İsveç ve Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar sonrası batılı devletler Türkiye'de bir terör saldırısı olabileceğine ilişkin peşpeşe mesaj yayınlıyor.
Uyarının adresi olan ülkeyi diplomatik dille aşağılama yöntemi haline gelen bu bildiriler kimi zaman terör örgütleriyle içli dışlı olan güçlerin saldırı planlarına da ışık tutabiliyor.
Washington kaynaklı terör saldırısı uyarılarından bazıları özellikle son 10 yıldır gerçek saldırılarla sonuçlandı.
Bu nedenle sözkonusu uyarı açıklamaları, teröristlerin ipini tutan batılı istihbarat servislerinin hedef ülkeye yönelik bir gözdağı aracına dönüşmüş durumda.
Terör saldırısı gerçekleştirenler doğrudan ABD Özel Kuvvetlerince eğitiliyor. Amerikan subayı Jeff Denis, Suriye'de PKK/YPG'li teröristlerin sözde mezuniyet töreninde konuşma yaparken...
Tevrat yakma eylemine müsaade etmeyen ancak Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını 'ifade özgürlüğü' olarak değerlendiren İsveç'te Rasmus Paludan imzalı provokasyonu bahane eden çok sayıda devlet yine 'bildiri mekanizması'nı devreye soktu.
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, İtalya, İspanya ve Hollanda, sözde Türkiye'deki vatandaşları için uyarılar yayınlayıp onlardan 'kalabalık yerlerde bulunmamalarını', 'ibadet yerlerinin hedef alınabileceğini', 'elçilikten yapılacak bilgilendirmeleri takip etmelerini' istedi.
İngiltere, Almanya ve Hollanda, Türkiye'deki büyükelçiliklerini geçici olarak hizmete kapattıklarını duyurdu.
Beyoğlu-İstiklâl Caddesi'ni kana bulayan PKK/YPG kaynaklı terör saldırısının ardından Amerikan medyası Türk turizmini hedef alarak "Her yıl on milyonlarca turist bombalamanın gerçekleştiği İstiklâl Caddesi'nde vakit geçiriyor" ifadesini kullanmaktan çekinmemişti.
ABD elçiliği geçmişte DEAŞ ve PKK kaynaklı saldırılar öncesinde çeşitli uyarılar yayınlamıştı. Terör örgütü PKK/YPG'ye Suriye'de suikast, sabotaj, bomba yapımı ve intihar saldırısı eğitimleri veren Amerikan subaylarının Türkiye'ye yönelik yeni bir saldırı planladığından endişe ediliyor.
13 Kasım'da İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını gerçekleştiren Ehlem el-Beşir (Ahlam Albashır) ve ona yardım eden ekibin Suriye'de ABD destekli PKK/YPG işgalindeki bölgeden gelerek Türkiye'ye sızdıkları anlaşılmıştı. Bombalı çantayla eylem talimatı ise ABD/PKK-YPG işgali altında bulunan Ayn el-Arab'dan (Kobani) verilmişti.
Tokat’ta deprem fırtınası sonrası Naci Görür'den uyarı: Güneybatıdakiler dikkatli olmalı
ERMENİ CEMAAT LİDERİNDEN TUHAF AÇIKLAMA
Elçiliklerden peşpeşe 'terör' uyarıları yapılırken Ermeni Vakıflar Birliği (ERVAP) ve Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu'dan tuhaf bir açıklama geldi.
Halk TV'de yayınlanan habere göre Ermeni cemaat temsilcilerine bir mesaj geçen Şirinoğlu, "Askeri eğitim almış üç DEAŞ militanı ülkeye giriş yapmış. Amaçları ruhani ve sivil liderlere ses getirecek suikast girişimi. Bu nedenle toplu kültürel gösterilere, okullara dikkat etmemiz lazım. İmkân dahilinde tedbirimizi alalım. Cemaatleri ilgilendiren etkinliklere 2-3 aya kadar ara vermemizde fayda var. Bu nedenle 6 Şubat’taki toplantımızı iptal ediyorum. Bu zaman zarfında tüm dernek faaliyetlerini de kişiler yakalanana kadar yapmamanızı tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.
Devletin kendisine tahsis ettiği koruma sayısını artırdığına dikkat çeken Şirinoğlu, IŞİD/DEAŞ üyelerinin Türkiye'ye girdiğine ilişkin bilgiyi kimden aldığına açıklık getirmedi.
Twitter (X) neden yavaş, açılmıyor 23 Nisan? Twitter kapandı mı,...
NİYE ENGELLENMEDİĞİ ANLAŞILDI
İsveç ve Danimarka'daki saldırıların figüranı Rasmus Paludan
Mevcut tablo, terör örgütlerini kullanan güçlerin bombalı saldırılara zemin hazırlamak için İsveç ve Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e saldırıda bulunulmasına kasten müsaade ettiğini gösteriyor. Yani IŞİD/DEAŞ ya da PKK/YPG'yi kullanan istihbarat örgütleri, bu yapılara bağlı teröristleri kullanacağı saldırılar için öncelikle psiko-sosyal ortamı hazırlıyor, sonrasında saldırı için düğmeye basıyor.
Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin veren İsveç, Tevrat yakma eylemine geçit vermemişti.
