Konkordato başvuruları aldı başını gitti! İşsizlik tehdidi kapıya dayandı!

Konkordato başvurularında büyük bir artış yaşanırken, iflas eden şirket sayısının da hızla yükseldiği gözlemleniyor. İcra ve İflas Kanunu'ndaki konkordato düzenlemesinin revize edilmesi gerektiğine dikkat çeken ünlü avukat Mustafa Zafer, mevcut düzenlemenin yetersiz kaldığını ve değişikliklerin acilen yapılması gerektiğini vurguladı. Zafer, konkordato sürecindeki sorunları ve değişiklik gereksinimlerini ayrıntılı bir şekilde açıkladı.
Son dönemde konkordato başvurularındaki büyük artış, ekonomik belirsizliğin etkilerini gözler önüne seriyor. İflas eden şirket sayısının hızla yükselmesi, hem iş dünyasında hem de çalışanlar arasında endişeleri artırıyor. TGRT Haber'e açıklamalarda bulunan Avukat Mustafa Zafer, konkordato sürecinin kötüye kullanıldığına dikkat çekerek, yasal düzenlemelerin acilen gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
KONKORDATO SÜRECİ NASIL SUİSTİMAL EDİLİYOR?
İflas erteleme uygulamasının kaldırılmasının ardından konkordato, borçlu şirketler için yeni bir kurtuluş yolu haline geldi. Ancak uzmanlar, bu sürecin iyi niyetli borçlulardan çok, kötü niyetli firmalar tarafından kullanıldığını belirtiyor.
Avukat Mustafa Zafer’e göre, mahkeme masraflarını karşılayabilen borçlular, konkordato başvurusu yaparak alacaklılarını mağdur ediyor. Şirketlerin mali durumu tam olarak değerlendirilmeden verilen geçici mühlet kararları, ödeme sıkıntısı çeken işletmelerin ayakta kalmasını değil, yükümlülüklerini ötelemesini sağlıyor.
YÜZ BİNLERCE KİŞİ İŞSİZ KALABİLİR
Denetim eksiklikleri nedeniyle bazı firmalar, borçlarını ödemek yerine konkordato sürecini fırsata çevirerek faaliyetlerine devam ediyor. Ancak bu durum, büyük ölçekli iş kayıplarına yol açabilir.
Zafer, konkordato sisteminin kontrolsüz şekilde devam etmesi halinde, sadece borçlu şirketler değil, onlarla çalışan tedarikçilerin de büyük zarar göreceğini belirtiyor. Ödeme alamayan tedarikçi firmaların iflas etmesi, dolaylı olarak on binlerce hatta yüz binlerce çalışanın işsiz kalmasına sebep olabilir.
Son konkordato başvurularına bakıldığında, yalnızca iki büyük şirketin toplam riskinin 23,7 milyar TL’yi aştığı görülüyor. Bir gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketinin borcu 16 milyar TL’ye, dünyaca ünlü bir restoran zincirinin Türkiye’deki borcu ise 7,7 milyar TL’ye ulaştı. Bu gibi dev şirketlerin iflası, piyasadaki ekonomik dengeleri ciddi şekilde sarsabilir.
YASAL DÜZENLEMELERDE NELER DEĞİŞMELİ?
Avukat Mustafa Zafer, konkordato düzenlemelerinin daha sağlıklı işlemesi için şu önerilerde bulunuyor:
Ön Denetim Zorunluluğu: Borçluların hazırladığı projeler, şirketin gerçek mali durumunu yansıtmalı ve mahkemeler tarafından geçici mühlet kararı verilmeden önce detaylı bir denetime tabi tutulmalı.
Süre Sınırlandırılmalı: Mevcut konkordato süresi 23 ayı bulabiliyor. Bu sürenin en fazla 12 ay ile sınırlandırılması, sürecin daha hızlı ve etkin işlemesini sağlayabilir.
Kötü Niyetli Başvurular Engellenmeli: Mahkeme, borçlunun kötü niyetli olduğunu tespit ederse, doğrudan cezai yaptırımlar uygulanmalı. Bu, sistemin suistimal edilmesini önleyebilir.
Komiser Atamalarına Sınır Getirilmeli: Konkordato sürecinde aynı komiserin aynı anda en fazla iki dosyaya bakması sağlanmalı. Böylece süreç daha titiz yürütülebilir.
Alacaklıların Hakları Korunmalı: Yüksek enflasyon karşısında alacaklıların mağdur olmaması için, alacaklarının değer kaybetmemesi adına özel düzenlemeler yapılmalı.
