"Sıfır Beden" güzellemesine kanmayın! Yeme bozuklukları ile ruhunuzu zayıflatmayın!
Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte sık sık karşılaşılan "0 beden" güzellemesi, insanların üzerinde adeta bir dayatma oldu. Özellikle kadınlar kalori hesabı yapmaktan neredeyse yediği şeyin tadını bile alamıyor artık. Bu tarz yeme bozukluklarının temelinde ise aslında psikolojik sorunlar yatıyor.

Yeme bozukluğu nedir? Çok zayıf veya çok kilolu olmanın sebebi yeme bozukluğu mu? Depresyon ve yeme bozukluğu arasında bir ilişki var mı? İşte cevaplar...
Yeme Bozukluğu, kilo takıntısı, bedenini beğenmeme ve bunlarla birlikte ortaya çıkan bir ruhsal bozukluk tablosu aslında. Bedensel belirtiler ön planda gibi görünse de, aslında ciddi ruhsal sorunlarla birlikte seyrediyor.
"ZAYIF OLAN GÜZELDİR" MANTIĞI YANLIŞ
Çağın moda akımları, aşırı zayıflığı güzellik ve üstünlük gibi yansıttığı için, bulimia ve anoreksiya gibi yeme bozukluklarının ortaya çıkışı da kolaylaşıyor. En yaygın görülen yeme bozukluğu Anoreksiya Nervoza'da kişi bulunduğu yaş grubu ve boy uzunluğu açısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmaz ya da kabul etmez.
ZAYIFKEN BİLE KİLO VERMEYE ÇALIŞMAK
Kişi zayıfken bile kilo vermeye yönelik diyeti sürdürür. Yiyecekler, kalori değerleri, beslenme ve yemek pişirmeye karşı aşırı ilgilidir. Normal kilonun altındayken bile kendini kilolu hisseder. Takıntılı biçimde aşırı egzersiz yapar. Kendi vücut ağırlığına bağlı gelişen değersizlik ve umutsuzluk hissi gözlenir.
YEMEKTEN SONRA İSTİFRA ETMEK
Kilo kontrolü için uygulanan ancak çok sağlıksız olan yeme bozuklukları da var. Mesela Bulimiya Nervoza, aşırı ölçüde, adeta patlayıncaya dek, tıkınırcasına krizler halinde tekrarlayan yemek yeme nöbetlerinin olduğu bir rahatsızlık. Burada kişi, çok kısa bir süre içinde, pek çok kişinin yiyebileceği besin miktarının çok daha fazlasını tüketir. Bir taraftan da kilo vermek adına laksatif ve türevi ilaçlar kullanır. Yemeklerden hemen sonra istifra eder. Aşırı egzersiz yapar.
TIKINIRCASINA YEMEK VE PİŞMAN OLMAK
Ve bir diğer yeme bozukluğu tıkınırcasına yeme ise genellikle yağ ve şeker oranı yüksek gıdalardan, herkes için aşırı kabul edilen miktarlarda yeme ve bu eylemin tıbbi ve fizyolojik sıkıntıya yol açacak kadar hızlı bir şekilde yapılması.
Yiyecek, olumsuz duygular ve duygusal sıkıntılarla, kısa vadede başa çıkma aracı olarak kullanılır. Kişi, rutin yeme düzeninde olmayan yüksek kalorili besinleri "gözü dönmüş" biçimde yer. Gün içinde uzun süre 'yeme töreninin' hayalini kurar ve atak öncesi yiyecekleri için özel bir alışveriş yapar. Ancak yeme atağı sonrası pişmanlık ve suçluluk duyar, kendini acımasızca eleştirir.
EN ETKİLİ TEDAVİ: PSİKOTERAPİ
Yeme bozukluklarının tedavisi, bir ruh sağlığı uzmanı öncülüğünde, kişinin durumuna göre, dahiliye, kadın-doğum gibi diğer tıbbi dallar ile işbirliğine geçilerek yapılmalı. “Psikoterapi” sürecin en önemli parçası. Kişinin, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulması için çalışılır.
Asıl yöntem ilaç kullanımı değildir. Ancak, hem anoreksiya nervoza hem bulimiya nervozanın belirtilerinin hafifletilmesinde, doktorun tavsiye ettiği, uygun dozda ve sürede ilaç kullanıldığında tedaviye katkısı olabilir.