Karadeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin açıklama yapan OSTİM Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Kılkış, Karadeniz'de kirliliğe neden olan hidrojen sülfür gazının denizden ayrıştırılmasıyla çevresel fayda, elde edilen hidrojen ve sülfürün sanayide kullanılmasıyla da ekonomik kazanç sağlanabileceğini belirtti.
![Mehmet Şimşek'ten KKM açıklaması: TL’ye güven artıyor](https://www.trhaber.com/uploads/photos/2024/07/aa-20240711-35119010-35119008-hazine-ve-maliye-bakani-mehmet-simsek-1.webp)
KARADENİZ'İN ALTINDAKİ MEVHER
Sözlerine devam eden OSTİM Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Kılkış, özellikle Tuna Nehri'nden gelen kirliliğin, akıntıyla Türkiye kıyılarında birikerek hidrojen sülfür yoğunluğunun artmasına neden olduğunu söyledi. Açıklamalarına devam eden Kılkış, Karadeniz'e her yıl ortalama 7 milyar metreküp hidrojen sülfür gazının eklendiğini, bu birikim sonucunda denizdeki balık stokunun azaldığını ve kirliliğin giderek suyun yüzeyine yaklaştığını bildirdi.
![Bakan Şimşek'ten rezerv açıklaması: Dış yükümlülükleri azaltıyoruz](https://www.trhaber.com/uploads/photos/2024/07/aa-20240711-35119010-35119008-hazine-ve-maliye-bakani-mehmet-simsek-11222136074.webp)
KARADENİZ ENERJİ DENİZİ
Hidrojen sülfür, Karadeniz'de ekolojik dengeyi büyük oranda bozmakta diyen Prof. Dr. Kılkış, "Denizde hayat hemen hemen durmuş vaziyette, şu anda sadece üst tabakalarda hayat var." ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında devam eden Kılkış, Karadeniz'i "enerji denizi" olarak nitelendirerek, hidrojen sülfürün denizden ayrıştırılmasıyla hem hidrojen hem de kükürt elde edilerek bu gazın neden olduğu dezavantajların avantaja çevrilebileceğini söyledi.
![Gram altın düştü! Uzmanlar bas bas 'Alın' diye bağırıyor! İşte 19 Temmuz 2024 güncel fiyatları...](https://www.trhaber.com/uploads/photos/2024/07/altin-2024-mart-ayi-yorumlari-oku-uzman-dinle711765723.webp)
"DOĞALGAZDAN TASARRUF EDEBİLİRİZ"
Sözlerine devam eden uzman isim, "Doğalgaz hatlarına Karadeniz'den elde ettiğimiz hidrojeni yüzde 20, en fazla yüzde 30 oranında karıştırarak, içeriğin, daha yüksek enerji potansiyeline sahip olmasını sağlayıp doğalgazdan da tasarruf edebiliriz." şeklinde konuştu.
"Böylece Karadeniz'deki tehlikeli hidrojen sülfür gazını hem sanayide hem konutlarda faydalı bir biçimde değerlendirmiş oluruz" diyen Kılkış, "Sülfür, demir çelik sanayisinde kullanılıyor, zaten orada da bu sanayi var. Kimya endüstrisinde de tarımsal bazı katkılarda kullanılabiliyor dolayısıyla sülfürün de sanayide önemli bir yeri var. Bu şekilde Karadeniz'den taşıdığımız hidrojen sülfür ile kıyıda yeşil bir kent, yeşil bir endüstri kurmak mümkün." dedi.
![SSK ve Bağ-Kur emeklilerine sevindiren haber! 11.000, 12.000 ve 12.500 TL altında maaş alanlar dikkat! Kök maaşlarda büyük değişiklik!](https://www.trhaber.com/uploads/photos/2024/07/emekli-gorsel-haberleri.webp)
"600 YIL YETER"
Açıklamalarında devam eden OSTİM Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Kılkış, Karadeniz'deki resmi doğal gaz rezervinin konutlarda 15 yıl, hidrojen sülfürden elde edilen hidrojen yakıtın ise teorik olarak 600 yıl yetebileceğinin öngörüldüğünü belirterek, hidrojenin tamamen yenilenebilir enerji kaynakları kullanılıp Karadeniz gibi hazır bir potansiyelden üretilerek doğru şekilde değerlendirilmesi durumunda karbon salımına neden olmayacağının altını çizdi.
"Deniyor ki 'Madem Karadeniz'de kömür bol, kömürden hidrojen elde edelim.' Bu mümkündür ancak 1 birim hidrojen elde etmek için 5 birim kömür yakmanız gerekiyor." diyen Kılkış, "O zaman da sizin elde edeceğiniz hidrojen temiz ve yeşil bir hidrojen olmuyor çünkü kömür kullandığınız için havaya karbondioksit çıkıyor dolayısıyla yeşil hidrojen elde etmek için bu hidrojen sülfür, zararının yanında bir önemli bir şanstır. Karadeniz'in hidrojen sülfür eriyikleri, denizin içinde dolaşıyor zaten. Bu, önemli bir enerji depolama ve taşıma kaynağı olarak görülüp değerlendirilmeli." ifadelerini kullandı.
Sözlerine devam eden Kılkış, Karadeniz'deki hidrojen gazı potansiyeline yönelik kombine bir hidrojen arama, devşirme, nakil ve karada en akılcı biçimde değerlendirme projesi geliştirdiğini belirterek, bu projenin merkezinde ilk kez amaca özel tasarlanmış bir hidrojen üretim gemisi bulunduğunu kaydetti.
![Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Faslı filozof Abdurrahman'ı kabul etti](https://www.trhaber.com/uploads/photos/2024/07/erdogan1508113468.webp)
"200 BİN HANENİN YILLIK GAZ İHTİYACI KARŞILACAK"
Açıklamalarına devam eden OSTİM Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Kılkış;
"Optimum bir paylaşımla ve en ekonomik işletme için hidrojen sülfür gazı örneğin Sinop'ta yerinde ayrıştırılırsa, kükürt sanayisi taleplerini karşılarken karada üretilen hidrojen mekik gemi ile getirilen hazır hidrojenle birleştirilip mevcut doğal gaz şebekesinde değerlendirilebilecektir. Yine rüzgar ve güneşten, ayrıca jeotermal kaynaklardan karada yararlanılabilir. Bu bütüncül yaklaşımla hidrojen konsepti denizden karaya genişletilerek tam bir hidrojen döngüsü elde edilecek ve belki de Sinop, dünyanın ilk hidrojen kenti unvanını alabilecektir."
Tasarlanan bir hidrojen gemisinin yılda yaklaşık 1,5 milyar metreküp doğal gaz eş değeri üretim yapabileceğini, bunun da yaklaşık 200 bin hanenin yıllık gaz ihtiyacına tekabül ettiğini belirten Kılkış, yeşil enerji kaynaklarının uygun teknolojilerle ekonomiye kazandırılmasının Türkiye'nin enerji bağımsızlığı ve bölgesel enerji güvenliğine katkı sağlayacağı tespitinde bulundu.
Sözlerine devam eden Kılkış, "Karadeniz'in bizlere sunmuş olduğu hidrojen enerjisi potansiyelinin özel avantajlarının doğal gaza paralel olarak değerlendirilmesi hidrokarbon faaliyetlerimizin pekişmesini, hatta Akdeniz'deki faaliyetlerimizde elimizin ekonomik ve politik anlamda daha da güçlenmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda, Paris Anlaşması'nın öngördüğü karbondioksit salımlarını azaltım hedeflerini daha kısa sürede yakalayabilme fırsatını verecektir." dedi.