'Türkler kötü bir şey yapacak' diyerek duyurdular: Deniz üssünün ardından hava üssü mü?

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın Ankara ziyareti Yunanistan'da endişeyle izlendi.

Atina basını, Paşalimanı Deniz üssü'nü Türk donanmasına tahsis eden Arnavutların yakında Türk Hava Kuvvetleri'nin kullanımı için bir üs oluşturabileceğini ileri sürüyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Beştepe Külliyesi'nde kabul edilen Edi Rama, karşılıklı ilişkilerin gelişiminden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye ile Arnavutluk arasındaki özel dostluğa vurgu yapan Rama'nın mesajları Atina tarafından dikkatle takip ediliyor. 

Skai muhabiri Manolis Kostidis, bir süre önce Baykar'dan Bayraktar TB2 insansız hava araçları edinen Arnavutluk'un yeni insansız uçak alma arayışında olduğunu ileri sürdü.

Kostidis'e göre Ankara, yakında Tiran'a hem insansız hava araçları hem de zırhlı askerî araçlar gönderecek. 

KÖTÜ BİR ŞEYE HAZIRLANIYORLAR

Türk savunma sanayiindeki gelişmeleri yakından takip eden Yunan haber sitelerinden Pentapostagma, ziyarete ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Ziyaret sırasında iki ülke askeri işbirliği anlaşması imzaladı. Türkiye, Arnavutluk'ta açık kapılar buldu ve kesinlikle Rama ile birlikte Yunanistan için kötü bir şeye hazırlanıyor. Büyük olasılıkla TSK'nın kullanımı için yeni tesis açacaklar. NATO üyesi Arnavutluk'ta zaten her zaman bir 'Türk üssü' hedefi vardır. 

Türkler, uçaklarını Balkanlar ve Akdeniz'de yeniden konumlandırmak için Arnavutluk'ta bir hava üssü arıyor. Tiran'ın Türk Hava Kuvvetleri'ne üs verip vermeyeceği yakında görülecek. Paşalimanı'ndaki altyapıyı Türk Deniz Kuvvetleri'ne zaten verdiler."

PAŞALİMANI ZATEN KABUS OLMUŞTU

Adalar Denizi'nde silahlandırdığı toprak parçalarının bir savaş durumunda Türkiye'nin kontrolüne gireceği endişesi yaşayan Yunanlılar, aynı zamanda 'batı cepheden kuşatılma' telaşını da zaman zaman açık ediyor.

Adriyatik Denizi kıyısında Arnavut yönetiminin 1998 yılından beri Türk Deniz Kuvvetleri'nin kullanımına tahsis ettiği Paşalimanı Üssü, denizaltıların güvenli biçimde barınabileceği noktalardan biri durumunda. 

Paşalimanı telaşı Yunan basınına geçtiğimiz yıllarda şu ifadelerle yansımıştı:

"Türk komandolar Arnavutluk'taki deniz üssünü kullanarak Yunanistan'ı kuşatacak. Arnavutluk ve Kosova toprakları, Erdoğan'ın Balkanları kurtarma planında Türkiye'nin en büyük üsleri olacak. Bu durumda Türk denizaltıları Yunanistan'ı batıdan kuşatabilir ve Ege takımadalarının her noktasına komando çıkarabilirler."

İLİŞKİLER DAHA DA DERİNLEŞECEK

İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Tiran'da şuba açacağını hatırlatan Yunanlılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözlerine vurgu yapıyor:

"Askeri alanda ve savunma sanayiinde ilişkilerimizi derinleştirmek istiyoruz. Bu arzumuzun somut kanıtı da bir süre önce imzaladığımız askeri çerçeve anlaşmasıdır. Şimdiye kadar yaptığımız gibi iyi günde de kötü günde de Arnavut halkını desteklemeye devam edeceğiz."

TÜRK KUVVETLERİNİN VARLIĞI GENİŞLEYECEK

Yunanistan'ın öndegelen gazetelerinden Kathimerini'de ise şu değerlendirmeye yer verildi:

"Ankara-Tiran ilişkilerinde zaman zaman yaşanan iniş çıkışlara rağmen Arnavutluk, Türkiye'nin Balkanlar'daki nüfuzunun merkezi olmaya devam ediyor. Ülkede 600'den fazla Türk şirketi faaliyet gösteriyor ve toplam 3,5 milyar dolarlık yatırımla 15 bin işçi çalışıyor. 

Ankara ayrıca Arnavutluk'u askeri ayak izi olabilecek bir ülke olarak görüyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce Arnavutluk, Bayraktar tipi insansız hava araçlarının satın alınmasına yönelik bir sözleşme imzalarken, iki lider yeni bir 'askeri çerçeve' işbirliğine daha imza attı. 

Elbette bu ilişki birdenbire ortaya çıkan bir durum değil. Türk filosu onlarca yıldır Avlon'un güneyindeki Paşalimanı Üssü'nü kullanma hakkına sahipti. Dün Ankara'nın hiçbir zaman geri adım atmadığı stratejik bir yön açıkça doğrulanmış oldu. İki taraf arasında yıllardır Türk kuvvetlerinin Arnavutluk'taki varlığının genişletilmesine yönelik temaslar sürüyor." 

"Yunan Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı'nda yıllardır, konuşlanma sırasında Arnavutluk'a yanaştırılabilecek Türk kuvvetlerinin kullanımıyla ilgili olası bir kriz simülasyonları yapılıyordu. Elbette tüm bu düşünceler teoriktir ancak kendine saygısı olan her ordu için zorunlu bir egzersizdir. Ancak genel hatlarıyla Arnavutluk ve Türkiye, NATO'ya ortak katılımlarının kendilerine sunduğu fırsattan yararlanıyor."