Mossad bombalı bataryayı nasıl hazırladı?

Mossad bombalı bataryayı nasıl hazırladı?

17 ve 18 Eylül 2024 tarihlerinde dünyayı şoke eden çağrı cihazı saldırılarında 2'si çocuk 37 kişi öldü, 3 binin üzerinde insan da yaralandı. İsrail'in soykırım ortağı ABD'de eski CIA başkanının bile 'terör saldırısı' olarak nitelediği saldırılar için Mossad nasıl bir yol izledi?

Mossad'ın Lübnan Hizbullahına yönelik çağrı cihazı saldırısında yapbozun parçaları netleşiyor.

İsrail gizli servisi, bombalı cihazları İsrail topraklarında üretti; sonra bunları aracılar üzerinden Hizbullah'a yolladı.

17 ve 18 Eylül 2024 tarihlerinde çağrı cihazlarını özel bir kodla patlatan İsrail istihbaratı, Hizbullah üyelerini toptan öldürmeyi amaçlıyordu.

Dünyayı şoke eden saldırılar nedeniyle 2 gün içerisinde 2'si çocuk 37 kişi öldü, 3 binin üzerinde kişi de yaralandı.

Kiminin vücudunda derin yarıklar oluştu, kiminin kafatası patladı, yüzlerce kişinin çağrı cihazını tutan elleri koptu.

İnsanların cep telefonu ve bilgisayarlarına 'Acaba patlar mı?' sorusu eşliğinde şüpheyle bakmasına yol açan saldırılar, Hizbullah örgütü ve İran'da etkin biçimde faaliyet gösteren Mossad'ın ustalıkla hazırladığı bir plan dahilinde yürütüldü.

Amerikan basınında yayınlanan bilgiler çocuk katillerinin Hizbullah üyelerini çağrı cihazlarıyla öldürmeye 2022 yılında karar verdiğini gösteriyor.

Lübnan'a 2015'ten itibaren bataryasına bomba yerleştirilmiş telsiz ve radyo sokmakta olan İsrail, bu cihazlardaki dinleme düzeneğiyle Hizbullah'ı 7 gün 24 saat izlemekteydi.

Mossad aynı zamanda casus yazılımlar kullanmak suretiyle Hizbullahçıların cep telefonlarında da kamerasından, mikrofonundan ve ekran görüntüsünden sürekli kayıt halindeydi.

İran destekli örgütün yöneticileri, cep telefonlarının İsrailli ve Amerikalılar tarafından sürekli izlendiğini düşündüğü için üst düzey gizlilik sağlamak amacıyla mobil telefonları bırakmaya ve yerine çağrı cihazı kullanmaya karar verdi.

Beyrut'un Dahiye ilçesinde kümelenmiş örgüt, çağrı cihazlarını toplu şekilde satın almak için arayışlara başladı. Bu esnada Mossad tabii ki onları izliyordu.

Bomba ve dinleme düzenekli telsizleri yaklaşık 10 yıldır Lübnan'a sokmakta olan İsrail istihbaratı için yeni bir fırsat doğmuştu. Mossad, Hizbullah üyelerinin kullanacağı çağrı cihazlarını özel yöntemlerle üretmeye koyuldu.

Bunun için Tayvan merkezli çağrı cihazı üreticisi Gold Apollo markası kullanılacaktı.

Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de BAC Consulting adlı paravan bir şirket kuran Mossad, bir ajanını Tayvan'daki firmaya yolladı.

Hong Kong vatandaşı Mossad ajanı, AR-924 model çağrı cihazlarının Macaristan'da üretilmesi için 'lisans izni' talep ediyordu.

Gold Apollo şirketi, sadece marka ismi karşılığında yüklü miktarda kazanç sağlayacağı böyle bir teklife tabii ki hayır demedi.  

İsrail istihbaratı ve bomba uzmanları Gold Apollo ile imzalanan lisans sözleşmesinin ardından hummalı bir çalışmaya başladı. Mossad gözetimindeki atölyelerde Tayvan malı çağrı cihazının neredeyse tıpatıp aynısı üretildi.

Bir farkla: Mossad'ın ürettiği cihazlar Tayvan modelinden 40-50 gram daha ağırdı.

İsrail, Hizbullah'a gönderilecek cihazların batarya kısmına, fark edilmeyecek kadar küçük ve PETN ismiyle bilinen yüksek infilak etkili patlayıcı madde yerleştirdi.

Bombanın bağlı olduğu düzenek özel komut geldiğinde infilak etmek üzere ayarlandı.

Buna göre İsrail, istediği bir vakitte çağrı cihazına bir mesaj gönderecek, önceden belirlenmiş parola, mesajdaki kelimeyle uyumlu ise patlama gerçekleşecekti.

Patlayıcı madde, cihaz sökülse bile tespit edilmemesi için çağrı cihazlarına dikkatlice gizlenmişti.

Tuzaklanmış aletler tamamen hazır olduğunda, toplu alım için bekleyen Hizbullah yönetimine bir aracı gönderildi.

Ne Hizbullah ne de İran, nasıl bir tongaya düştüklerine dair detaylı bilgi paylaşmadığından dolayı örgütle irtibata geçen Mossad bağlantılı şahsın kimliğini bilmiyoruz.

Ancak elimizde, Mossad'ın farklı ülkelerde kurduğu çok sayıda paravan şirket ve buralarda görevli birtakım şahısların isimleri var.

Soruşturmalar çerçevesinde elde edilen bulgular Mossad'ın İsviçre'den Hong Kong'a, Macaristan'dan Bulgaristan'a dek uzanan karmaşık bir ağ kurduğunu gösteriyor.

Lübnan ve Suriye'de 4 binden fazla cihazın ardı ardına patlaması sonrasında gözler Tayvan'daki Gold Apollo'ya çevrilmişti.

Şirket yetkilileri "Olayla hiçbir ilgimiz yok... Biz sadece lisans altında üretim hakkını Macaristan'daki BAC Consulting şirketine vermiştik" dedi.

Macar polisi, BAC Consulting'in Budapeşte'deki merkezine gittiğinde apartman dairesi görünümlü bir yerle karşılaştı. Şirketin yetkilisi görünen Cristiana Bársony-Arcidiacono ise -ki bu muhtemelen takma isimdi- çoktan kayıplara karışmıştı.

Ancak bu şirket, Hong Kong'dan gönderilmiş gibi gösterilen çağrı cihazlarını Bulgaristan merkezli Mossad paravanı Norta Global için sipariş etmişti.

İsrail istihbaratının uluslararası trafikte iz kaybettirme hamleleri böyle işliyordu. Macaristan'daki paravan şirket, Bulgaristan'daki paravan şirket için Hong Kong'da kurulu paravan bir şirketten kağıt üstünde çağrı cihazı sipariş ediyordu.

Hong Kong'da kurulu şirketin sahibi ise Tayvan'daki Gold Apollo şirketinin eski bir çalışanıydı. Yani Mossad, patlayıcı operasyonunda kullanacağı şirketin bir personelini önceden seçmişti ve ona Hong Kong'da sadece 'Apollo Systems' adında bir şirket kurdurmuştu.

Bu kişi Teresa Wu adlı bir kadındı. Cihazları lisans altında üretmek için Gold Apollo'ya, yani eski çalıştığı şirkete, Macar firma adına teklif götüren de oydu. Mossad irtibatlı kadının hem Tayvan hem de Hong Kong'da ofisi vardı.

Teresa Wu, Lübnan'daki patlamaların ardından kayıplara karıştı. Ofislerini kapattı; Hong Kong'da şirket merkezi olarak gösterilen adreste hiçbir iz bırakmamıştı.

Peki Mossad'ın Sofya'da kurduğu paravan şirket Norta Global'e ne oldu? Resmi kayıtlara göre şirket, 2022 yılında 39 yaşındaki Norveç vatandaşı Rinson Jose tarafından kuruldu.

Kaynaklar Jose'nin, şirketin kuruluşuyla ilgili evrakları Oslo'daki Bulgar konsolosluğunda imzaladığını söylüyor. Yani Jose, şirketi kurarken Bulgaristan'a hiç gitmedi.

Rinson Jose de patlamalar sonrası diğerleri gibi sırra kadem bastı. Norveç polisi onu her yerde arıyor. Ancak Jose hakkındaki son bilgiler, onun 'iş ziyareti' diyerek aceleyle ABD'ye gittiğini gösteriyor. Jose'ye 17 Eylül'den beri ulaşabilen kimse yok.

Kayıtlara göre Jose'nin sahibi olduğu Norta Global, İsrail'deki Mizrahi Tefahot adlı bankadan 18 milyon Norveç kronu ödeme aldı. Bu para doğrudan Mossad'ın Budapeşte'deki paravanı BAC Consulting’e gitti.

Bu arada Jose'nin Norta Global'ine milyonlar akıtan başka bir şirket daha var: Hong Kong merkezli Ellenberg Trading.

2021 yılında kurulan şirket Pauline Ellenberg adına kayıtlı. Ancak bu kadına dair hiçbir yerde hiçbir iz yok.

Kadın Hong Kong'da şirket kurmak için imzaladığı belgelerde adının yanı sıra kendisi hakkında yalnızca iki ayrıntı vermiş;

Bunlardan biri İsviçre'nin Zürih kentinde bir adres... Öbürü ise İsviçre pasaportu numarası...

Patlamalar sonrası açılan soruşturmalar kapsamında Ellenberg şirketinin de izine rastlandığı için polis, İsviçre başkenti Zürih'te 'şirket merkezi' olarak gösterilen yere gitti.

Sözkonusu adreste bir güzellik salonu ve bir de Vietnam restoranı vardı. Üstelik oradakilerin hiçbiri Pauline Ellenberg adında birini tanımıyordu. İsviçre vergi kayıtlarında da bu isimde bir kadına rastlanmadı.

Yani Mossad, Teresa Whu'nun Apollo Systems adlı şirketinin yanında Hong Kong'a başka bir paravan şirket daha kurdurmuştu.

Kafamız yeterince karıştı değil mi?

İstihbarat örgütleri, içerisinde bolca paravan şirket ve sahte adresin bulunduğu sofistike operasyonları iz kaybettirmek amacıyla bu şekilde yürütüyor.

Ülkeler arası para trafiği... Kayıplara karışmış Mossad ajanları... Hong Kong'dan gelmiş gibi gösterilen ve aslında Mossad atölyelerinde üretilen çağrı cihazları...

17 ve 18 Eylül'de 4 binden fazlası patlatılmış bu cihazlar insanoğlunu yeni bir gerçekliğe uyandırdı.

Sahi... Dev teknoloji şirketlerini kontrol eden bu katil sürüsü, cep telefonları yahut dizüstü bilgisayarlarda da benzer bir eyleme imza atmış olamazlar mı?

Küresel siyonist çeteye her platformda tepki gösteren duyarlı insanlar, alışveriş sitelerinden satın aldıkları cihazlarla bir gün bu katillerin bombalı saldırısına mı uğrayacak?

Cep telefonları yahut laptop bataryaları bir bomba gibi patlatılamıyor.

Şimdiye dek meydana gelmiş pek çok olay şunu gösterdi ki, ısınan ve kendiliğinden infilak eden batarya en fazla kısmî yanıklara yol açıyor.

Fakat ya bu aletlere birileri onlarca gram patlayıcı yerleştirmişse?

Güven hissi yerlebir olduğu için bu hayati sorulara cevap belki de hiçbir zaman verilmeyecek.

Kim bilir... Elimizdeki cep telefonu, İsrail'e küfrettiğimiz için bir gün ansızın patlayana dek.