15 Temmuz gecesinin en karanlıkta kalan boyutu, Türkiye’nin güney sınırlarındaki hazırlık ve hareketlilikle, terör örgütleri arasındaki ortaklıktı.
O gece, Irak ve Suriye sınırı boyunca bütün askeri birliklerin geri çekildiği, sınırların boşaltıldığı, Türkiye’nin savunmasız bırakıldığı çok az konuşuldu.
Daha sonra; Irak ve Suriye sınırı boyunca sınır birliklerinin başına FETÖ’cü subayların atandığı, bu yönde uzun soluklu bir çalışma yürütüldüğü, 15 Temmuz gecesi de bunlara sınırları boşaltın” talimatı verildiği ortaya çıkacaktı.
15 Temmuz başarılı olsaydı, PKK ve DEAŞ’ın sınırdan Türkiye’ye girecek, Güney’den bir müdahale başlayacaktı. Bu yönüyle iş, bir darbe girişimi olmanın ötesine geçiyor, bir tür işgal girişimi projesi halini alıyordu.
Fahiş fiyatla mücadeleye CHP engeli: AK Parti kararname çıkardı CHP...
PKK’YA TALİMAT: TÜRK ASKERİNE SALDIRMAYIN, POLİSİ HEDEF ALABİLİRSİNİZ
ABD istihbaratının; içeride FETÖ’yü harekete geçirirken sınırların hemen dışındaki ve kontrolünde tuttuğu terör örgütlerini de FETÖ ile koordineli biçimde seferber etmesi bundandı.
Bunları destekler biçimde, Suriye ve Irak’ta sınır bölgelerinde, PKK ve DEAŞ’lı teröristlerin yığınak yaptıkları ortaya çıktı. ABD’nin “DEAŞ’la mücadele” adıyla yürüttüğü tüm operasyonların, Türkiye’yi müdahale hazırlığı olduğu böylece kesinleşti.
Yine o gecenin en çarpıcı, bütün bu örtülü ilişkileri açığa çıkaran olayı da şuydu:
Kandil’den PKK’ya talimat verildi. “Saldırıları geçici olarak durdurdun. Türk askerine saldırmayın. Polisi hedef alabilirsiniz.” Aynı talimatlar PKK kadar YPG ve DEAŞ’a da gitmişti.
Bütün bunlar, 15 Temmuz’un bir darbe girişiminden çok bir çokuluslu müdahale girişimi olduğunu ortaya seriyor. Yine bütün bunlar FETÖ-ABD hattındaki ortaklığın PKK’yı da içine aldığını netleştiriyor.
Nitekim 15 Temmuz’dan sonra bu ortaklık, siyasi partileri de içine alarak devam etti.
