Yandex Metrica
SON DAKİKA
Nagehan Alçı acı gerçeği itiraf etti! 'Hepsinde teğet geçmişti ama...'

Nagehan Alçı acı gerçeği itiraf etti! 'Hepsinde teğet geçmişti ama...'

Nagehan Alçı, Habertürk'teki köşe yazsında ilginç bir yazı kaleme aldı. Koronovirüse yakalandığını dile getiren Alçı, 'Buraya kadarmış...' başlığıyla uzun bir yazı yazdı.

Gündem

23.01.2024, 18:41

Nagehan Alçı, Habertürk gazetesinde koronavirüse yakalandığını ve bu süreçte neler yaşadığını anlattığı bir yazı kaleme aldı. Birçok kez koronovirüsün kendisini teğet geçtiğini söyleyen Alçı, ' Kendime çok güveniyordum, Sanki üzerimde görünmez bir zırh var. Öyle bir havaya kapılmıştım. Ne de olsa pandeminin ilk günlerinden beri her türlü riskli yere girdim çıktım. Daha ne aşı varken, ne virüsün ne olduğu belli iken Covid koğuşlarından gelen hekimlerle canlı yayınlara katıldım. Hepsinde teğet geçti. Fakat ben de yakalandım...' ifadelerini kullandı.

İşte Nagehan Alçı'nın o yazısı:

Kendime çok güveniyordum.

Sanki üzerimde görünmez bir zırh var. Öyle bir havaya kapılmıştım.

Ne de olsa pandeminin ilk günlerinden beri her türlü riskli yere girdim çıktım.

Daha ne aşı varken, ne virüsün ne olduğu belli iken Covid koğuşlarından gelen hekimlerle canlı yayınlara katıldım.

Hepsinde teğet geçti.

Afganistan’da günlerce hiç maske takmadan dolaştım.

Yine sıyırdım.

Demek ki diyordum, ya benim bünyeyi sevmiyor bu virüs ya da bağışıklık sistemim çok kuvvetli, etkilemiyor.

Kendini kandırmanın sonu yok…

Sonunda geldi beni de buldu Covid…

Önce Salı akşamı hafif bir boğaz ağrısı yokladı.

Kondurmadım.

Çarşamba belli belirsiz bir yorgunluk hissettim.

Bunu da çok koşturmalı bir gün geçirmeme bağladım.

Perşembe sabah gayet iyiydim ama öğlene doğru boğazdaki o ağrı yine geldi oturdu. Sonra yavaş yavaş kafa zonklamaya, burun akmaya başladı.

Bizim Habertürk’te revire koşup Doktorumuz Serdar Bey’in talimatıyla hızlı test yaptırdım. 10 dakika sonra hemşire arkadaşım Buket aradı: “Maalesef testiniz pozitif ama influenza da olabilir o nedenle emin olmak için hastanede PCR yaptırın.”

Bunu bile kendime kondurmadım. “Hata olmuştur, negatif çıkar” dedim içimden.

Bir de öyle yoğun bir hafta ki… Cuma ve cumartesi akşamları çok önemli iki yemekli toplantıya katılacağım, pazar günü eve bir grup misafir davet etmişim, pazartesi sabahı bir seyahatim var..

Nihayetinde Cuma erkenden o beklenen haber Sağlık Bakanlığından mesaj olarak telefonuma ve HES koduma düştü: Durumunuz riskli, 26 Ocak’a kadar izolasyonda kalacaksınız!

Türkçesi: Pozitifsiniz..

O an sağlık durumumu hiç düşünmedim.

Önce çocuklar aklıma geldi. Benim yüzümden onlar da temaslı kategorisinde bir hafta okula gidemeyecekler.

En çok bu yüzden kendime kızdım.

Okulu haberdar etmek, gerekli bilgileri paylaşmak vs işleri ile uğraştım.

Sonra kendi programlarımı iptal etme boyutunu hatırladım. O da epey zor, her şeyi baştan planla vs…

Tüm bu telaşta akşama doğru şunu fark ettim: Üzerinden yaklaşık bir gün geçmesine rağmen beni filyasyon ekiplerinden arayan soran olmadı.

Test yaptırdığım Taksim İlkyardım Hastanesine çocukları da test için götürdüm, çocuk acil olmamasını gerekçe göstererek onları kabul etmediler, Okmeydanı’na yönlendirdiler.

Hadi benim arabam var ama Covid pozitif bir vatandaşın şayet kendi aracı yoksa ya toplu taşıma ya taksi kullanarak ulaşım sağlayabileceği bir hastaneye yönlendirilmesi riskli değil mi?

Hastanenin verdiği bilgiye göre başka bir yol daha varmış, filyasyon ekipleri evde test alabiliyorlarmış.

Aradım ama kağıt üzerinde olan olasılık pratikte yok. Zira aşırı çok sayıda vaka var, dolayısıyla ekipler telefonla aramaya dahi yetişemiyor.

Konuştuğum görevli "Siz daha bu sabah öğrenmişsiniz 3 gün içinde aranırsınız" dedi. Çocuklara evde test imkanı zaten yokmuş, yalnızca engelli ve bakıma muhtaç vatandaşlara bu hizmet veriliyormuş.

Bunları şikayet için yazmıyorum.

Zaten virüsün ana risk grubu olmayan çocuklara evde teker teker test yapılmasının gerekli olduğu kanaatinde değilim.

Bunları ‘mış gibi yapmayalım’ demek için yazıyorum.

Geldiğimiz noktada her gün binlerce yeni pozitif vaka çıkıyor. Pratikte buna teker teker yetişmek olanaklı değil, üstelik böyle bir çaba bana akılcı da gelmiyor.

>Kaynak: HABERTÜRK

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0


Loading