İngiltere Kraliçesi Elizabeth'in ölümüyle tahta oturan oğlu Charles hakkında PR (halkla ilişkiler) çalışması çabuk başladı. Londra merkezli medya organları Kral 3. Charles'ın Müslümanlara nasıl da yakın biri olduğunu ballandırarak anlatma telaşı içine girdi.
Hıristiyan liderlerin İslam toplumları nezdinde sempati kazanmak için başvurduğu bu yöntem oldukça bayatlamış halde. Zira dünyanın bütün Müslümanları, Buckingham Sarayı'ndaki hanedan tarafından yönetilen İngiltere'nin 2003 yılında ABD ile ortak yalanlar icat edip Müslüman Irak'ı işgal ettiğini ve 1 milyondan fazla insanın ölümüne neden olduğunu biliyor.
Ortadoğu coğrafyasını 'Kanlı Sınırlar' haritasına uygun biçimde şekillendirmek isteyen emperyalist ülkeler 'Müslüman' görünümlü terör örgütlerinin tasarımında da oldukça mahir durumda. ABD'ye dair birçok kirli sırrı ifşa ettikten sonra Rusya'ya sığınan eski CIA/NSA ajanı Edward Snowden'e göre İngiliz istihbaratı, terör örgütü DEAŞ/IŞİD'in kuruluşunda CIA ve MOSSAD'la birlikte görev aldı.
IŞİD/DEAŞ'ın tohumları ABD ve İngiltere'nin Irak işgali sırasında kurdukları Kamp Bukka'da atıldı.
Esed hanedanına karşı Suriye muhalefetinin başlattığı devrimi baltalayan ve terör örgütü PKK/YPG'nin işgallerine zemin hazırlayan DEAŞ, Müslüman ülkelerde halen kullanışlı bir aparat olarak işlev görüyor.
Avustralya'da AVM'de bıçaklı saldırı! Sidney'de yüzlerce kişi tahliye edildi! Çok...
'ONUN ADI HÜSEYİN CHARLES'
Şeyh Nazım Kıbrısî
Prensliği döneminde Charles'ın Müslüman olduğuna dair fısıltıları ilk yayan kişi Kıbrıslı Şeyh Nazım olmuştu. Lefkoşa'da Mayıs 2014'teki ölümüne kadar İngiliz Prensi Charles'ın 'gizli Müslüman' hatta isminin de 'Hüseyin Charles' olduğunu iddia eden Nazım Kıbrısî, Charles'ın Müslüman olmasında kendisinin manevi yardımlarının bulunduğunu öne sürmüştü.
"Zahirde tanışıklığımız yok ama maneviyatta terbiyemiz altındadır. Charles İngiltere'nin Müslüman kralı olacaktır" diyen Kıbrısî'nin bu açıklamaları tartışmalara neden olmuştu. Bu sözler sonrası Nazım Kıbrısî, kraliyet üyelerini Müslümanlara şirin göstermekle vazifeli bir İngiliz ajanı olmakla suçlanmıştı.
Elizabeth'in ölümüyle tahta çıkan Charles hakkında İngiliz basınında yayınlanan haberler, yıllar önceki bu propagandanın dirilmesini sağladı.
Charles'ın 'Müslüman toplumuna en yakın kraliyet üyesi' olduğu iddiasının yanısıra, Müslümanların İngiliz toplumuyla entegrasyonunu savunduğu, kadınların devlet kurumlarında peçe takmasını yasaklayan ülkeleri eleştirdiği ve Ramazan ayında iftar yemeğine icabet ettiği gibi detaylar bugünlerde sık sık hatırlatılıyor.
Türkiye'den çifte standarda tepki! ABD'nin İnsan Hakları Raporu sert ifadelerle...
KİM 'MÜSLÜMANIM' DİYORSA...
Benzer propaganda geçmişte efsanevi İngiliz lider Winston Churchill hakkında da yapılmıştı. Yakın dönemde ise ABD Başkanı Barack 'Hüseyin' Obama, 'gizli Müslüman' olduğuna ilişkin reklamı en çok yapılan liderlerin başında gelmişti. ABD'nin Afganistan, Irak ve Suriye işgalleri sırasında Müslümanların başına bela olan Obama, yönettiği ordunun sayısız kez savaş suçu işlemesine göz yumdu.
Fransız imparator Napolyon Bonapart, Osmanlı topraklarına saldırıp Mısır'ı işgal ederken "Ben Müslümanların halifesiyim" demiş, onun taktiklerini daha sonra Alman imparatoru Wilhelm de benimsemiş ve kendisini 'Müslümanların yegane koruyucusu' ilan etmişti. Tarih şunu gösterdi ki, Müslüman topraklarını en çok yakıp yıkan ve Müslümanları en çok katledenler, 'Müslüman' olduğunu iddia edenler Batılılar oldu.
3. Charles, 73 yaşında İngiltere'ye kral oldu.
