Yenidoğan Çetesi davasında 8. gün: Hesap verme sırası tutuksuz sanıklarda

Günlük 8 bin TL para kazanmak için bebeklerin ölümüne neden olan ve haksız kazanç sağlayan 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, 8. gününde devam ediyor. Yenidoğan çetesi davasında tutuksuz sanıklar savunma yapıyor.
SGK'dan günlük 8 bin liara para kazanmak için bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan yenidoğan çetesi üyeleri geçtiğimiz hafta hakim karşısına çıktı ve ilk savunmalar alındı. Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu tüm sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 26 Kasım'a erteledi.
Para için bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi'ne yönelik davaya, bugün de devam ediliyor. Geçtiğimiz hafta ilk 6 duruşmada, çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı dahil 22 tutuklu sanık hesap verdi. Bugün de tutuksuz sanıkların ifadeleri alınıyor.
18 Kasım Pazartesi gününden itibaren devam eden ve 22 tutuklunun savunmalarının tamamlandığı duruşmanın bugünkü oturumunda tutuksuz sanıkların beyanlarının alınmasına devam ediliyor.
Hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş'in savunmasından:
Ayşe Gizem Büyükköleş, savunmasında önceki ifadesinde duyduklarını söylediğini ama görmüş gibi ifadelerde yer aldığını söyleyerek düzeltme yapmak istediğini belirtti.
"Ben önceki ifademde duyduklarımı söyledim ama sanki görmüşüm gibi geçmiş onları düzeltmek istiyorum." dedi.
OPERA BEBEĞİN ÖLÜMÜ
Ayşe Gizem Büyükköleş, Opera bebeğin ölümünü anlattı:
"Bebeğin kalp atımlarını duyamayınca Hakan Doğukan Taşçı'yı aradık. Tuğçe Doğukan'a söyleyince ben de doktora söyleyecek sandım. Hastanede bebeğin kötü olduğunu söylememize rağmen bize prob (ultrason başlığı) verilmedi. Hakan Doğukan hiçbir şey yapma dedi ama Tuğçe CPR'a başladı. Ama bunu çok uzun süre yapmadı çünkü sorumlusu yapma demişti. Biz bebeği ölü olarak bırakmadık öyle olsa gündüz shifti bebeği teslim almazdı. Ben üzerime düşeni yaptım, Tuğçe'ye yardım ettim. İlk defa bir hastamın kötüleştiğini gördüm. Hatta merak ettiğim için hastane dışında bekledim mesaim bittiği halde. Gece hiçbir zaman doktor olmazdı. Ben ilk işim olduğu için böyle olduğunu sanıyordum. (Tecrübesiz hemşirelere bebeklerin emanet edildiği anlaşılıyor.) Ben bu olaya dek Fırat Sarı'yı hiç görmemiştim, telefonu da bende yoktur. Epikrizin ne demek olduğunu bile bilmiyorum. Bu mesleği öğrenmek için girdiğim iş yerinde bunları yaşadığım için çok üzgünüm. Bu zamana kadar kimsenin doktoru aradığını görmedim, hep Doğukan'ı ararlardı. Hemşire eksik olduğu zamanlar Gözde (Tıbbi sekreter, bebeklere müdahale ettiği anlaşılıyor.) birkaç kere bebeklere besleme yapmıştı ama müdahale ettiğini görmedim. Duyduğum kadar Dr. Şeyhmus Çelik'in kaşesi kullanılıyordu. Bundan da Şeyhmus Çelik'in haberi olduğunu düşünüyorum."
MAHKEME BAŞKANI İSYAN ETTİ
Mahkeme Başkanının, "Ne sorsam bilmiyorum diyorsunuz, doktora soruyoruz onlar da bilmiyorum diyor. Kimse hiçbir şey bilmiyor. Siz nasıl hastanede çalışıyordunuz, nasıl iş yürütüyordunuz." isyanı üzerine salonda sessizlik yaşandı.
Sanığın "bilmiyorum" sözleri üzerine Mahkeme Başkanı, "Bir şeyin neden yapıldığını öğrenmezsen hiçbir şey öğrenemezsin. Bu ilacı veriyorsun ama niye veriyorsun bunu bilmen lazım. Yarın öbür gün böyle sorumluluk doğurur" dedi.
Aile Bakanlığı avukatının "Monitörün sağlıklı çalışmaması konusunu açıklayabilir mi?" sorusu üzerine sanık hemşire, "Monitörlerimizin hepsi sağlıklı çalışmıyordu. Çok güven veren montiörler değildi. Ama o gün kötüleşen hastamızın monitörü çalışıyordu, kötü hastalarımıza çalışan monitörler olmasına dikkat ederdik. Bu konu hastaneye iletilmişti." dedi.
10. tutuksuz sanık Hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş, savunmasına başladı.
Sanık Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz'ın savunmasından: Her faturayı takip eder misiniz?
"Etmem. Görev tanımım çok muğlak. Yani mesela başhekim mali işlerden muaf mı değil mi belli değil."
SGK avukatının "Siz mesul müdürsünüz, Fırat Sarı ve İlker Gönen ile resmi anlaşmanız olmadığı halde konsültasyon adı altında ödeme yaptığınızı kabul ettiniz. Neden izin verdiniz?" sorusuna İlker Gönen'in avukatı "Soru yorum değil hüküm içeriyor, sorulmamasını istiyoruz." sözleriyle itiraz etti.
Mahkeme Başkanı sorusun sorulmasına karar verdi.
Sanık bu soruya, "Sadece danışmanlık hizmeti. Tüm mevzuatı bilemeyebiliriz. Ama niye böyle bir şey yaptınız derseniz, yenidoğan bebekleri mevzuattan daha fazla önemsiyorum." yanıtını verdi.
Bir sanık avukatının sorusu üzerine Sanık Başhekim, "Sayın savcının iyi niyetli sorduğunu düşünüyorum." yanıtı verdi.
Savcı "Benim niyetimi sorgulama istersen..." dedi.
Bir sanık avukatının sorusu üzerine Başhekim tekrar, "Sayın savcının iyi niyetli sorduğunu düşünüyorum."
Savcı, "Benim niyetimi sorgulama istersen..." dedi.
Sanık Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz'ın savunmasından:
Üye Hakim: Opera bebeğin ölümüyle ilgili, "Fırat Sarı'nın sevkte etkisi var mıydı?" sorusuna, "Buradan duyduğum kadarıyla ona sorulmuş, o da kabul etmiş hastayı." yanıtını verdi.
Üye Hakimin "Başhekim olarak medisense'ten beklentiniz neydi?" sorusuna, "Yenidoğan uzmanlığında gece gündüz ulaşılması çok önemlidir. Dr. İlker'in de bu konuda iyi olduğunu biliyorum. Hastanede 10 çocuk doktoru da olsa yenidoğan uzmanı olması önemlidir." yanıtını verdi.
Sizin kendi yenidoğan doktorunuz yoktu ama hatırlatmasına "Evet, sonradan oldu." dedi.
Üye Hakimin, yenidoğan doktorunuz olduktan sonra da Medisense'le devam etmişsiniz, ödemeniz var? sorusuna,
"Aylık ortalama 100 bin ödeme yapılmış. Bunun danışmanlık için çok olduğunu düşünmüyorum." karşılığını verdi.
Sizde de sabit ücret yok. Ciro üzerinden mi ödeme yapıldı? sorusuna ise, "Ciro üzerinden değil de hasta yoğunluğuna göre" yanıtını verdi.
Savcının "Resmi anlaşmanız yoksa, para çıkışını nasıl yapıyorsunuz, nasıl vergilendireceksiniz, denetimde sormuyorlar mı?" sorusuna
"Bunun muhatabı başhekim değil." dedi. Siz maaşınızı nasıl alıyorsunuz? sorusuna ise,
"Hekimlerin şirketleri vardır. Şirket üzerinden alıyorum, değişken. Hekimin performansına göre, ameliyatlar, baktığımız hastalara göre..."
Savcının ciro artınca maaşınız artıyor mu? sorusuna ise, "Hayır." dedi.
9.tutuksuz sanık Beylikdüzü Medilife Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz savunmasına başladı.
"35 yıllık doktorum suçlamaları kabul etmiyorum." sözleriyle savunmasına başlayan Eski CHP'li Meclis Üyesi ve İBB Sağlık ve Salgın Hastalıklar Komisyonu Başkanı olan Ahmet Atilla Yılmaz "doktor bulmanın, yenidoğanla ilgili ekip kurmanın ne kadar zor olduğunu anladığınızı düşünüyorum" sözleriyle savunmasını sürdürdü.
Emekli olduktan sonra da Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde genel cerrah ve başhekim olarak başladığını belirten Yılmaz, hastanenin kapandığı ana kadar çalıştığını söyledi.
"Kamuyu bilerek ve isteyerek dolandırmam bence hayatın olağan akışına aykırı." dedi.
Sanık Yılmaz, mahkeme başkanının "Sevklerle ilgili bilgin var mı?" sorusunu üzerine
"Bu davadan sonra baktım gerçekten. Yenidoğanın yüzde 75'i bizim kendi hastanemizde olan doğum. Dışarıdan çok sevk gelmiyor." dedi.
Yılmaz'ın savunmasından:
"Her an ulaşılabilir hekim olması önemlidir. Görüşmeleri ben yapmış olmasam da yapsaydım bu önemli olurdu.(Fırat Sarı'yla görüşmeden bahsediyor) En çok üzüldüğüm konu haklı ya da haksız belki de bizim yüzümüzden sağlık çalışanlarına bakış değişti."
Mahkeme başkanı: Danışmanlık görüşmesini kim yaptı?
"Yönetim kurulu başkanımız yapmıştır, Dr. Osman Deniz yapmıştır"
Mahkeme başkanı: Sanıklardan kimleri tanıyorsun?
"Fırat Sarı ve İlker Gönen'i başhekimleri, hastanemizde çalışan hemşireleri tanıyorum."
"Hemşirelere yapılan ödemeden haberim yoktu.
Bir başhekimin hastanenin cirosunu artırma gibi bir kaygısı olmaz. Çok şükür ki bu iddianamede bebeklerin vefatı üzerinden sorgulanmıyorum."
Beylikdüzü Medilife'tan birinci hastanesine sevk edilip ölen opera Bebeğin ölümü soruldu.
"Başhekimler sevklerin her aşamasına hakim olamaz." yanıtını verdi.
Michelle Nwandı Opara'nın durumunu hekimin yakından takip ettiğini dile getiren Yılmaz, "Çocuğun bir yerde bakılması gerektiği için mecburen yenidoğana aldık. Aslında oraya göre çocuk büyüktü. Burada da takibi yapıldı. Başka bir hastaneye sevk olması gerekiyordu. Ancak yoğun bakımı olmadığı için çocuğu yenidoğan yoğun bakıma almak zorunda kaldık." şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanının "Savunmanıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?" sorsununa,
"Biz avukat bulmakta çok zorlandık. Müsaadenizle tüm sanık avukatlarına çok teşekkür ediyorum huzurunuzda. Ben bu kadar yıllık cerrahım hiçbir hasta AIDS diye ameliyatını reddetmedim. Dosyanın adı nedeniyle avukat bulamadık. Sanık avukatlarına çok teşekkür ederim."
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, örgüt elebaşısı olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıyor.
Sekizinci tutuksuz sanık hemşire Ceren Hatice Kırım savunma yapmaya başladı.
Hemşire Ceren Hatice Kırım, savunmasında denetim tutanağında görüleceği üzere hastaların epikriz raporlarının uymadığını söyledi.
Kırım, "Sekreter hanım üç günlük izinde olduğu için yazılmamıştı. Ben pek çok denetim gördüm ama hiç bir zaman akciğer grafisinin açılıp bakıldığını görmemiştim. Denetimin çok detaylı olduğu izlenimi uyandırmıştı." dedi.
Savcının "Fırat Sarı'ya hat vermişsin. Bu devirde insan kardeşine bile vermez. Sorumluluk yükler çünkü... Niye bu adama üstüne kayıtlı bir hat verdin?" sorusuna sanık Kırım, "Meşguliyetinden dolayı söyledi ben de çıkardım verdim." cevabını verdi.
Kırım, sanık İlker Gönen'le arşivden dosya çıkarmayla ilgili konuşmasına ilişkin, "Kendisi diğer hastanede olan denetimle ilgili bir şey söylemiş. Arşivden dosya çıkarmayla ilgili bilgim yok." savunmasını yaptı.
Sanığa lker Gönen'in 3 aydır vizit yapmadım tapesi soruldu.
"İroni yapmıştı. Birileri öyle bir şey söylemiş. Çok ilgilidir hastalarıyla." yanıtını verdi.
''EMEĞİN KARLIŞIĞI OLARAK DÜŞÜNÜYORUM''
Maaşını hastaneden aldığını iddia eden Kırım, "Bana Medisense'den gönderilen bir ücret vardı. Yenidoğan ünitesinden uzun yıllar çalıştığım için geliyordu. Kaynağını sorgulamadım. Bunu mesai ödemesi olarak alıyordum. Beşte biten mesaimden 10 gibi çıkıyordum. Eve toplu taşımayla gitmiyordum. Taksiyle gidiyordum. Bu emeğin karşılığı olarak düşünüyorum." ifadesini kullandı.
"Medisense işletmiyordu dedin, ne parası bu?" sorusuna, "Ben sözleşme anlaşma var mı bilmiyorum dedi. Hasta danışıyorduk." diye yanıt verdi.
Kırım, "Sana şirketten gelen paraları kendin mi alıyordun yoksa dağıtıyor muydun?" sorusu üzerine Fırat Sarı'nın istifa eden sekreterinin işini bir süre yaptığını belirterek; şunları anlattı;
"Fırat Sarı'nın sekreteri istifa etmişti. Bir süre onun işini yapmamı istedi ama isteyerek yapmadım. Kendisinin istediği kişilere paraları gönderdim. Gelen her paranın çıkışı oldu. Maddi menfaatim yok. Benim üzerime bir hattım vardı, çıkarıp Fırat Sarı'ya vermiştim. Kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. Daha sonra hattı kapattım."
Savcı: Sana bir soru soruyorum bambaşka şeyler anlatıyorsun, direkt cevap ver.
Soru üzerine hemşire Ceren Hatice Kırım, "Hasan Basri Gök ilaçları Fırat Sarı'nın adına istedi. Fırat Sarı'yla konuştuğumda vermememi söyledi" yanıtını verdi.
''HER TÜRLÜ USULSÜZLÜĞÜ AÇIĞA ÇIKARDILAR, ÇOMAK SOKTULAR PUANIMIZA''
Söz konusu denetimde her türlü usulsüzlüğü açığa çıkardılar, çomak soktular puanımıza tapesiyle ilgili olarak şu savunmayı yaptı;
"Erkek arkadaşıma olayları egzajere ederek anlatmışım. Sekreter izinde olduğu için epikrizlerle hastalar uyumlu değildi. Sonradan düzeltildi ama."
Mahkeme başkanı lker Gönen'in 3 aydır vizit yapmadım tapesini sordu.
''HEM HASTANEDEN HEM FIRAT SARI'DAN MAAŞ ALIYORDUM''
Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyordun?
Ceren Hatice Kırım: Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nden alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Başka bir yerden maaş alıyor muydun?
Ceren Hatice Kırım: Medisense’den de alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın şirketi…
Ceren Hatice Kırım: Kaynağını sorgulamadım, mesai ücreti olarak alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Neden hastane değil de Medisense ödüyor?
Ceren Hatice Kırım: Medisense, ayrıyeten kıdem ücreti olarak veriyordu. Çok tecrübeli olduğum için.
Mahkeme Başkanı: Kolluktaki ifaden doğru mu?
Ceren Hatice Kırım: Evet, doğru.
Mahkeme Başkanı: Şöyle demişsin: "Fırat Sarı ve İlker Gönen istişareli çalışmaktadır."
Ceren Hatice Kırım: Evet, bir örgüt söz konusu değildir dedim. Bildiğim her şeyi anlatacağım dedim ve anlattım da.
