Özgürlüğe kavuşan mahkumlar Esad'ın işkence hücrelerini anlattı: Ölmek için yalvardım
Esad rejiminin devrilmesi sonrası muhalifler binlerce mahkumu işkence kampları olarak bilinen cezaevlerinden serbest bıraktı. Eski mahkumlar, Esad'ın işkence kamplarını anlatırken Suriye'deki vahşet bir kez daha gözler önüne serildi.
Suriye'de muhalif grupların 27 Kasım'da başlattığı operasyon pazar günü mutlu sonla biterken 61 yıllık Baas rejimi çöktü.
13 yıllık rejim sona ererken Beşar Esad, ailesiyle birlikte Rusya'ya kaçtı. Esad rejiminin devrilmesi sonrası muhalifler binlerce mahkumu işkence kampları olarak bilinen cezaevlerinden serbest bıraktı.
Eski mahkumlar, Esad'ın işkence kamplarını anlatırken Suriye'deki vahşet bir kez daha gözler önüne serildi.
ESAD'IN İŞKENCE KAMPLARINI ANLATTILAR
Enver Etneş isimli Suriyeli vatandaş, Esad askerlerinin 13 yıl önce hükümet karşıtı protestolar sırasında Dera'da tutuklanan 55 yaşındaki kuzeninden bir daha haber alamadı.
Etneş, VOA'ya yaptığı açıklamada, şunları anlattı;
“Hayatta mı bilmiyorum. Sabah 7'de camiye gittim ve sonra hapishane hapishane dolaşıp arama yaptım. Şimdiye kadar dokuz cezaevi. Hangi hapishanede olduğunu bile bilmiyorum. O, hak örgütlerinin iç savaş sırasında askeri cezaevlerinde kaybolan yaklaşık 137 bin Suriyeliden biri.''
Sözlerine devam eden Etneş, şunları söyledi: “Şoktayım. Bu bir rüya. Rejim sona erdi. Hiçbir yerde Suriye askeri yok. İnsanlar ağlıyor, mutlular. Ve hepimiz akrabalarımızdan haber bekliyoruz. Çoğu Suriyelinin hapiste tanıdığı birileri var.”
''İŞKENCEDEN KURTULMAK İÇİN ÖLMEYİ DİLEDİM''
VOA'ya konuşan Beşir Mansur ise hayatta kalmayı başaran şanslı esirlerden biri. 2011 yılında Esad rejiminin kuşatması altında yaşayan Dera sakinlerine ilaç ve gıda ulaştırmaya çalışırken askerlerin kendisine ve üniversite arkadaşlarına ateş açtığını anlatırken şunları kaydetti;
''İki arkadaşım da hayatını kaybetti. Bizler, kamyonlara zorla bindirildik. Gözlerimiz bağlanmış, dövülmüş ve küçük bir tuvalet alanına kapatılmıştık. Burada esir tutulduk, acımasız dayak ve uykusuzluk işkencesine maruz kaldık hatta bazı mahkumlar öldü. Karın bölgemde elektrikli bir çubuk kullandılar ve kafamı kırbaçladılar. Tırnaklarımı söktüler ve vücudumu sigarayla yaktılar. Sırf bu işkenceden kurtulmak için ölmeyi diledim. Bugüne kadar anlatamayacağım pek çok şey yaptılar. Suçumuz neydi? Hastanede kaldığım 10 gün boyunca gözlerim bağlandı ve ellerim kelepçelendi.''
"BENDEN HER ŞEYİMİ ÇALDILAR"
Esad rejiminin geleceğini çaldığını belirten Mansur, “Hastanedeki son gün ellerimdeki ve ayaklarımdaki kelepçeleri çıkardılar ve bacaklarımı hareket ettirmemi istediler. Bacaklarımı ve ellerimi hareket ettirmeye çalıştım ama yapamadım. Vücudumun tek bir parçasını bile hareket ettiremiyordum. Ağlamaya başladım ve beni öldürmeleri için yalvardım çünkü felçli yaşamak istemiyordum. Benden her şeyimi aldılar, hayatımı ve geleceğimi çaldılar.” ifadelerini kullandı.
"ARTIK SURİYE'YE DÖNEBİLİRİZ"
Hayatına Kuzey Carolina'da tekerlekli sandalye kullanarak devam eden Mansur, ''Havaalanında çalışıyorum ve bilgisayar programcılığı okuyorum. Suriye'de yaşanan olayları yakından takip ediyorum. Ailem dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda. Bazıları Almanya'da, bazıları Hollanda'da, bazıları Fransa'da ve Kuveyt'te. Onları 11 yıldır görmedim. Sadece onlarla bir araya gelmek ve onları görmek için Suriye'ye geri dönmeyi çok isterim. Rejim gittiği için mutluyum. Artık Suriye'ye geri dönebiliriz" diye konuştu.