Afganistan'dan tamamen çekilen ABD'nin Kafkaslar ve Ortadoğu'da tutunamaz hale gelişi Beyaz Saray'a bel bağlayan ülkeleri panikletti. Bir dönem Türkiye'ye parmak sallamaya cüret eden başkentler, ilişkileri yumuşatmak için ardı ardına Ankara'nın kapısını çalıyor. Bu ülkelerin başında ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor.
FETÖ'nün kullanıldığı 15 Temmuz darbe girişimine verdiği destekle bilinen, Libya'da CIA devşirmesi Hafter'in yanında saf tutan, Suriye'de ise Türkiye'ye karşı hem Esed'e hem de PKK/YPG'ye arka çıkan BAE, şimdi Ankara ile yeni bir sayfa açmak istiyor. Libya'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullandığı Vatiyye Hava Üssü geçtiğimiz yıl temmuz ayında BAE imzalı bir saldırının hedefi olmuş ve iki ülke savaşın eşiğine gelmişti.
Libya'daki Vatiyye Hava Üssü, geçtiğimiz yıl meşrû ordu güçlerinin eline geçmesinden sonra hava saldırısına uğramıştı.
Saldırı sonrası Ankara, "Cevabını uygun zamanda ve uygun yerde vereceğiz" şeklinde bir açıklamayla Abu Dabi yönetimini doğrudan hedef almış, bunun ardından BAE, İsrail'le ilişkileri daha da yakınlaştırma yoluna gitmişti. Ancak aradan geçen bir yılı aşkın sürede hem Beyaz Saray hem Tel Aviv'de yönetimler değişti; bu esnada Türkiye, bölgesinde etki alanını artırdı. Azerbaycan'ın Ermeni işgalindeki topraklarını TSK desteğiyle kurtardığı 2. Karabağ Savaşı, bölge ülkelerinin Ankara'ya yönelik politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açtı.
ABD'nin Afganistan'dan çekileceğine dair bir süredir verdiği mesajlar da sahada gerçeğe dönüşmeye başlayınca bölgede ağırlık merkezi Türkiye'ye doğru kaydı. Müttefiklerini er geç mutlaka 'satan' Washington'un güvenilmez tavrı, Beyaz Saray'a bel bağlayan ülkeleri yeniden düşünmeye zorladı. Petrol zengini BAE, sadece Ortadoğu'da değil, yoğun yatırımlar yaptığı Balkanlar ve Afrika'da da Türkiye etkisini açıkça görür hale geldi. BAE, Afrika ülkelerinin ardı ardına askeri işbirliği anlaşması imzaladığı Türkiye ile mücadelede cephe sayısını çoğaltmaktan vazgeçti.
BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayed, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edildi.
Türkiye'ye karşı özellikle 2013 sonrası her kumpasın altından çıkan Veliaht Prens Muhammed bin Zayed (MBZ), Ankara ile mücadelenin sürdürülebilir olmadığının farkına vardı. İki ülke istihbarat kurumları arasında bir süredir devam eden temaslar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'her şeye rağmen' ilişkilere açık kapı bırakan anlayışıyla birlikte sonuç verdi. Zayed, ilk olarak Ankara'ya kardeşini gönderdi. BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayed, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 18 Ağustos'ta kabul edildi. Ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mevkidaşı Abdullah bin Zayed ile görüştü. 'İki halkın çıkarları' doğrultusunda sürdürülen temaslar, BAE'nin fiilî lideri Veliaht Prens Muhammed bin Zayed'in Erdoğan'ı aramasına dek sürdü. Erdoğan ile MBZ'nin telefon görüşmesi, uzun yılların ardından iki ülke arasında gerçekleşen ilk üst düzey temas oldu.
BAE'nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş, temasın ardından yaptığı açıklamada Erdoğan-Zayed görüşmesinin oldukça dostane bir havada geçtiğini dile getirerek "BAE yeni dönemde köprüler kurmak, ortak noktaları artırmak ve dostlarla, kardeşlerle birlikte çalışmak için çaba gösteriyor" dedi.
Ankara ise ilişkiler konusunda daha temkinli bir dil kullanmayı tercih ediyor. Reuters'a bilgi veren bir yetkili, çatışmaya dayalı politika yerine anlaşmaya dayalı politikaların herkesin yararına olacağına işaret etti. Türk yetkilinin şu cümlesi aslında BAE açısından sürecin özeti niteliğindeydi: "Çatışmaya dayalı politikanın bir bedeli var."
Türkiye ile yakınlaşma sonrası BAE'nin Libya'da CIA devşirmesi Halife Hafter'e destek verip vermeyeceği merak konusu.
Gelinen noktada ilişkilerin kısa sürede düzelmesi beklenmese de iki taraf sorunları çözmek için birbirlerine zeytin dalı uzatmış oldu. Zayed yönetimindeki BAE tarafının Türkiye'ye doğrudan yatırımları, Libya'da Hafter konusunda ısrar edip etmeyeceği ve FETÖ ile PKK başta olmak üzere Türkiye'yi tehdit eden terör örgütlerine ilişkin sergileyeceği tutum, bundan sonrası için belirleyici faktörler olacak.
