Bireysel davranışları, dijital sosyallikleri, apolitik oluşları, muhaliflikleri...
Kimsenin aslında nasıl olduklarını tam olarak bilmediği ama gerçeğe dayanmayan bir kabul üzerinden 'tek tip' olduklarına inandıkları bir sosyolojik grup; Z kuşağı.
Bazı siyasi gruplar kendilerini onların ideolojik hareketiymiş gibi kabul edip, onları toptancı ve genelleyici bir kampanyanın kullanışlı figürü haline getirmeye çalışsa da...
Türkiye'nin milliyetçi, muhafazakar ve öze dönük tabiatını dışlayarak kurgusal bir Z kuşağı oluşturmaya çabalasa da...
Ülkenin farklı bölgelerinde, farklı şartlarda, farklı değer yapıları içinde doğup büyüyen milyonlarca genci aynı tornadan çıkmış gibi 'beyaz' seküler bir baskıya maruz bıraksalar da...
Bir oy deposu olarak görüp sahte, samimiyetsiz, plastik reklam kampanyalarına malzeme yapsalar da...
İthal tanımlamaların ötesinde onların gerçek isimlerini unutturmaya çalışalar da...
Onların 'Z kuşağı' dedikleri aslında 'bizim çocuklar'.
Yani aslında onların zannettiği gibi "tiktok" seviyesine indirgenemeyecek olan bu toprağın çocukları...
FETÖ'ye 'kıskaç' operasyonu: Askeri okullara girişte öncelik sağlanmış
MAHİR, EREN, YASİN, ŞAHİN...
Hainler ülkeyi yerli işbirlikçileri teröristler eliyle işgal etmeye çalışırken Adı Mahir olur. 16 yaşında ülkesini korumaya koşar.
Memleketin dağlarında yuvalanmaya çalışan teröristleri engellemeye çalışırken adı Eren olur. 15 yaşında askerine yardıma koşar.
Hiçbir şeyden habersiz kurban eti dağıtmaya çalışırken adı Yasin olur. 16 yaşında, sadece kurban eti dağıtıyor diye ülke tarihinin gördüğü en barbar teröristleri ve onların azmettiricileri tarafından katledilir.
Hainler vatanın ormanlarını ateşe verdiğinde yardıma koşarken adı Şahin olur. 25 yaşında, yangını södürmeye çalışan görevlilere su taşırken can verir.
Bu ülke sizinle gurur duyuyor. İyi ki varsınız çocuklar...
