Savaş tankları tükeniyor mu? Rusya 2025'e kadar endişe verici bir kıtlıkla karşı karşıya

Ukrayna'daki çetin savaş, Rusya'nın askeri makinesini, savaş alanındaki kayıplar, ekonomik sıkıntılar ve teknolojik eksikliklerin bir araya gelerek ülkenin kampanyasını sürdürme kapasitesini yeniden tanımlayabileceği bir dönüm noktasına getirdi.
Ekipmanlardaki, özellikle tanklardaki ve toplardaki muazzam maliyet, Sovyet döneminin derin rezervlerini bile zorladı; üretim kapasitesi, yaptırımların ve lojistik zorlukların ağırlığı altında sendeledi.
Daha yakından bakıldığında, savaş alanının ötesine uzanan ve Rusya'nın askeri-endüstriyel kompleksinin temellerine kadar uzanan çatlakları olan, karmaşık ve giderek kırılganlaşan bir sistem ortaya çıkıyor.
Krizin merkezinde yıkım ve üretim arasındaki dengesizlik var. Rus kuvvetleri her ay fabrikalarının üretebileceğinden daha fazla tank ve topçu sistemi kaybediyor. Askeri kayıpları titizlikle doğrulayan bir grup olan Oryx tarafından derlenen veriler, Rusya'nın halihazırda 3.600'den fazla tank, 279 obüs ve yaklaşık 1.000 kundağı motorlu topçu sistemi ve havan topu kaybettiğini gösteriyor.
Zırhlı araçların toplam kaybı 11.000'i aşıyor, bu da herhangi bir modern ordu için şaşırtıcı bir rakam. Rus fabrikaları tam kapasitede çalışırken bile, üretimleri savaş alanındaki yıpranmayı telafi etmekten çok uzak.
Bu dengesizlik, kritik bileşenlerin tedarikini boğan ve temel üretim hatlarının talebi karşılayamamasına neden olan Batı yaptırımlarıyla daha da kötüleşiyor. Bu düşüşün en endişe verici göstergelerinden biri, yenilenmiş Sovyet dönemi stoklarına olan bağımlılıktır.
Royal United Services Institute [RUSI] ve International Institute for Strategic Studies [IISS] raporlarına göre, cepheye konuşlandırılan tank ve zırhlı araçların yaklaşık yüzde 85'i yeni üretilmiyor, uzun süreli depolamadan geri dönüştürülüyor.
Bu geçici bir erteleme sağlasa da, bağımsız uzmanlar tarafından analiz edilen uydu görüntüleri bu rezervlerin tükendiğini gösteriyor. The Moscow Times'ın araştırmalarına göre, Buryatia'daki Vaghzhanovo deposu gibi önemli depolama tesislerinde depolanan tankların ve araçların %40'tan fazlası hizmete alındı.
Geriye kalan, çoğu onlarca yıllık ve kötü muhafaza edilmiş ekipmanlar, yenileme ve muharebeye hazır olma açısından önemli zorluklar ortaya çıkarıyor.
Bu sorunu daha da karmaşık hale getiren şey, Rusya'nın üretim kapasitelerindeki gözle görülür düşüştür. Rusya'nın en gelişmiş tanklarından biri olan T-90M'nin son modelleri, hassas ateş sağlayan lazer güdümlü hedefleme sistemleri gibi kritik bileşenler olmadan üretim hatlarından çıkıyor.
Bu sistemlerin yokluğu, ilk olarak 2023 sonlarında fark edildi ve bu araçların muharebe etkinliğini ciddi şekilde etkiledi. IISS'de askeri analist olan Michael Jerstad, bunun, gelişmiş elektronik ve malzemelere erişimi kısıtlayan yaptırımların doğrudan bir sonucu olan, teknolojik karmaşıklığın azalması yönündeki daha geniş bir eğilimi temsil ettiğini belirtiyor.
Oryx'e göre Rusya şimdiye kadar 120 adet T-90M kaybetti ve bunların yalnızca 175'i cepheye teslim edildi. Bu sayı, savaş alanındaki kayıpları telafi etmek için ihtiyaç duyulacak miktarın çok altında.
Rusya'nın askeri çabasının ekonomik temelleri de gerginlik belirtileri göstermeye başlıyor. Devlet Duması'na sunulan bütçe belgeleri askeri üretimin büyümesinde keskin bir yavaşlama olduğunu ortaya koyuyor.
2023'te %30,2 ve 2024'te %15,1'lik sağlam artışlardan sonra, 2025 projeksiyonları büyümenin sadece %5'e yavaşlayacağını gösteriyor. Bu durgunluk, hızlı çözümlerin ve kolay geçici çözümlerin tükenmesini ve temel malzemeleri ve bileşenleri elde etmeyi bile zorlaştıran yaptırımların kümülatif etkisini yansıtıyor.
Rakamların ötesinde, bu yıpranmanın insani ve örgütsel maliyeti hakkında daha derin bir hikaye yatıyor. Rus askerleri giderek daha fazla eski ve bakımı kötü ekipmanlarla savaşa gönderiliyor ve bu da zaten yüksek olan zayiat oranlarını daha da kötüleştiriyor.
Cepheden gelen raporlar, mürettebatın, uygun hedefleme sensörleri veya iletişim donanımlarından yoksun tanklar gibi uyumsuz veya eksik sistemlere uyum sağlamakta zorluk çektiğini gösteriyor.
Bu eksiklikler yalnızca muharebe etkinliğini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda moral bozukluğuna da yol açıyor; anekdotlar, askerler ve komutanları arasında giderek artan bir memnuniyetsizliğe işaret ediyor.
Krizin bir diğer boyutu da Rusya'nın endüstriyel üssüyle girdiği stratejik kumardır. Moskova, savaş çabasını sürdürmek için çaresiz bir çabayla, kalan stoklarının yok edilmesini hızlandırdı ve yenilerini çalışır durumda tutmak için eski sistemleri parçalara ayırdı.
Bu strateji doğası gereği sürdürülemezdir ve Rusya'nın güvenilir bir konvansiyonel askeri güç sahaya sürme konusundaki uzun vadeli kapasitesi hakkında ciddi sorular ortaya çıkarmaktadır. Analistler, ülkenin 2025 yılına kadar kritik bir tank ve diğer zırhlı araç kıtlığıyla karşı karşıya kalabileceği ve bu durumun hangi cephelere öncelik vereceği ve hangilerini terk edeceği konusunda zorlu seçimler yapmaya zorlanabileceği konusunda uyarıyor.
Bu düşüşün jeopolitik sonuçları da aynı derecede endişe verici. Uzun zamandır hem gelir hem de nüfuz kaynağı olan Rusya'nın geleneksel silah ihracat pazarları kurumaya başladı. Bir zamanlar Rus silahlarına güvenen ülkeler artık kalite ve güvenilirlik konusundaki endişelerini dile getirerek başka yerlere bakıyor.
Pazar payındaki bu erozyon, Rusya'nın askeri-endüstriyel kompleksini finanse etme kabiliyetini daha da zayıflatıyor ve kapasitenin azalması ve izolasyonun artması şeklinde bir kısır döngü yaratıyor.
Bu zorluklara rağmen Moskova, rakiplerini alt etmek için salt sayılara güvenerek ilerlemeye kararlı görünüyor. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde uzman olan Max Bergmann, bu stratejinin içsel riskler taşıdığını belirtiyor.
"Miktarın kendine has bir niteliği vardır" diyor ancak kesinlik ve teknolojik üstünlüğün hakim olduğu modern bir savaş alanında, düşük kaliteli sistemlerin seri üretimine güvenmenin kaybedilen bir önerme olduğu konusunda uyarıyor.
Önümüzdeki yıllar Rusya'nın askeri talihleri için belirleyici olacak. Rezervlerin azalması, üretimin durması ve yaptırımların sıkılaşmasıyla Kremlin'in savaş çabalarını sürdürme yeteneği ciddi şekilde şüpheli.
Savaş makinesindeki çatlaklar genişledikçe, sonuçlar Ukrayna'nın çok ötesine yayılacak ve Rusya'nın küresel konumunu ve bölgedeki güç dengesini yeniden şekillendirecek. Şimdilik soru, Rusya'nın ne kadar daha savaşabileceği değil, bunun bedelinin ne olacağı ve hangi araçlarla bunu yapmaya çalışacağıdır.
