Plazma bombası: Lazerle çalışan hayalet denizaltı derinlerdeki savaşı kökünden değiştirebilir
Donanmaların en stratejik savaş platformu olan denizaltılar yaydıkları akustik iz nedeniyle zor da olsa tespit edilebiliyor. Çinli bilim adamlarının üzerinde çalıştığı 'lazer patlamalı plazma tahrik sistemi', mekanik gürültüyü ortadan kaldırarak suyun dibinde süper sessiz biçimde hareket imkanı sağlıyor.
2 bin kilometre menzilli hava savunma füzesi ve Amerikan hayalet uçaklarını görünür kılan radar teknolojisi gibi dev hamlelerin ardından Çin basını sıradışı bir iddiayı daha ortaya attı.
South China Morning Post gazetesinde yayınlanan haber, Çinlilerin suyun altında lazer teknolojisi kullanarak itme kuvveti yaratan bir denizaltı tahrik sistemi oluşturmaya çalıştıklarını bildiriyor.
Proje başarılı olursa, mekanik hareketli parçaları olmayan bir itici güç sayesinde ilerleyen denizaltılar, suyun altında gerçekten 'hayalet' özelliğine kavuşacak.
Habere göre Çinli bilim adamları konvansiyonel bir motor olmaksızın denizaltıları hareket ettirecek lazer tahrik sistemini yapmanın bir yolunu buldu.
Yeni teknoloji, denizaltının her biri insan saçından daha ince olan fiber kaplamadan 2 megavat lazer gücünde enerji yayarak yaklaşık 70 bin Newton itme kuvveti üretilebileceği prensibine dayanıyor.
Gazete, sözkonusu teknolojinin, deniz suyunu buharlaştıran lazer darbeleri tarafından üretilmiş ve su direncini önemli ölçüde azaltabilen süper kavitasyondan yararlanarak çalıştığını kaydediyor.
'Sualtı fiber lazer kaynaklı plazma patlama dalgası tahriki' mekanik gürültüyü ortadan kaldırarak suyun dibinde süper sessiz biçimde hareket imkanı sağlıyor.
JAPON TEORİSİNİ GELİŞTİRDİLER
Aslında bu yöndeki çalışmalar yeni değil. Yaklaşık 20 yıl önce Japon bilim adamları suda plazma oluşturmak ve plazmanın genişlemesiyle üretilen patlama dalgasını itme amacıyla kullanmak için lazer kullanma konseptini ortaya atmıştı.
Ancak Japonlar, patlama dalgası tek bir noktadan her yöne genişledikçe yönlü bir itici güç oluşturmayı zor buldukları için bu projede ilerlemekten vazgeçmişti.
Sonrasında Çin ve diğer bazı ülkeler, denizaltıların belli bir yöne itimini sağlamak için küçük küresel metal parçacıkların kullanılmasına yönelik araştırmaları finanse etti.
Teoriye göre patlama dalgaları, parçacıkları belirli bir yönde iterek denizaltıya zıt bir kuvvet uyguluyordu. Ne var ki bu fikrin önemli bir handikapı vardı; 1 watt'lık lazer gücü, 1 Newton'un yalnızca milyonda biri kadar itme gücü üretiyordu. Yani mevcut kuvvet verimli olamayacak kadar düşüktü.
Fakat Çin basını, Harbin Mühendislik Üniversitesi'ndeki bilim adamlarının, lazeri itme kuvvetine dönüştürme verimliliğini 3-4 kat artıran bir lazer motoru tasarladıklarını ifade ediyor.
Çinliler, U şeklinde arayüze sahip silah namlusu benzeri bir cihaz ekleyip fiberleri değiştirdiler ve çalışma ortamındaki parçacıkları bombardıman etmek için çift namlu kullandılar. Ayrıca şok dalgaları arasındaki etkileşimi ve iç sürtünmeyi en aza indirmek için namlunun içine özel çıkıntı yapılar da koydular.
Bir denizaltı nükleer reaktörü, lazer tahrik sistemi için yeterli olan 150 megavatın üzerinde güç üretebiliyor.
ABD'NİN MANYETOHİDRODİNAMİK TESTLERİ
Çin'in son iddiası, Amerikalıların 1960'lardan buyana mekanik tahrik sistemine alternatif olarak üzerinde çalıştığı manyetohidrodinamik tahrik (MHD) teknolojisini akıllara getirdi. MHD prensibi, itme kuvveti oluşturmak için manyetik alanlar yaratma ve elektriksel iletken sıvılar kullanıyor.
Projede karşılaşılan pek çok zorluğa karşın ABD İleri Savunma Projeleri Ajansı DARPA, 2023 Mayıs'ında MHD teknolojisini ilerletmek için 42 aylık Denizaltı Manyetohidrodinamik Pompa Prensipleri (PUMP) programını başlattı.
DARPA yetkilileri, MHD tahrikinin küçük ölçekte başarılı olduğunu ancak yüksek verimli pompalar için güçlü manyetik alanlar üretilememesi nedeniyle pratik olmadığını belirtiyor. Ayrıca deniz suyuyla temastan kaynaklanan elektrot korozyonu sorunlarından da bahsediliyor.
Bunun yanında DARPA, ticari nükleer füzyon endüstrisindeki ilerlemelerin yüzde 90 MHD verimliliği sağlayabilen 20 Tesla'ya kadar manyetik alanlar üretebilen nadir toprak baryum bakır oksit (REBCO) mıknatıslarının üretimini mümkün kıldığını söylüyor.
Denizaltında görünmezlik yarışının önümüzdeki yıllarda sıradışı teknolojilerle tam gaz devam etmesi bekleniyor.