AK Parti'den 'kitleler halinde' oy koparmak için yola çıkan ancak anketlerde yüzde 1'i bile geçemediği görülen Ali Babacan, giderek daha da sertleşen söylemleriyle dikkat çekiyor. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün perde gerisinden verdiği sufleler, Babacan'ın genel başkanı olduğu DEVA Partisi'ni büyütmeye yetmedi.
Gül'ün yönetiminde ancak bir 'kukla' olarak görülen Babacan, kendi liderini sırtından hançerlemiş eski bir AK Parti'li olarak muhafazakar tabanın en güvenilmez bulduğu isimlerden oldu.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına aday olması için CHP lideri Kılıçdaroğlu ile birlikte lobi çalışması yapan Babacan, DEVA Partisi'ni kurduktan sonraki itiraflarıyla, kendisine 13 yıl boyunca Türkiye'yi yönetme fırsatı vermiş Tayyip Erdoğan'a ne büyük bir kin biriktirdiğini de ortaya döküverdi.
AK Parti kabinelerinde Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıkları yapmış Babacan, 2018'de bir yandan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı için Meclis'te imza verirken, aynı anda Abdullah Gül'ün 'karşı tarafın' adayı olması için çalışıyordu.
Bizzat kendi itiraflarıyla açığa çıkan bu davranış biçiminin bir 'Ali Babacan karakteri' olduğu ve perde gerisinde başka işler çevirme alışkanlığının Babacan'da geçmişten bulunduğu gerçeği, özellikle Erdoğan'ı seven kitle üzerinde şok etkisi yarattı.
Zira Babacan, daha 2013 yılında hükümeti devirmeyi hedefleyen Gezi olaylarında, bakan olarak görev yaptığı iktidarı değil, "Zulüm 1453'te başladı" diyenleri desteklemişti.
O dönem "Demokrasi sadece seçim değildir" şeklindeki mesajıyla sokağı yakıp yıkanlara göz kırpmış Abdullah Gül'ün tarafını tutan Babacan, FETÖ'nün Gezi ile aynı yıl tertiplediği 17-25 Aralık darbe girişimine karşı da net bir tepki verememişti.
Aynı Babacan, hem Gezi'yi hem de 17-25 Aralık'ı millet desteğiyle püskürten Erdoğan'ın 2014'te cumhurbaşkanı seçildiği süreçteki son Bakanlar Kurulu toplantısında döktüğü gözyaşlarıyla gündeme oturmuş, çok sevdiği liderinin AK Parti Genel Başkanlığı'na veda edişinden duyduğu üzüntüyle ağlamıştı.
Erdoğan Çankaya Köşkü'ne çıktığında, Ahmet Davutoğlu kabinesinde Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan Babacan, 'başkanlık sistemi' tasarısını rafa kaldırma ve Erdoğan'ı AK Parti'den tamamen tasfiye etme projelerine destek verdi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini Türkiye'ye 7 saat uzaktaki bir ülkeden izleyen Ali Babacan, MHP ile kurulan Cumhur İttifakı'na karşı giriştiği lobi çalışmalarını, AK Parti'den ayrıldığı 2019 yılına dek sürdürdü.
Abdullah Gül'ün AK Parti'deki mutemedi sıfatıyla iş yürüten Babacan, istifa sürecini, "Bazı şeyleri içeriden düzeltemeyeceğimi anladığımda ayrılma kararı verdim" diyerek açıkladı.
17 yıllık AK Parti macerasının 13 yılını bakanlık yaparak geçiren Babacan, DEVA Partisi başkanlığını yürüttüğü şu günlerde, kamu kurumlarından atılmış 'KHK'lı FETÖ'cülere, terör örgütü destekçilerine ve yurtdışındaki Türkiye muhaliflerine göz kırpıyor.
Radikal sol örgütlerin, LGBT'nin ve FETÖ üyelerinin hemen her kampanyasına omuz veren Babacan'ın imza attığı son 'eylem', Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajını alıntılarken yazdığı "Emine Erdoğan'ın eşi konuştu" şeklindeki twiti oldu.
BionTech şirketi kurucusu Prof. Dr Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci'yi ağırlayacaklarını duyururken "En yakın zamanda Uğur Bey ve eşi misafirimiz olacaklar" diyen Erdoğan'a karşı başlatılan kampanyaya Babacan da destek verdi.
AK Parti'den oy koparamayınca dümeni CHP tabanına kırdığı gözlenen Babacan, yepyeni muhalefet stratejileriyle tabanını genişletip oy oranını yüzde 1'in üzerine çıkarmayı hedefliyor.
Kabinede görev yaptığı dönemde fotokopi kağıtlarının her iki yüzünü de kullanarak tasarruf ettiğini ve o süreçte kendisine 'Fren Ali' lakabının takıldığını hatırlatan, ardından başkanlık sisteminde hükümetin müsrifleştiğini iddia eden Babacan'a Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank şu cevabı vermişti:
"Busan'da Kore yemeği yiyemeyince kriz çıkaran, yurtdışında Mercedes harici araca burun kıvıran, Londra-Vaşington gezilerinde kalacağı otelin yıldız sayısıyla ilgilenen bir geçmişi olmasa bu mütevazılık numarasına ben bile kanabilirdim. Fren Ali ama neye? Sanayiye olmasın sakın?"
