Bakan Tekin'den ders niteliğinde sözler: 'Camilerin kapısına kilit vurup ahıra çevirmeyi laiklik saydınız'

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, laikliğin belli çevrelerce baskıcı bir anlayışla değerlendirildiğini belirterek "Sizin anladığınız laik şu; 1940'lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur'an'ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şeyle benim anladığım şey aynı değil." şeklinde konuştu.
Batman'a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, burada Hatice Nasıroğlu Konferans Salonunda düzenlenen AK Parti Batman Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi'ne katıldı. Kongrede konuşan Bakan Tekin, eğitim öğretim alanında yapılan icraatları anlattı. Türkiye'nin AK Parti iktidarıyla 2002'den sonra çok önemli atılımlar gerçekleştirdiğinin altını çizen Tekin, çocukların milli, dini ve manevi değerlere sahip birer fert olarak yetiştirilmesinin önemine değindi.
"CAMİLERİN KAPISINA KİLİT VURUP AHIRA ÇEVİRMEYİ LAİKLİK SAYDINIZ"
Bakan Tekin, kendisinin laiklik söylemlerinden dolayı eleştirildiğiğini dile getirerek "Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters. Ben de diyorum ki size ters olabilir ama Batman'da, Erzurum'da vatandaşların değerlerine ters değil. Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şeyle vatandaşın anladığı şey arasında terslik var." ifadelerini kullandı. Tekin, 1940'lı yılları hatırlatarak camilerin kapısına kilit vurulup ahıra çevrildiğini, vatandaşların Kur'an-ı Kerim öğrenmelerinin yasaklandığını söyledi. Belirli çevrelerin laiklikten anladığı şeyin bu olduğunu belirten Bakan Tekin, kendisinin laikliği böyle anlamadığını aktardı. Bakan Tekin, "Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şey de benim anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var. Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye'ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Senin laiklikten anladığın şey şu; üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak, bunu laiklik gereğiyle yaptınız. Bunu yaparken de kendinizi laiklikle savundunuz. Peki senin savunduğun laiklikle, benim anladığım laiklik bir mi? Bir değil." dedi.
"ANAYASA MAHKEMESİ'NE KOŞTULAR"
AK Parti'nin başörtüsü konusunda önemli adımlar attığını ve bunu insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde ele aldığını ifade eden Bakan Tekin, CHP'yi eleştirerek CHP'nin yapılan düzenlemeyi derhal Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığını hatırlattı. Bakan Tekin sözlerini şöyle sürdürdü: "Niye taşıdı? Laikliğe aykırı diye taşıdı. İçeriğinde ne var? İçeriğinde şu var. Üniversiteye giden öğrenci başını örterek gitsin istiyorsa. Şimdi bunun neresi laiklik anlayışıyla veya laiklikle çelişiyor, evrensel anlamda. Çünkü laiklik dediğimiz şey, insanların dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin güvence altına alınması. Bu kadar."
"ÖĞRETMENLER DE BAŞINI ÖRTEBİLSİN DİYE DÜZENLEME YAPTIK"
2014 yılında yönetmelik değişikliğine de değinen Yusuf Tekin, o yıl okullarda doğal aydınlatmalı ibadet şartı getirdiklerini belirtti. Buna da laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle iptal davası açıldığını söyleyen Tekin, "Şimdi bu nasıl laikliğe aykırı. İstiyorsa, lise öğrencileri de başını örtebilsin, öğretmenler de başını örtebilsin diye düzenleme yaptık. Laik laiktir diye Danıştay'a başvurdular. Şimdi burada bir problem var. Kendi ideolojik bakış açılarını bize dayatmak isteyen birileri evrensel tanımlamalarla asla örtüşmeyen kavramları bize dayatıyorlar ve bizi bunun üzerinden eleştiriyorlar. Biz binlerce yıllık devlet geleneği olan bir toplumuz ve devlet geleneğimizde dominant nokta kardeşlik hukuku. Kendin için ne olmasını istiyorsan kardeşin için de aynı şeyi isteyeceksin. Kendin ibadetini yaparken, 'kardeşim' dediğin yanındaki insanın ibadetini yapamaması bizim geleneğimizle asla bağdaşmaz." dedi.
