İnsanoğlu sürekli değişen ve dönüşen bir dünya üzerinde yaşıyor. Zaten kendisi de bu değişimin bir parçası. Çevrenin değişmesine, teknolojinin ilerlemesine, doğanın dönüşümüne insanın katkısı kaçınılmaz.
Hayat nasılsa tek düze ve aynı kalmıyorsa, insanlar da aynen böyle. Düşünsenize sadece 1 sene içinde bile düşüncelerimiz, hayata bakışımız nasıl değişiyor? Kendini dışarıya kapatmayan her insan bu değişimi büyük bir heyecanla karşılarken bazı kişilerin ise en büyük korku ve kaygısı değişmek.
Holiganlar hakkında çılgın mesaj: Yeşil sahaya inenin cinsel sorunu varALIŞKANLIKLAR KOLAY TERKEDİLMİYOR
Peki insan değişmekten ve gelişmekten neden korkar? Çünkü standartlara hemen alışır. Rutin hale gelen kısır döngüyü terk etmek istemeyen kişi, değişen koşullara uyum sağlamak yerine konfor alanında kalmak ister. Konfor alanı da aslında insanı bağımlı yapar. Güvende olmayı seven kişi, bu alanı terketme riskini göze alamaz.
Farah Zeynep Abdullah hayranı oldu 15 yaşında evden kaçtı! Küçük...HAYAT DEĞİŞTİKÇE GÜZELLEŞİYOR
Hayattan zevk almak için ise aslında bu alandan çıkmak gerekir. Doğada yürümek, rüzgarı hissetmek, korkmak ama yoldan dönmemek hep değişimi ve yeniliği getirir. İnsan keşfettikçe mutlu olur ve hayattan, değişimden keyif almaya başlar.
Müge Anlı'da kan donduran olay: Yasak aşk yaşadığı üvey oğluyla...TOPLUM KÜLTÜRÜ DE ÖNEMLİ BİR KISTAS
Tabi değişime karşı bakış açısı, bireysel değil toplum kültürüne de bağlı olabiliyor. Bazı toplumlar değişikliğe açıkken bazıları kapalı olabiliyor. Ülkemizde ise kültür itibariyle her koşula ayak uydurabilen insanlar yaşadığı için kendimizi şanslı görebiliriz.
Değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul etmek gerekiyor. Güvenli alanla olan bağı tamamen koparmadan değişikliklere ayak uydurmak, hayata bakışı daha anlamlı kılacağından harekete geçmenin tam zamanı...