Uzmanlardan komşu ülke için kritik uyarı: Yapı stoğu dirençli hale getirilmeli

Kahramanmaraş merkezli 11 ilde büyük yıkıma neden olan deprem felaketi sonrası Kıbrıs Adası ve KKTC'nin deprem riskini değerlendiren Yakın Doğu Üniversitesi'nin uzmanları, deprem riskinin paniğe neden olacak seviyede olmadığını ancak yağı stoğunun dirençli hale getirilmesinin önemli olduğunu aktardı.
Kahramanmaraş merkezli 11 ilde büyük yıkıma neden olan deprem felaketi sonrası KKTC'den hissedilen deprem artçıları sürüyor.
Deprem uzmanları konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Kıbrıs ile ilgili yapılan yorumlar nedeniyle halkta büyük bir tedirginlik oluştuğu görülüyor. Peki Kıbrıs Adası ve KKTC'nin taşıdığı deprem riskinin gerçek boyutu nedir? İşte uzmanlardan KKTC deki olası depremin gerçeği....
KIBRIS ADASI GENELİNDE 6,8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLİYORUM
Türkiye’de 11 kenti etkileyen ana depremler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de hissedildi. Ancak Türkiye’den Akdeniz’e uzanan fay hattının Kıbrıs adası ile karada kesişmiyor olmasının önemli bir nokta olduğunu söyleyen Prof. Dr. Salih Saner, “Aktif fay haritasında Hatay’dan güneybatıya uzanan bir fay var. Doğuda yer alan bu fay, Kıbrıs’ın 200 kilometre uzağında geçerek, adanın güneyinde karaya 50 kilometre yaklaşıyor. Adanın güneyinde hilal şeklinde ilerleyen bu fayda meydana gelecek depremlerin Kıbrıs’ta büyük bir yıkım oluşturma ihtimali az. Bu fay hattında meydana gelecek depremler, Kıbrıs’ta hissedilebilir. Eğer şiddetli ise yıkım da yapabilir ancak bu fayın, ada genelinde en fazla 6.8, KKTC’de ise en fazla 4 büyüklüğünde deprem üretmesini bekliyorum” değerlendirmesini yaptı.
AFRİKA PLAKASININ HAREKETİ BELİRLEYİCİDİR
Fay hatlarının bir birbirini iten plakaların kesiştikleri sınırlarda oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Salih Saner, “Güneyimizdeki Afrika plakası, Kıbrıs’ın da üzerinde bulunduğu Anadolu plakasının altına dalmaktadır. Kıbrıs’ta yaşanabilecek depremlerde Afrika plakasının bu hareketi belirleyicidir. Ancak bu durumun neden olduğu depremlerin derinliği oldukça yüksektir” değerlendirmesini yaptı.
MEVCUT DURUMA BAKTIĞIMIZDA HER AN KIBRIS'TA DEPREM OLABİLİR
Prof. Dr. Cavit Atalar ise Kıbrıs’ın son 130 yıllık tarihinde, 15 yıkıcı depremin olduğunu ve bunlardan en büyüklerinin 1941, 1953, 1995, 1996 ve 1999 yıllarında yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Atalar, 1953’te Baf’ta meydana gelen 6.0 ve 6.1 büyüklüğündeki ardışık depremlerin bölgede 8 şiddetinde etki oluştururken Lefkoşa’da bu etkinin 5 seviyesinde hissedildiği bilgisini verdi. “Kıbrıs’ta bugüne kadar kayda geçen en büyük deprem 1996’da meydana gelmiştir ve 6.8 büyüklüğündedir. Mevcut duruma baktığımızda Kıbrıs’ta her an bir deprem olabilir. Ancak depremin nerede, ne zaman ve ne büyüklükte olacağını önceden söylemek mümkün değildir. Önemli olan binaların sağlam zeminde sağlam bir şekilde yapılmasıdır” dedi.
KIBRIS'IN TAŞIDIĞI DEPREM RİSKİ PANİĞE NEDEN OLACAK SEVİYEDE DEĞİL
Uzmanların mutabık kaldığı nokta ise Kıbrıs’ın taşıdığı deprem riskinin paniğe neden olacak bir seviyede olmadığı. Ancak depremlerde yaşanacak yıkımı ve can kaybını asıl belirleyen konunun yapı güvenliği olduğunu vurgulayan uzmanlar, rehavete kapılmadan depreme dirençli bir yapılaşmanın sağlanması gerekliliğine vurgu yaptı.
