Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kobani davasına ilişkin dikkat çeken yorum: Terör kalkışmasıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde katılımcılara hitap ederken geçtiğimiz günlerde açıklanan Kobani Davası kararlarını değerlendirdi. Erdoğan, ''6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Bu isyan girişiminde 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Doğrudan devleti hedef alan isyan girişimiydi. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Mahkeme kararlarıyla ilgili haddi aşan yorumları kabul etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir, adaletin tecellisine olan inancı güçlendirdi. İsyan girişiminden 10 yıl sonra hakkın yerini bulduğunu görüyoruz. Vatanımızın bekası, milletimizin birlik ve dirliği, milli iradenin egemenliğine kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır.'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde katılımcılara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde açıklanan Kobani Davası kararlarını değerlendirdi. Erdoğan, ''6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Bu isyan girişiminde 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Doğrudan devleti hedef alan isyan girişimiydi. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Mahkeme kararlarıyla ilgili haddi aşan yorumları kabul etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir, adaletin tecellisine olan inancı güçlendirdi. İsyan girişiminden 10 yıl sonra hakkın yerini bulduğunu görüyoruz. Vatanımızın bekası, milletimizin birlik ve dirliği, milli iradenin egemenliğine kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır.'' dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;
İran'dan üzüntü verici bir haber aldık. Reisi'nin ve baraberindeki heyetin vefat ettiği öğrendik. Bu elim kazadan dolayı derin teessür duyuyorum. Kaza haberini aldıktan sonra İran makamlarıyla irtibata geçerek tüm imkanlarımızla arama kurtarma çalışmalarına katkı veremeye hazır olduğumuzu ilan ettik.
''TÜRKİYE OLARAK İRAN'IN YANINDA OLACAĞIZ''
Merhum Reisi'ye ve heyettekilere Alllah'tan rahmet diliyorum. İran halkına başı sağlığı diliyorum. Türkiye, bu zor günlerde dost ve kardeş halkın yanında olacak. İranlı kardeşlerimizin bu süreci kadim ve güçlü devlet geleneklerine uygun şekilde yöneteceklerine gönülden inanıyorım. Türkiye olarak pek çok kez olduğu gibi bu zor ve müessif günlerinde de komşumuz İran'ın yanında olacağız.
''YAKIN DİYALOG İÇİNDE OLMUŞTUK''
Merhum Reisi'yi Ocak ayında misafir etmiştik. Sayın Reisi ile çok yakın diyalog içinde olduk. Bölge barışı için verdiği samimi çabalara bizzat şahitlik ettik. Şahsım, milletim adına İran halkına başsağlığı diliyorum. Kendilerini şükran ve minnetle yad ediyorum. Bir kez daha en derin taziyelerimi iletiyorum.
"BUGÜNKÜ TÖRENLE HAKİM SAVCI SAYIMIZI 25 BİNE YAKLAŞTIRIYORUZ"
Yargı adaylarımızın bir kısmının kurasını çekeceğiz. 1044 adayımıza şimdiden başarılar diliyorum. 1044 hakim ve savcımızı ülkemizin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceğiz. 81 vilayeti ile bu ülkeyi çok sevmelerini istiyorum. İnşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Bugünkü törenle 25 bine yaklaştırıyoruz hakim savcı sayımızı. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2 buçuk kattan fazla artırdık. Yargıda çift başlılığa son verilmesinden bireysel başvuru hakkına arabuluculuk müessesesine hasılı çok geniş bir yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran tarihi reformlara imza attık. Güven veren adalet hedefiyle bu alandaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.
"YURT DIŞINA KAÇAN ALÇAKLARIN DA PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ"
Anayasayı değiştirerek darbecilerin yargılanmasını sağladık. İktidarlarımız döneminde milli iradeye kasteden darbeciler yargılandı geç de olsa hak ettikleri cezaları aldılar. 12 Eylül ve 28 Şubat'ta demokrasiye darbe yapanlar bağımsız Türk mahkemeleri tarafından mahkum edildi. Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ele başları için de geçerlidir. 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecekler. Yurt dışına kaçan alçakların da peşini asla bırakmayacağız. Son FETÖ'cü hain de yargıya hesap verene kadar enselerinde olacağız. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik, çekinmeyeceğiz. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik, yine çekinmeyeceğiz. Milletin muazzez iradesine kimsenin gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğiz.
''6-8 EKİM HADİSESİ TERÖR KALKIŞMASIDIR''
6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Bu isyan girişiminde 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Doğrudan devleti hedef alan isyan girişimiydi. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Mahkeme kararlarıyla ilgili haddi aşan yorumları kabul etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir, adaletin tecellisine olan inancı güçlendirdi.
''HUKUK BUNLARDAN HESAP SORMAK ZORUNDA''
İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz. Vatanımızın bekası, milletimizin birlik ve dirliği, milli iradenin egemenliğine kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır. Hukuk devleti ilkesinin yaşatılabilmesi için yargının her türlü taassuptan, hizipleşmeden azade olması şarttır. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması hukuka ve demokrasiye hakarettir. Sokakları kan gölüne çevirerek, bu ülkede siyaset yapılmayacağını artık herkesin anlamasını ümit ediyoruz.