GDO nedir? GDO'lu ürünler kıtlıkla mücadelede gerekli mi? GDO'nun zararları nelerdir? İşte cevaplar...
Savaşlar, açlık ve yoksulluk dünyayı etkisi altına almışken herkes olası bir kıtlıkta neler yapacağını düşünüyor kara kara. Gıda güvenliğinin her geçen gün daha da önem kazandığı günümüzde ise Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların kıtlıkla mücadelede büyük bir yardımcı olacağı görüşü kimi bilim insanları tarafından dillendiriliyor.
GDO ile ilgili "verimi yüksektir, açlığın çaresi olacaktır, kimyasal ilaçlara ihtiyacı azaltacaktır, çevre ve insan sağlığı için emniyetlidir" iddiaları peş peşe sıralansa da gerçek öyle değil.
Doktorlar uyarıyor: Diliniz bu renkteyse hemen hastaneye gidin!KÜÇÜKUSTA: AÇLIĞIN SEBEBİ İSRAF
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'ya göre, büyük GDO yalanlarının başında, bunların dünyadaki açlığın tek çaresi olduğu iddiası geliyor. "Dünyamızda açlık çeken bir kesim olduğu doğrudur ama bunun sebebi israf ve gıdaların dengesiz dağılımıdır" diyen Küçükusta, israf edilen, çöpe giden gıdalarla ikinci bir dünyayı doyurmanın mümkün olduğunu vurguluyor.
Ünlü doktor, GDO’lu tohumların bitkileri daha zayıftır, beslenme bozukluğu vardır ve en küçük çevresel stres ve kuraklıktan etkilenirler. Verim, GDO’lu tohumlara göre konvansiyonel ıslah yöntemleriyle daha kolay artırılabilir." ifadesini kullanıyor.
Holiganlar hakkında çılgın mesaj: Yeşil sahaya inenin cinsel sorunu varGDO'LU ÜRÜN KİMYASALLARI KANSEROJENDİR
GDO’lu ürünlerin yetişmesi için özel kimyasalların kullanılması gerektiğini vurgulayan Küçükusta "GDO’lu ürün kimyasalları kanserojendir, böbrekler için toksiktir." sözleriyle konunun ciddiyetini belirtiyor.
Yani GDO’lu tohumlar atalık tohumlardan daha verimli olmadıkları gibi açlığa çare de değil. GDO’ lu tohumların üretimi daha zor, gübre ve herbisitlere ihtiyaç var.
Sözün özü, Küçükusta'nın da dediği gibi GDO’yu savunanlar halkın değil, GDO tohum üreten şirketlerin menfaatini savunuyor!