Yandex Metrica

Sarı Torba gerçeği söylüyor: Kimyasal iftirası atanlar önce terörist leşlerine bakmalı

Kimyasal silah iftirası PKK'nın kullandığı sıradan yalanlardan biri. Mehmetçiğin temiz sicili düşmanları tarafından bile bilindiğinden, hem teröristler hem de yurt içindeki destekçileri yine yapayalnız ortada kaldı.

Gündem

05.04.2024, 20:48

Çözüm sürecini istismar ederek Doğu ve Güneydoğu'da yerleşim yerlerini işgale yeltenen teröristler, Temmuz 2015 tarihi itibariyle bu yaptıklarının bedelini canlarıyla ödedi. Güvenlik güçleri aradan geçen 7 yılı aşkın sürede yurt içindeki teröristleri silip süpürdü; üstüne Suriye-Irak hattındaki terör kamplarını yerlebir etti. 

35 bini aşkın terörist etkisiz hale getirilirken Suriye'de ABD destekli terör örgütlerine yönelik 4 büyük harekât gerçekleştirildi. Mehmetçik şimdi 15 bini aşkın personelle Suriye kuzeyinde varlık gösteriyor ve kontrol ettiği bölgelerde yıllardır istikrar unsuru oldu. 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak kuzeyinde de 100'e yakın üssü mevcut durumda. Milli İstihbarat Teşkilatı ile birlikte 2021 yılından itibaren terörle mücadeleyi büyük ölçüde sınırların dışına taşıyan Türk ordusu, PKK'nın sığınak, barınak ve kamp alanlarını ardı ardına imha etti. 

Bu süreçte teröristler, Irak'ta 30 yılı aşkın süredir konuşlandıkları kampları terk etmek zorunda kaldı. Sinat-Haftanin, Metina, Zap, Avaşin-Basyan, Hakurk, Gara, Kandil, Asos, Mahmur ve Sincar'da hareket alanı iyice daralan örgüt, SİHA'ların da etkili vuruş gücü sayesinde büyük ölçüde kımıldayamaz hale geldi. 

Mağaraların içinde barınmaktan başka çaresi kalmayan teröristlere yönelik süpürme harekâtı karadan da devam etti. Kandil'in bir zamanlar 'girilemez' dediği Zap bölgesine son darbe Pençe-Kilit operasyonlarıyla geldi. Mehmetçik bu harekât sırasında Erbil yönetimine bağlı Peşmerge tugaylarından da destek aldı. 

Havada SİHA'ların sürekli izleme yaptığı bölgede, karada komandolar ise teröristleri mağaralarında bile barınamaz hale getirdi. Bu ortamda PKK ve destekçilerinin önünde iki seçenek kaldı: Kentlerde sabotajlar ve yalanlarla örülü kampanyalar...

ABD destekli örgüt son dönemde bu taktiklerin ikisine de sıklıkla başvurdu. Orman kundaklayanlara eylem başı 10 bin lira para veren, keşif için görüntü çekene 1500, seçilen bir aracı yakmayı başarana 5 bin dolar vaat eden örgüt, yurtiçindeki işbirliklerini de kullanarak her yöntemi denedi. 

Bu yöntemler yeteri kadar ses getirmeyince Kandil son iki aydır kimyasal yalanına sarıldı. Avrupa ülkelerindeki uzantılarını döviz ve pankartlar eşliğinde yürüterek Türkiye'yi kimyasal silah kullanmakla suçlayan örgüt, Zap bölgesinde iyice sıkışınca bu kez yurtiçindeki uzantılarını bir kez daha devreye sokarak onlara "Türk ordusu kimyasal silah kullanıyor" dedirtti. 

HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, CHP'li Sezgin Tanrıkulu ve Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Fincancı başta olmak üzere bazı 'tanıdık' figürler, terör örgütünün iftira kampanyasında rol aldı. Oysa güvenlik güçleri, öldürülmüş teröristlerin fotoğraflarını gayriresmi sosyal medya hesapları üzerinden -merak edenler için- yıllardır yayınlıyor. Sarı torbaya giren bütün leşlerin ya bombayla ya da kurşunla vurularak öldükleri fotoğraflarda açık biçimde görülüyor. 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şimdiye dek yürüttüğü bütün operasyonlarda sivillerin yaşamına ve insan onuruna verdiği değer Türkiye'nin düşmanları tarafından bile bilindiği için, bebek katillerinin kimyasal iftirası uluslararası alanda destekçi bulamadı. PKK'nın yurt içindeki uzantıları ise toplumun vicdanında bir kez daha lanetlendi. 


 

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0


Loading