Yenidoğan çetesi için hesap vakti: 'Kurtlar Vadisi' ile savunma: Tüyler ürperten detaylar ortaya çıktı

Günlük 8 bin liara para kazanmak için bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan yenidoğan çetesi üyeleri bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Dünkü duruşmada aylık 400 bin lira kazandığını belirten çete lideri Fırat Sarı’nın normal hemşiresi olduğunu ancak 6 ay şablon işlerini 6 ay da şoförlüğünü yaptığını söyleyen Hasan Basri Gök, tüyeler ürperten sözler sarf etti. Basri Gök, Mahkeme başkanının, “Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?” diye sorması üzerine “Aileye de 112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim yer bulduk diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek başına 5 bin lira alıyordu” şeklinde yanıt verdi. "Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir." cümlesi sorulan hemşire Deniz Korkmaz, bu sözlerin Kurtlar Vadisi isimli dizinin repliği olduğunu o yüzden söylediğini savundu.
Türkiye'nin gündemine oturan yenidoğan çetesi soruşturmasının ilk davası dün görüldü.
Para uğruna bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan çete üyeleri bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.
İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak kasten ölmelerine neden olan çete üyeleri tek tek hesap veriyor.
17 BİN YIL HAPİS CEZASI
Davada 22’si tutuklu 47 sanık bulunuyor. Sanıkların 17 bin yıl hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Yenidoğan duruşması, davaya katılan avukatların isimlerinin okunmasıyla başladı. Sanıklar, duruşma salonunun ortasında infaz koruma memurlarının arasında oturuyor.
Yenidoğan Çetesi duruşmasında mağdur aileler duruşma salonuna alındı.
Davaya ilişkin duruşmalar tüm hafta boyunca sürecek.
DURUŞMANIN İKİNCİ GÜNÜ
Davanın ikinci gününde iddianamede çete lideri olarak tanımlanan Fırat Sarı'nın da aralarında olduğu sanıklar duruşma salonuna getirildi. Çevik kuvvet ekipleri adliyede güvenlik önlemleri aldı. 22’si tutuklu toplamda 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı.
''SGK'DAN FAZLA PARA ALIYORLARDI''
Duruşma yoklamanın ardından Hemşire Hasan Basri Gök'ün savunmasıyla başladı. Basri Gök, Mahkeme Başkanı'nın "Savunma yapacak mısın?" sorusuna "Savcılıkta ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok." şeklinde yanıt verdi. Hasan Basri Gök, kimsenin hayrına bir şey yapmadığını savunurken şunları anlattı;
"SGK'dan fazla para alıyorlardı. SGK'dan para almak için hastaları daha uzun yatırıyorlardı. Üçüncü basamaktan en üst düzeyden rapor ediliyordu bebekler. Bütün hemşirelere epikrize yardım ettiği ve diğer işlemler için para veriliyordu. Karşı taraftan gelen notlara göre epikrizleri yazdık. Dolapta olan fazla ilaçları 3-4 kez sattık. Birini gizli sattık, diğerlerini Fırat Sarı'ya verdik. Toplam 30-40 bin lira kazandık. Fırat Sarı ve İlker Gönen hastaneleri paylaşmıştı."
Fırat Sarı’nın normal hemşiresi olduğunu ancak 6 ay şablon işlerini 6 ay da şoförlüğünü yaptığını söyleyen Hasan Basri Gök, “Bebek sevkleri tıp merkezlerinden, 112’den ya da tanıdık doktorlardan oluyordu. Normalde 20’de 1 gelecek hastayı hemen çıkartıyorlardı” dedi.
BEBEK BAŞINA 5 BİN TL
Mahkeme başkanının, “Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?” diye sorması üzerine Hasan Basri Gök, şu yanıtı verdi;
“Aileye de 112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim yer bulduk diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek başına 5 bin lira alıyordu”
''ÇİRKİN BİR CÜMLE''
Mahkeme başkanı kan donduran o konuşmayı da Hasan Basri Gök’e sordu. Mahkeme başkanı, “Mehtap ile bir konuşman var. ‘Mehtap çocuğu öldür. 50 satürasyonlu bebek mi olur?’ diyorsun. Mehtap da sana, ‘öldüreceğim de öldürsem de dert’ diyor. Nedir bu konuşma?” diye sordu. Sanığın bu soruya cevabı ise daha çok kan dondurdu. Sanık Gök, “Evet çirkin bir cümle” dedi.
Bebeği görmediğini söyleyerek, “50 satürasyonlu demek bebeğin sürekli kalbinin durup yeniden canlanması demek” diyen sanık Gök’e mahkeme başkanı, “Normalde böyle hemen bırakır mısınız bebeğe müdahaleyi” diye sordu. Sanık ise, “Normalde böbrekler ve ciğerler iflas edince bırakılır” şeklinde yanıt verdi.
Serdar Yüksel'in bebek sevki yapıp karşılığında para aldığını savunan Hasan Basri Gök, "Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi yolladım." dedi.
"TÜM HEMŞİRELER BİLİYORDU"
Tüm hemşirelerin yaşananları bildiğini itiraf eden Hasan Basri Gök, ''Ama ne kadar içindeler bilmiyorum. Sümeyye Nur Arslan'ın dosyada usulsüzlük yaptığını görmüşümdür. Doktor Şeyhmus Çelik hep erken çıkar. Hastane yönetimi bilir bir şey demez Doğukan aşağıda olduğu için." diye konuştu.
Hasan Basri Gök de, iddiaya göre usulsüzlüklerle ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) başvurmuş. Duruşma, avukatların sorularıyla devam ediyor. Hasan Sabri Gök'e yöneltilen "112'nin sevklerde parmağı var mı?" sorusuna Sağlık Bakanlığı avukatı itiraz etti. Mahkeme Başkanı, bakanlık avukatının sorunun sorulmaması yönündeki itirazını kabul etti, soru sorulmadı.
'KURTLAR VADİSİ' İLE SAVUNMA
Duruşmaya 30 dakika ara verildi. 30 dakikalık aranın ardından duruşma tekrar başladı, Hemşire Deniz Korkmaz yaptığı savunmada olayı CİMER'e şikayet ettiğini iddia ederek söz konusu belgeyi Mahkeme Başkanı'na sundu.
"Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir." cümlesi sorulan Deniz Korkmaz, bu sözlerin Kurtlar Vadisi isimli dizinin repliği olduğunu o yüzden söylediğini savundu.
"HASTANELER, HASTALARI PARA OLARAK GÖRÜYORDU"
Deniz Korkmaz "GMZ, Fırat Sarı'nın bana kurdurttuğu bir şirket. Fırat Sarı 'Sen de şirket sahibi olursun.' dedi ben de kabul ettim maalesef. Sağlık ve turizm şirketiydi. Sümeyye Nur Arslan ilgileniyordu. Şirketle ilgili Hasan Basri Gök'e vekalet vermiştim." dedi.
Hastanelerin, hastaları para olarak gördüğünü itiraf eden Deniz Korkmaz, "Böyle kabul edilen hastanelerde bunların olması kaçınılmazdı." diye konuştu.
"HEM HASTANEDEN HEM FIRAT SARI'DAN PARA ALDIM"
Renas Kılıç'ın erişkin yoğun bakımı doldurmakla görevli olduğunu iddia eden Hemşire Deniz Korkmaz, şunları anlattı;
"Yoğun bakımlardaki malzemeleri bile kilitleyen bir insan ki daha az kullanılsın ki daha fazla para kazansın. Benim şikayet etme nedenim bu hastanelerin hastalara para muamelesi yapması. Cana kastedecek hiçbir şey yapmadım, zaten bana böyle bir suçlama da yok."
Deniz Korkmaz, ayrıca hem hastaneden hem de Fırat Sarı'dan para aldığını söyledi.
DURUŞMANIN 1. GÜNÜ: ÇETE LİDERİNİN AYLIK KAZANDI DUDAK UÇUKLATTI
Yenidoğan çetesi hakim karşısına çıktı, ilk duruşma 9 buçuk saat sürdü. Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık kürsüsüne geldi. Başındaki peruğunu cezaevinde çıkartmış durumda. Bekar olduğunu belirtti. Klinik doktoru olduğunu söyleyen Fırat Sarı, aylık kazancının ise 400 bin lira olduğunu söyledi. O sırada bebeğini kaybetmiş bazı aileler duruşma salonuna giriş yaptı. Yenidoğan Çetesi’nin doktor sanıklarından İlker Gönen, sanık kürsüsüne çıkarak evli ve 3 çocuk sahibi olduğunu, ayrıca üniversite mezunu olduğunu belirtti. Ardından, birçok telefon dinlemesinde adı geçen hemşire Mehtap Sayar kürsüye çıkarak bekar olduğunu ve çocuğunun olmadığını ifade etti.
Mahkeme başkanı, duruşmaya katılan bir avukata, “Siz seyircisiniz, ya oturun ya da duruşma salonundan çıkın. Taraf avukatı değilsizin, Sizi uyarıyorum,” diyerek sözleriyle tartışma çıkmasına neden oldu. Avukatlar, tepki gösterdi.
''ÇEK FİŞİ GİTSİN''
Savunması alınan sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, Fırat Sarı'nın hastalara fazla ücret söylediğini ve aradaki komisyonu kendisine aldığını belirtti. Yoğun bakım boşalınca Fırat Sarı'nın sitem ettiğini ve "Hasta yok doldur" diyerek bir günde doldurulmasını istediğini belirten Taşçı, "Yoğun bakım ne kadar dolu olursa o kadar para kazanılıyor" ifadelerini kullandı.
Savunmasında durumu kritik bir bebek için yardım istenen bir doktorun "Çek fişi gitsin" dediğini de söyleyen Taşçı, Şafak hastanesinin yöneticisinin ise Fırat Sarı'ya oraya sevk edilen her bebek başına 10 bin TL verdiğini ifade etti.
589 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
Şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
"KASTEN ÖLDÜRMENİN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ"
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
MAL VARLIKLARININ EL KONULMASI TALEP EDİLDİ
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
