Şaibeli kurultay davasında delege sayısı detayı! CHP'nin 38. Olağan Kurultayı davasının ertelenmesi ne anlama geliyor?

Türkiye'nin merakla beklediği CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'ndaki şaibe davası 8 Eylül'e ertelendi. Hakim gerekçesinde ceza davasını beklemek istediğini belirtti. CHP'nin kaderini değiştirecek davanın ertelenmesi hakkında Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu önemli değerlendirmelerde bulundu. Bektaşoğlu, kararın tamamen iradesi fesata uğratılan delege sayısına bağlı olduğunu ifade etti.
CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025'teki 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptaline ilişkin görülen dava 8 Eylül tarihine ertelendi.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, CHP'nin avukatları Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysan ile kurultay delegelerinin avukatı Onur Yusuf Üregen katıldı.
"İMAMOĞLU KURULTAY'DA TARAFSIZ DAVRANMADI"
Hakim, 4-5 Kasım 2023 tarihi itibarıyla geçerli olan parti tüzüğünün dava dosyasına gönderildiğini bildirerek, davaya feri müdahillik talebinde bulunanların isimlerini okudu. Gelen evrak ve taleplere ilişkin taraf avukatlarına söz verildi. Avukat Üregen, müdahillik taleplerine itiraz ettiklerini, bu durumun davayı uzatma girişimi olduğunu belirtti.
Söz konusu kurultayın divan başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tarafsız davranmaması nedeniyle kurultayın mutlak butlanla batıl olduğunu iddia eden Üregen, bu durumun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde ve 26. Asliye Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında sabit olduğunu savundu.
"9 MİLLETVEKİLİ 100 KİŞİ HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI"
Ekrem İmamoğlu'nun koordinasyonunda adaylardan Özgür Özel'in genel başkanlık seçimini kazanması için çok sayıda failin dahil olduğu birçok suç işlendiğini öne süren Üregen, 12 kişi hakkında dava açıldığını, 9'u milletvekili 100'ü aşkın şüpheli hakkında da soruşturmanın devam ettiğini hatırlattı.Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, müdahillik taleplerini kabul etti. Mahkeme ceza yargılamasına konu davadaki görevsizlik kararına itirazın sonuçlanmasının beklenmesine karar vererek, duruşmayı 8 Eylül'e erteledi.
"HUKUK DAVASI CEZA DAVASINI BEKLEMEK ZORUNDA DEĞİL"
Bugün görülen davada konuşulan konularla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu A haber'e mahkeme kararı hakkında şunları söyledi;
Mahkemenin kararı görülen haliyle ceza davasını bekliyorum diyorsa o halde hukuk davasının içinde mutlak butlanı gerektiren şeyler sadece ceza davasından çıkan bir mahkumiyet değildir çünkü. Mutlak butlan aynı zamanda hukuk davası içinde medeni kanunun aradığı partinin tüzüğünün de özellikle belirlediği kurallara aykırılıkla ilgili ben bir aykırılık göremedim şeklindeyse bu doğru olabilir. Yani hukuk davası ceza davasını beklemek zorunda değil. Hukuk davalarında görülen bir dernek faaliyetinin, kongresinin ya da toplantısının iptali, her zaman ceza davasındaki sonuca bağlı değildir. Bunlar, medeni kanunda veya başka kanunlarda hukuk kurallarından birinin ihlali nedeniyle hukuk davası ceza davasını beklemek zorunda değildir.
"HAKİM HUKUK TEKNİĞİNDE YER ALMASI GEREKEN KURAL İHLALLERİYLE İLGİLİ BİR ŞEY GÖREMEDİ"
Eğer dosyasında medeni kanun, siyasi partiler kanunu veya parti tüzüğünde yer alan usule ilişkin şartlarla ilgili bir eksiklik göremediyse örneğin iki dava arasında geçmesi gereken süre parti tüzüğüne göre 3 saat diyor. CHP'nin tüzüğünde diyor ki bir kurultay yapıldığında ki oylama arasında geçmesi gereken süre 3 saat. Buna ilişkin eğer hukuk davasında mahkeme hakimi 3 saat değil de 45 dakikayı görüyorsa artık burada ceza davasını beklemesine gerek yok. Şuan çıkan kararda mahkeme hakimi, hukuk tekniğinde yer alması gereken kural ve ihlallerle ilgili ya henüz bir şey göremedi bu nedenle ceza davasını bekliyor. Çünkü hakim diyorki 'Burada irade fesatı denilen durum delege sayısı itibariyle benim için önemli. Eğer burada iradesi fesata uğrayan delege sayısı oylama sonucunu değiştirecek kadar ceza davasında tespit edilirse ben buna bağlı kalacağım' dediği şeklinde yorum yapabiliriz.
"HAKİM DELEGE SAYISI OYLAMA SONUCUNU DEĞİŞTİRECEK ŞEKİLDEYSE ONA BAĞLI KALIR"
Hukuk mahkemesi ceza davasını beklemek zorunda değildi. Asliye ceza mahkemesine gönderilen iddianamede aynı zamanda delegeye verilen menfaatle ilgili bu durumun aynı zamanda rüşvet, irtikap gibi Türk Ceza Kanunu'nda ağır cezanın görev kapsamına giren suçlar da olabileceği şeklinde bir iddianamenin reddi ve Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitmesi söylendi. Hakim hukuk tekniği açısından bir yanlışlık göremedim ancak iradesi fesata uğratılan delege sayısı oylama sonucunu değiştirecek şekildeyse ben ona bağlı kalacağım diyor.
