır. AKKA Antlaşması sadece rakamsal sınırlamalar üzerinde durmamış ve Antlaşmanın uygulanacağı birbirine geçen dört bölge belirlemiş ve bu sayede taraf ülkelerin kuvvet indirimleri neticesinde yapacakları kaydırmaların belli bir alanda toplanmasının önüne geçmek hedeflenmiştir.
1996 yılında AKKA Anlaşması’nın kanat bölgeleri üzerinde düzenlemeler yapılarak Rusya’nın arttırım talepleri karşılanmıştır. Fakat yakın çevresinde yaşanan istikrasızlıklar ve silahlı çatışmaların yanı sıra NATO’nun coğrafi alanını genişletmeye başlaması, Rus tarafında konvansiyonel üstünlüğün yeniden tesis edilmesinin gerekliliğini göstermiştir. Rusya’nın şikâyet ve taleplerini dikkate alan NATO ülkeleri 1996 ile 1999 arasında AKKA’nın yenilenmesi görüşmelerini sürdürmüşlerdir.
RUSYA ANLAŞMADAN ÇEKİLMİŞTİ
İstanbul Zirvesi’nde NATO üyelerinin karşı çıktığı üç önemli konu bulunmaktaydı. Bunlar Rusya’nın kanat bölgelerinde belirlenen sınırların üzerinde sayılarda güç bulundurması, Rus Silahlı Kuvvetlerinin Gürcistan topraklarında Gürcü hükümetinin onayladığı rakamların üstündeki mevcudiyetleri ve Rusya’nın Moldova’daki askeri mevcudiyeti konularıydı. NATO bu konuda çok diretmiş ve Rusya İstanbul Zirvesi’ndeki taahhütlerine uyana kadar revize Antlaşmayı onaylamayacağını bildirmişti.
Mart 2015’te Rusya’nın Antlaşmadan tamamen çekildiğini açıklaması, NATO tarafından tepkiyle karşılanmış ve bu hadise yeni bir konvansiyonel silahlanma döneminin başlangıcı olmuştur.
NATO, Rusya'nın çekilmesinin ardından Soğuk Savaş döneminden kalma Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması'nı askıya aldı.