Silahlı insansız deniz aracı (İDA) ULAQ ile tüm dikkatleri üzerine çeken Türk savunma sanayii, Mavi Vatan'ta ilginç bir konsepte imza atmaya hazırlanıyor. Milli korvetlerle birlikte görev alacak İDA'lara, geliştirme çalışmaları sürmekte olan 'insansız denizaltılar' da eşlik edecek.
2021 yılının son günlerinde katıldığı CNNTürk yayınında bu yönde ipuçları sunan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "ULAQ İDA'lar, su üzerindeki bir hedefi tanksavar füzesiyle noktasal şekilde vurabilen dünyadaki ilk araç. Bunların birden fazlasının, 5, 6, 7, 8'inin aynı operasyonda yer aldığını, görev dağılımı yaptıklarını, kimisinin vurucu, kimisinin karıştırıcı görevler yaptığını düşünün; bunun bir de denizaltına dalanını düşünün, gerektiğinde deniz üstüne çıkanını düşünün ve üzerindeki silahların çeşitlendirildiğini düşünün, bir güç çarpanı olarak hizmete girecek..." demişti.
Türk roketiyle uzayda '300' sesleri: Delta-V Sors'un sır menzilini paylaşmıyor
GELECEĞİN HAREKÂT ORTAMI...
İsmail Demir dün katıldığı NTV yayınında da bu yöndeki bir soru üzerine insansız denizaltı teknolojisinden bahsetti. Deniz araçlarında 4 ayrı projenin yürütülmekte olduğunu, hazırlanan prototiplerin denendiğini söyleyen Demir, şunları kaydetti:
"Özel sektörün girişimleri bizleri memnun ediyor. Hatta ilk harcamaları kendileri yapıyorlar. Çeşitli kanallardan yürüyünce gördük ki muhtelif kabiliyetleri olan, birbirlerine karşı çeşitli farklılıkları bulunan sistemler ortaya çıkmaya başladı. Bu da güzel bir şey. Benzeri unsur kara araçlarında da var. Onlar çeşitli boyut ve kabiliyette. Zaten sahada denenmeye başladılar bile... Onların üzerine koyacağımız silah sistemleri... Bazıları hazır, bazıları yeni geliştiriliyor. İnsansız denizaltı meselesi de gündemimizde. O da başka bir parametre olarak düşünülüyor."
"Biz geleceği insansız sistemlerde gördüğümüz için hep diyoruz ki, yapay zeka... İletişimi mükemmel olan insansız sistemler, karar destek mekanizmaları, birbirleriyle iletişim halinde bir yapay zeka sistemiyle yönlendirilen, gereğinde otonom karar verip hareket edebilen ve tabii son sözü insanın söyleyeceği bir harekât ortamına doğru dünyanın hazırlanması gerekiyor. Türkiye'nin geleceği de böyle bir ortamdadır."
