General olmayı beklerken Fetullahçı Terör Örgütü'nün Balyoz kumpasıyla hapse atılan ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hızla terfi eden Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanı Tümgeneral Bahtiyar Ersay, şimdi Karabağ sınır hattında Ermeni işgalcilerle mücadele edecek. Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren son atama kararlarıyla birlikte Ersay'ın yeni görev yeri Azerbaycan'ın başkenti Bakü oldu.
'Azerbaycan Görev Grubu Komutanı' sıfatıyla Genelkurmay Başkanlığı emrine atanan Tümgeneral Ersay, FETÖ'nün Balyoz kumpası sırasında 16 yıla mahkûm edilmiş ve 31 ay hapis yatmıştı.
Bahtiyar Ersay, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi FETÖ imzalı kumpaslardan yaşı gereği emekli olmadan kurtulabilen nadir komutanlardan biri. Kurmay albay rütbesindeyken FETÖ'cülerle mücadele ettiği 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Ersay, 29 Ağustos 2016'da toplanan Yüksek Askerî Şûrâ'da tuğgeneral rütbesine terfi ettirildi.
Kanlı kalkışmadan sadece iki hafta sonra Ersay, kendini Hakkari 2. Hudut Tugay komutanı olarak Çukurca'da buldu. Bu sırada bölge yoğun terör tehdidi altındaydı. Yüzlerce teröristten oluşan PKK'lı grup sınırı sürekli taciz ediyordu. Ersay, emrindeki komandolarla birlikte, 7 kez sınırdan geçmeye cüret etmiş PKK'lılara yönelik sürek avı başlattı. Onları beklemedikleri anda vuran Bahtiyar Paşa, askerleriyle birlikte tam 207 teröristi etkisiz hale getirdi.
Operasyonlar sırasında dağda askerlerinin yanından hiç ayrılmayan, onlarla birlikte savaşan, Mehmetçikle namaz kılan Bahtiyar Ersay, başta emrindeki komando birliği olmak üzere bölge halkının gözünde eşsiz bir yere oturdu. Tunceli Çemişgezek doğumlu Ersay, Kaddafi'nin devrilmesiyle iç savaş cenderesine giren Libya'dan Türk vatandaşlarının tahliyesini de yönetmişti.
Bahtiyar Paşa, FETÖ kumpasıyla cezaevinde yattığı dönemde bile devlete asla küsmedi. Yakın arkadaşları, gazeteci Fikret Bila'ya onun ağzından şu sözleri aktarmıştı: "Ben bir Türk subayıyım. Devletim, milletim için canımı vermek üzere yetiştirildim. Devlete küslük olmaz. Evet, başımıza haksız bir iş geldi. Aldığımız eğitim, TSK mensubu olmanın verdiği sorumluluk ve inancımız şudur ki, 'Allah verirken iyi, alırken kötü; devlet verirken iyi, alırken kötü' diyemeyiz. Biz her koşulda 'vatan sağ olsun' diyerek yetiştik. Yine öyle diyoruz: Vatan sağ olsun!"
