Türkiye Karadeniz'deki doğal gaz rezervinin tam olarak ne kadar olduğu sorusuna odaklanmışken denizin altındaki enerji kaynaklarına bir yenisi daha eklendi. Derin denizde doğal gaz ve petrol rezervinin dışında hidrojen sülfür gazı da var.
Hidrojen sülfür yüksek teknolojiyle başarılı bir şekilde ayrıştırıldığı takdirde dünya yeni bir 'yeşil enerji' kaynağıyla tanışmış olacak. Karadeniz'in bu konuda oldukça zengin olduğunu bildiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım, tespit edilen rezervin dünyanın enerji ihtiyacının tam 45 katı olduğunu bildirdi.
AFAD kira yardımı yattı mı, ne zaman yatacak? AFAD Kira...
KANAL İSTANBUL BELKİ DE YETMEYECEK
CNNTürk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında konuşan Yıldırım, "Karadeniz'in bizim olan kısmında veya karşı tarafta 150 metrenin altında ne var biliyor musun orada? Hidrojen sülfür var" dedi. Hidrojen sülfürün geleceğin en temiz yakıtı olduğunu vurgulayan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:
"Geleceğin en temiz yakıtı. Yani hidrojeni sülfürden ayırıyorsunuz, yakıt oluyor. Hem de en kaliteli yakıt. Buradaki hidrojen sülfür miktarı o kadar fazla ki şu anda teknolojisi biraz henüz tam gelişmedi ama bütün ülkeler bütün imkanlarıyla 2030 için 2040 için bunu geliştiriyor. Dünyanın ihtiyacının 45 katı bizde, evet."
Karadeniz'deki hidrojen sülfür kaynaklarını dünyaya pazarlamak için Kanal İstanbul'un hayati önemde olduğundan bahseden Yıldırım, "Şimdi bu enerji ortaya çıkacak, bunu ne yapacağız, nasıl biz bunu son noktalara taşıyacağız? Gayet tabii, hatta yetmez belki yeni kanal da gerekecek" diye konuştu.
Kripto para piyasasının kralıydı: Tek bir hatayla 1 milyon dolarını...
BANDIRMA'YA TESİS KURULUYOR
Türkiye'nin yeşil hidrojen enerji merkezi Balıkesir'in Bandırma ilçesine kuruluyor. Bandırma'da hayata geçirilecek tesis için 5 kurum bir araya gelerek protokol imzaladı. Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Enerjisa Üretim Santralleri A.Ş., Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK MAM ve ASPİLSAN Enerji A.Ş. bir araya gelerek 'hidrojen tesisi' için kurumsal işbirliği protokolüne imza attı.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali DÖNMEZ’in de katıldığı törende protokole imza koyan üst düzey yöneticiler şu isimlerden oluştu: Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil BAYÇÖL, Eti Maden Genel Müdürü Serkan KELEŞER, Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah GÜÇ, TÜBİTAK MAM Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet YOZGATLIGİL ve ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Ferhat ÖZSOY.
Merkez Bankası Başkanı Karahan: En büyük önceliğimiz enflasyonla mücadele
ÜRETİM 20 YILA KADAR BİN KAT ARTACAK
İmalat sanayisi, doğal gaz ve ulaştırma sektörlerinde fosil yakıtların yüzde 10'unun yeşil hidrojenle ikame edilmesiyle 2050 yılında Türkiye'de yıllık 1,9 milyon ton yeşil hidrojen talebi oluşacağı hesaplanıyor.
Küresel ölçekte 2050 yılını işaret eden net sıfır emisyon hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojen üzerinde duruyor. Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onayladığı dikkate alındığında, 2030 ve 2053 yıllarını kapsayan dönemde daha kararlı iklim ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyacı bulunuyor.
Bu kapsamda, çalışma, 2050 yılına doğru Türkiye'de enerji talebinin 81 il seviyesinde gelişimini analiz ederek, ülke içi tüketim ve olası ihracat fırsatlarının anlaşılması için yeşil hidrojenin potansiyelini belirlemeyi amaçlıyor.
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek (fotoğrafta) hidrojenin bir enerji taşıyıcısı olduğunu belirterek, "Hidrojenin bir kaynaktan üretilmesi gerekiyor. Günümüze kadar sürdürülebilir hidrojen konusunda en önemli engellerden biri maliyetti. Ancak son 10 yılda yenilenebilir hidrojen maliyeti yaklaşık yüzde 80 azaldı. Bugün baktığınızda pek çok Avrupa ülkesinde hidrojenle çalışan kombiler pilot program olarak kullanılmaya başlandı" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Tüm dünyada hidrojen üretim kapasitesinin 2040 yılına kadar bin kat artacağının öngörüldüğünü vurgulayan Dilek, şunları kaydetti:
"Hidrojenin artan önemine bir işaret de 2017 yılında 20 ülkeden 13 üyeyle kurulan Hidrojen Konseyi'nin bugün 130 üyeye ulaşması. Bu üyeler arasında petrol devi şirketlerin olması çok dikkat çekici. Önümüzdeki yıllarda hidrojenin önemi giderek artacak. Maliyetlerin düşmesi ve yüksek performanslı hidrojen depolama sistemlerinin geliştirilmesi ile hidrojenin gelecekte gündemimizde olacağı net bir şekilde görülüyor."
