Suriye'de isimsiz cezaevi ortaya çıktı! Esir kamplarından beter: Ölüm bize kurtuluştu

HTŞ başta olmak üzere Suriye Milli Ordusu ve muhalif grupların 27 Kasım'da başlattığı operasyon sonrasında 13 yıllık Esad rejimi devrildi ve Suriyeliler özgürlüğüne kavuştu.

Suriye'de hayat yavaş yavaş normale dönmeye başlarken Esad rejiminin insanlara uyguladığı işkenceler gün yüzüne çıkmaya başladı.

13 yıl sonra devrilen Esad rejiminin, muhalifleri alıkoyduğu Savunma Bakanlığı’na bağlı hapishanelerde on binlerce kişiye yıllarca işkence ettiği ortaya çıktı.

SURİYE'DE İSİMSİZ CEZAEVİ

Kötü şöhretiyle tanınan ve binlerce insanın işkence yapılarak öldürüldüğü Sednaya Hapishanesi’nin yanı sıra onlarca hapishane ve işkence merkezleri bulundu. Bunlardan biri de Mezze Askeri Havalimanı’nda yer alan Askeri İstihbarat Servisi’nin kontrolündeki cezaevi. Bugüne kadar varlığı bile bilinmeyen, gizli tutulan isimsiz cezaevine “431” kodu verilmiş.

ESİR KAMPLARINDAN DAHA KORKUNÇ

Esad'ın kanlı rejimi, muhalif grupların önemli isimlerini burada tutmuş. Cezaevi, kadın ve erkek mahkumların kaldığı iki ayrı bölümden oluşuyor. Tek kişilik hücrelerde 3-4 kişi, 20 kişilik koğuşlarda ise 60 kişinin tutulduğu cezaevinde, mahkumlar yere serdikleri battaniyelerde üst üste yatmış. Demir kapılar ve parmaklılarla kapatılan hücreler, esir kamplarından bile daha korkunç bir görüntüye sahip.

MAHİR ESAD'IN İŞKENCEHANESİ

Beşşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad’ın yönettiği dördüncü bölüğe bağlı cezaevinde, 700 siyasi ve muhalif mahkum esir tutuluyordu. HTŞ’nin başını çektiği eli silahlı muhalif grupların Şam’da kontrolü ele geçirmesinden sonra cezaevinin kapıları açıldı ve mahkumlar serbest kaldı. Serbest kalan mahkûmlar, ad-soyadları yerine kod numaralarıyla cezaevinde tutulmuş. Cezaevinde “614” kod numarasıyla 7 ay tutuklu kalan Mahmut Abdülbaki Muhammet yaşadığı dehşeti anlattı.

20 KİŞİYE 1.5 KİLO PATATES

“Tek kişilik hücrede 4 kişi, 20 kişilik hücrede ise 60 mahkûm kalıyorduk.'' diyen Mahmut Abdülbaki Muhammet, şunları kaydetti;

''Günde 20 kişiye 1.5 kilo patates verilirdi. Haftada sadece 10 dakika havalandırma izni olurdu. Keyfi olarak mahkûmları alıp işkence odalarında eziyet ediyorlardı. Kadın mahkûmlara söyleyemeyeceğim kadar kötü şeyler yapılıyordu. Zulüm bitti, özgürlük geldi”

‘'ÖLÜM BİZE KURTULUŞTU’'

Serbest kaldığı günü anlatan Mahmut Abdülbaki Muhammet “Hücrelerin, koğuşların kapısı açıldığında bizi kurşuna dizecekler diye düşündük. ‘Esad kaçtı, özgürsünüz’ sesini duyunca birbirimize sarılıp ağladık. Esad demek zulüm demek, işkence, demek. Biz burada ölmeyi kurtuluş olarak görüyorduk.” dedi.