Mazlum Abdi ve Ahmet Şara anlaşmayı imzaladı! SDG yeni hükümete katılacak: Suriye'de neler değişecek? Anlaşmanın Türkiye için önemi ne?

Suriye Cumhurbaşkanlığı, SDG'nin Suriye Ordusu'na katıldığını açıkladı. Suriye Cumhurbaşkanlığından yapılan paylaşımda, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında, Suriye topraklarının birliğini vurgulayan ve bölünmeyi reddeden bir anlaşmanın imzalandığı görüntüler paylaşıldı. Peki bu anlaşma ile bölgede neler değişecek? Bu durum Suriye’nin ne kadar faydasına olacak? Anlaşmanın Türkiye için önemi ne?
Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG-YPG) ile anlaşma imzalandığı duyuruldu. SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında imzalanan anlaşmaya göre, SDG’nin kontrol ettiği tüm sınır kapıları, havaalanları, petrol sahaları Suriye yönetimine entegre olacak. Ayrıca Suriye’de bulunan Kürtlerin tüm hakları da Suriye yönetimi tarafından garanti altına alındı. Anlaşma ile SDG, Suriye hükümetine katılmış oldu.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti. Anlaşma, Suriye geçici yönetimi lideri Ahmet Şara ile SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından imzalandı. Peki bu anlaşma ile bölgede neler değişecek? Bu durum Suriye’nin ne kadar faydasına olacak? Emekli Deniz Kurmay Albay ve Güvenlik Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz önemli değerlendirmelerde bulundu.
"TÜM SURİYELİLERİN ETNİK KİMLİKLERİNE BAKILMADAN TEMSİLİYETLERİ GARANTİ ALTINA ALINDI"
Mazlum Abdi ve Ahmed Şara tarafından imzalanan anlaşma sekiz maddeyi içeriyor. Anlaşmanın birinci maddesinde “Tüm Suriyelilerin siyasi süreç ve devlet kurumlarındaki temsil ile katılımının, etnik ve dini kimliklerine bakılmadan garanti altına aldığı” belirtiliyor.
"KÜRT TOPLUMU SURİYE DEVLETİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASI"
İkinci maddede ise “Kürt toplumu, Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası” olarak tanınıyor ve “vatandaş olma hakları dahil, tüm anayasal hakları” garanti altına alınıyor.
MAZLUM ABDİ: YENİ SURİYE'NİN İNŞASI İÇİN GERÇEK BİR FIRSAT
SDG komutanı Mazlum Abdi’nin X hesabından yaptığı açıklamada ise anlaşmanın, “Yeni Suriye'nin inşası için gerçek bir fırsat sunduğu” ifade edildi. Abdi, Suriye halkının adalet ve istikrar beklentisini yansıtan bir geçiş sürecinin garanti edilmesi için “SDG'nin önemli bir dönemde Suriye yönetimiyle birlikte çalıştığını” ifade etti.
SDG'NİN KONTROLÜNDEKİ PETROL VE GAZ SAHALARININ KONTROLÜ DEVLETE GEÇECEK
Bu anlaşmayla birlikte artık ülkede SDG kontrolü altındaki zengin petrol ve gaz sahalarının kontrolü devlete geçecek. Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye devleti yönetimine entegre edilecek. Ayrıca SDG, “Suriye’nin güvenliği ve birliğine yönelik her türlü tehditle mücadelede” hükümeti desteklemeyi de kabul etti.
SURİYE'YE YÖNELİK BÖLÜNME ÇAĞRILARI VE NEFRET SÖYLEMLERİ REDDEDİLECEK
Anlaşma aynı zamanda yerlerinden olan Suriyelilerin, evlerine geri dönüşünün sağlanması başlığını da içeriyor. Maddeler arasında bölünme çağrılarının, nefret söylemlerinin ve Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında fitne çıkarmaya yönelik girişimlerin reddedilmesi de yer alıyor. Anlaşmanın son maddesi ise kurulacak komitelerin anlaşmanın 2025 sonuna kadar hayata geçirilmesi için çalışmasını içeriyor.
"AHMET ŞARA YÖNETİMİNİN ELİNİ GÜÇLENDİREBİLİR"
İmzalana anlaşma ve yaşanan sürece dair görüşlerini paylaşan Emekli Deniz Kurmay Albay ve Güvenlik Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “Suriye’nin kıyı bölgesinde 6 Mart’tan bu yana devam eden çatışmalarda çoğu sivil yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Bu çatışmalar sonucunda 1000'in üzerinde insan hayatını kaybetti, bunlardan yaklaşık 200'ü ise silahlı gruplar arasındaki karşılıklı çatışmalar sonucu öldü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de bu durum üzerine acil bir toplantı düzenleme kararı almıştı. Böyle bir ortamda, SDG’nin ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etmesi Şara yönetiminin elini güçlendirebilir.
"GEREKSİZ ÇATIŞMA ORTAMI ORTADAN KALKAR"
“Her ne kadar anlaşma 8 madde olarak belirtilse de bu anlaşmanın uygulanabilmesi için oluşturulacak yürütme komitesine, anlaşmanın bu yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi için çaba göstermesi talimatı verildi” diyen Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “Ancak bu durum belirsiz bir noktada da kalıyor; ne zaman hayata geçer, ne zaman gerçekleşir, kestirmek zor” dedi.
Ayrıca Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “Eğer bu anlaşma, hiçbir hileye başvurulmadan, zaman kaybı olmadan ve herhangi bir bahane öne sürülmeden uygulanırsa, bu durumda hem Suriye yönetimi hem de Türkiye’nin Suriye’ye girmesi gereksiz hale gelir, yani çatışma ortamı ortadan kalkar. Bu, oldukça önemli bir gelişme” dedi.
"ABD BÖLGEDEN ASKERLERİNİ ÇEKEBİLİR"
Eğer anlaşma böyle ilerlerse, ABD’nin de bölgedeki askerlerini çekmesi söz konusu olacaktır” diyen Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “ABD’nin Suriye’den askerlerini çekmesi, hem Türkiye hem de yeni rejim için büyük bir rahatlama sağlayacaktır. Ancak, bu durum İsrail ve İsrail'den destek alan gruplar için olumsuz bir gelişme anlamına gelir. Bu gruplar, geri çekilmek zorunda kalabilir ve en azından bu süreçte, ne yapacaklarını ciddi şekilde düşünmek durumunda kalabilirler. Aynı zamanda bu, onları rejimle ittifak yapmaya da zorlayabilir” dedi.
UZLAŞMA ÖCALAN’IN MEKTUBUYLA BAĞLANTISI OLABİLİR
Prof. Dr. Celalettin Yavuz, bu sürecin geçtiğimiz günlerde açıklanan bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubuyla dolaylı bir bağlantısı olduğunu ifade ederek değerlendirmesine şöyle devam etti;
O mektup da etkili olmuş olabilir. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Salih Müslim ile yapılan bir röportajı dinlemiştim. Müslim, “Biz buna olumlu bakıyoruz, ancak bizim muhatabımız Suriye hükümeti" diyerek, görüşmelerin sürdüğünü belirtmişti. Sonuç olarak, görüşmeler ilerledi ve bu anlaşma o yönde bir adım attı. Özetle, PYD ve YPG, Suriye'de yaşayan bir grup olarak, Şam hükümetiyle daha önce de görüşmeler yapmıştı ve bu süreç olumlu sonuçlandı.
Kaynak: Diğer
