Türkiye'nin 2015 yılında Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından Ankara-Moskova hattında tansiyonun düşmesi için arabuluculuk yapan işadamı Cavit Çağlar çarpıcı açıklamalarıyla gündeme oturdu.
Batılı ülkelerin Türkiye'ye uyguladığı ambargoyu kırmak için ABD ile uzlaşmak gerektiğini ileri süren Çağlar, T24'ten Cansu Çamlıbel'e verdiği demeçte, "Ben olsam S-400'leri satarım" dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türk-Rus ilişkilerine katkısından ötürü 2017 yılında Rus Devlet Nişanı ile ödüllendirdiği Çağlar, S-400 hava savunma sistemlerinin Moskova izniyle Pakistan ya da Hindistan'a satılabileceğini ileri sürdü; "Rusya bunu anlayacaktır" dedi.
Türkiye ile Batı arasındaki temel meseleyi S-400 alımına indirgeyen Çağlar, bir çıkış yolu bulunması gerektiğini, bunun ise Amerika ile uzlaşmaktan geçtiğini savundu.
İşte tarihî an: İnsansız hayalet uçak ANKA-3, HÜRJET ve HÜRKUŞ'la...
RUSYA BU KONUDA BİZİ MAZUR GÖRECEKTİR
"S-400'lerin satılması lazım. Konuşacaksın. Ben olsam şu anda bunları Türkiye'den çıkartırım. F-16'ları niye vermiyorlar? S-400 yüzünden vermiyorlar. Biz ikincisini, üçüncüsünü de alacaktık veyahut da burada yapılacaktı. Yapamıyorsun. Burada bir çıkış yolu bulacaksın" diyen deneyimli siyasetçi ve işadamı Çağlar, Türkiye ile Rusya'nın çok iyi diyaloğu olduğunu, bu nedenle Putin'in buna anlayış göstereceğini dile getirdi.
Çağlar, "Diyeceğiz ki, 'Ben NATO üyesiyim, NATO'nun kurallarına göre bunu NATO'ya karşı kullanamıyoruz. Sağ ol, teşekkür ederiz. Ben bunu kullanamıyorum. Bunu elden çıkarmam lazım...' Rusya bu konularda bizi mazur görür" dedi.
S-400'ün elden çıkarılması halinde F-16'ların da F-35'lerin de geleceğini iddia eden Çağlar, Türkiye'nin NATO'dan çıkamayacağını, bu nedenle 'bir viraj alarak' diyalogla bu işlerin çözülmesi gerektiğini kaydetti.
Çağlar, "Ben değil, devlet yapacak onu. Benim bu işlere gücüm yetmez. Bu, tamamen devleti yönetenlerin yapacağı bir şeydir. Ben vatandaş Cavit Çağlar olarak diyorum ki; bundan kurtulalım" diye konuştu.
KAAN, GÖKBEY ve ANKA-3'ün teslimat tarihi belli oldu: TUSAŞ Genel...
EBULFEYZ ELÇİBEY'İ ÇEKİLMEYE İKNA ETTİM
'Fırtınalı Bir Yaşam Öyküsü' adlı kitabında bahsettiği olaylardan kesitler de aktaran Çağlar, 1992-1993 yılları arasında Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı yapmış Ebulfeyz Elçibey'in görevden ayrılmasında Türkiye'nin payı olduğunu ileri sürdü.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirvesi için İstanbul'a gelen Elçibey'in alkole zaafı bulunduğunu, kaldığı otelden geceyarısı çıkıp ortadan kaybolduğunu söyleyen Çağlar, "İstanbul'a geldiklerinde Azerbaycan'ın ilk Cumhurbaşkanı Elçibey sabah 04.45'te otelden kaçıyor. Sonra Emniyet birimlerimiz onu Üsküdar'da bir taksinin içinde buldu. İçkiyi çekmiş çekmiş, sızmış. Ondan sonra karar verdik Demirel ile onu göndermeye. Haydar Bey'i (Haydar Aliyev) aldık getirdik. İkisini de ben ikna ettim" dedi.
Elçibey'i görevi bırakmaya kendisinin ikna ettiğini ileri süren Çağlar, halefi Haydar Aliyev'i de göreve çağıranın kendisi olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in siyaset hayatı boyunca sağ kolu olarak bilinen Cavit Çağlar şunları söyledi:
"Bizzat ikna ettim ve Elçibey bıraktı. Fakat o zaman Elçibey'in arkasında rahmetli Alparslan Türkeş duruyor, tutuyor bunu. Türkeş de bizim hükümete destek veriyor o zaman.
Bu işi yaparken Türkeş'e de gittim, 'Gelin bize destek verin. Elçibey ile gitmeyecek bu iş" dedim. Yorum yapmadı ama engel de olmadı bize. Ve Haydar Bey altındakileri toparladı.
Elçibey istifa etti ve Nahçıvan'a gitti. Meclis toplandı, Haydar Bey'i seçti. Ondan sonra biz de çok büyük destek verdik. Silahlı kuvvetlerin kurulmasında, düzenli ordunun kurulmasında çok büyük destek verdik."
Yorum Yaz