Sitede Ara

Koç Holding'in acı kaybı: Can Kıraç hayata veda etti!

Koç Holding'in acı kaybı:  Can Kıraç hayata veda etti!

Koç Holding'in kuruluş ve büyüme sürecinin temellerini atan  iş insanı İnan Kıraç'ın ağabeyi Can Kıraç, 97 yaşında hayata gözlerini yumdu. 

Gündem

26.06.2024, 12:07

Koç Holding'in kurucularından, iş insanı İnan Kıraç'ın ağabeyi Can Kıraç, 97 yaşında yaşamını yitirdi. 

CHP'de 'Sine-i Millet' kavgası! Özel'den Kılıçdaroğlu'nun çıkışına sert tepki: Bu bir tuzaktır CHP'de 'Sine-i Millet' kavgası! Özel'den Kılıçdaroğlu'nun çıkışına sert tepki: Bu... Haberi Görüntüle

HASTANEDE TEDAVİ GÖRÜYORDU 

İş insanı İnan Kıraç'ın ağabeyi Can Kıraç, bir süredir sağlık sorunları nedeniyle özel bir hastanede tedavi görüyordu. Kıraç'tan bu sabah saatlerinde acı haber geldi.

T-625 Gökbey Helikopteri ne kadar yerli, özellikleri nelerdir? T-625 Gökbey Helikopteri ne kadar yerli, özellikleri nelerdir? Haberi Görüntüle

ADINI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VERDİ

Ali Numan Bey'in ilk oğlu Can Kıraç 22 Mayıs 1927'de Atatürk Orman Çiftliği'nde doğdu. Ali Numan Bey ABD'ye giderken eşini Atatürk'e emanet etmişti çünkü. Oğluna “Can” ismini Mustafa Kemal verdi.

 1934'te Soyadı Kanunu çıkınca Atatürk aileye; Ali Numan Bey'in Eskişehir'deki “kuru ziraat” üzerine yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı “Kıraç” soyadını armağan etti.

Ölümünün ardından Can Kıraç kimdir, yaşında öldü? soruları merak ediliyor. 

Dere dere gezip çil çil altın topluyor! Hobi olarak başladı servet sahibi oldu Dere dere gezip çil çil altın topluyor! Hobi olarak başladı... Haberi Görüntüle

CAN KIRAÇ KİMDİR?

Can Kıraç 22 Mayıs 1927'de Ankara'da doğdu. Koç Holding’de üstlendiği başka görevlerin yanında 1987-93 arasında Vehbi Koç Vakfı (VKV) İdare Heyeti üyeliği yaptı.

Çocukluğunu Eskişehir’de geçiren Kıraç, 1946 yılında Galatasaray Lisesi’ni, 1950 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. 1949-50’de Türkiye Milli Talebe Federasyonu başkanlığı yaptı. 29 Ağustos 1950’de Ankara’da Koç Ticaret AŞ Otomobilcilik Şubesi’nde Bernar Nahum’un yanında çalışmaya başladı. 1957 yılında Vehbi Koç’un ortağı olduğu İzmir’deki Egemak şirketine müdür yardımcısı olarak atandı; 1958 yılında ise şirketin müdürlüğüne getirildi. 1963 yılında Koç Holding’in kurucu ortakları arasında yer alan Kıraç, 1968 yılında İstanbul’a dönerek holdingin Otomotiv Grubu’nda çalışmaya başladı.

Bingöl sallandı! Depremin şiddeti derinliği ne? AFAD son dakika deprem bilgileri Bingöl sallandı! Depremin şiddeti derinliği ne? AFAD son dakika deprem... Haberi Görüntüle

1991'DE EMEKLİ OLDU

1973 yılında Koç Holding İcra Komitesi’ne giren Kıraç, 1982’de Otomotiv Grubu başkanlığına getirildi. 1984’te holdingin İdare Komitesi üyesi, 1987’de de başkanı oldu. Koç Üniversitesi’nin kuruluşunda VKV tarafından oluşturulan Üniversite İcra Komitesi ile Mütevelli Heyeti’nde de üye olarak görev aldı. 1991 yılı sonunda kendi isteğiyle Koç Topluluğu’ndaki 41 yıllık meslek yaşamını noktalayarak emekli oldu.

Son dakika... Batman'da terör örgütü PKK sempatizanları polise saldırıyor Son dakika... Batman'da terör örgütü PKK sempatizanları polise saldırıyor Haberi Görüntüle

TGC'NİN ONURSAL ÜYELİĞİNİ YAPTI

Anılarımla Patronum Vehbi Koç (1995), Anılar Olaylar (2004) ve Kolajlı Taşlamalar (2004) başlıklı kitapları yayımlanmış olan Kıraç, 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından onursal üyeliğe seçildi. 2013 yılında kendisine Eskişehir Osmangazi Üniversitesi tarafından fahri doktor unvanı verildi. Mehmet Gündem’in yazdığı Can Kıraç Antika Adam ve Can Kıraç Eldivensiz Adam başlıklı kitaplar 2017 yılında yayımlandı.

Kış lastiklerinizi taktırın: Uygulamanın başlama tarihi belli oldu! Cezası ağır olacak! Kış lastiklerinizi taktırın: Uygulamanın başlama tarihi belli oldu! Cezası ağır... Haberi Görüntüle

"KOÇ'UN CAN'I OLDUM"

Can Kıraç kendi internet sitesinde Koç Holding'teki görev sürecini "80'li yıllarda Koç'un canı oldum" diye anlatıyor. Kıraç'ın yazısı şöyle:

1927 yılında Ankara'nın Etimesut'unda şimdiki adı "Atatürk Orman  Çiftliği" olan topraklar üstünde dünyaya geldim...Babam Ali Numan Kıraç ziraat mühendisiydi ve o yıllarda Gazi Mustafa Kemal'in emrinde "Gazi Çiftliği"nde görev yapıyordu.

Ben, böyle bir ortamda dünyaya gelmekten ötürü iki şekilde ödüllendirilmiş oldum! Birincisi, ismimi "Can" olarak Mustafa Kemal Paşa vermiş. İkincisi, babamın Eskişehir'deki "KuruZiraat" çalışmalarından dolayı soyadımız da Atatürk tarafından "Kıraç" olarak bizlere onur kazandırmış. Çocukluğum bütünüyle Eskişehir'de çiftlik hayatı içinde geçtiği için "toprak"la kucak kucağa yaşadım! Meslek olarak baba uğraşı olan ziraat eğitimini seçmem de bu yaşam şeklinden kaynaklandı. 1946 yılında Galatasaray Lisesi'ni, 1950 yılında da Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni bitirdim. Aynı yıl Ankara'da Koç Ticaret Şirketi Otomobilcilik Şubesi'nde, Bernar Nahumun "çırağı" olarak çalışma hayatına atıldım.

Bengü'nün eski eşi Selim Selimoğlu kimdir? SMAK Makina kimin? Bengü'nün eski eşi Selim Selimoğlu kimdir? SMAK Makina kimin? Haberi Görüntüle

"PLANLI KARMA EKONOMİYİ SAVUNDU"

1949-1950 yıllarında, üniversite öğrencisiyken, Türkiye Milli Talebe Federasyonu başkanlığı yaptım.

1952 yılında Atatürk ilkelerine bağlı kalınması için yazdığım bir makaleden dolayı "Türk halkını isyana teşvikten" sanık oldum... 1960'lı yıllarda İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi olarak "planlı karma ekonomiyi" savundum.

70'li yıllarda, basında ve panellerde "Montaj Sanayiinin" avukatlığını yaptım. TÜSİAD'ın kuruluş hazırlıklarını yürüten komitede çalıştım.

1991 yılında Süleyman Demirel'in politikaya girme davetini kabul etmeyerek "Başkanlık tutkumu" söndürdüm ve 1991 yılı sonunda da kendi isteğim ile kırkbir yıllık "profesyonellik" hayatımı noktaladım...

Bakan Kurum depremzedeleri yalnız bırakmıyor: 'Elimizi bir an bile depremzede kardeşlerimizin elinden çekmeyeceğiz' Bakan Kurum depremzedeleri yalnız bırakmıyor: 'Elimizi bir an bile depremzede... Haberi Görüntüle

"EMEKLİLİK HAYATIMI BÜYÜK BİR MUTLULUK İÇİNDE GEÇİRİYORUM"

Bu yılların benim için önemli ve anlamlı yönü tamamının Koç Topluluğu'nda geçmiş olmasıdır! İnsan, bu kadar uzun süre aynı ortam içinde yaşayınca kendisini çevresi ile bütünleştiriyor. Bunun içindir ki, zaman zaman, basında çıkan yazılarda beni "Koç'un Can"ı olarak tanıtmalarından büyük keyif duydum. Arkadaşlarım, önümdeki yeni hayata nasıl uyum sağlayacağımı merak ediyorlardı. Bazıları "Emekli olmaktan vazgeç. Köşene çekilip sakin bir hayat yaşamak senin tarzın olamaz!" uyarısı yapmışlardı. Bugün, bu arkadaşlarımın, emeklilik hayatını severek, mutluluk içinde yaşadığımı bilmelerini istiyorum.

ABD seçim yayınlarına Türkiye damga vurdu: Ülkemiz tanıtıldı! ABD seçim yayınlarına Türkiye damga vurdu: Ülkemiz tanıtıldı! Haberi Görüntüle

"ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMA ÖZLEMİ...."

Ben, yöneticilik yaşamımda hem iyi bir dinleyici olmuş hem de değişik fikirleri uzlaştırma becerisi kazanmıştım. Böyle bir karakter, insanı, daima özverili olmaya zorluyor. İşte, çalışma hayatımın beni en çok yoran tarafı da bu uzlaştırmacı özelliğim olmuştu. Bu yüzden, özveriyle çalışmaktan bunaldığımı ve yavaş yavaş kişiliğimin derinliğini kaybettiğimi hissetmeye başlamıştım! Artık, bir ömür boyu emek verdiğim, ekmeğini yediğim Koç Topluluğundan kopma kararımı, hak ettiğim "özgürlüğe kavuşma özlemi" olarak yorumluyordum!

Ben, çocukluk ve gençlik yıllarımı, devlet memuru bir babanın sahip olduğu mütevazi şartlar içinde yaşadım. Bunun içindir ki, Galatasaray Lisesi'nde okumuş olmayı "gençlik çağımın lüksü" olarak hatırlarım!

Şimdi, kendimi, "sade vatandaşlığı" benimsemiş birisi olarak görüyorum ve Koç Topluluğu'nda geçen hayatımı "Olgunluk çağımın görkemli dönemi" olarak değerlendiriyorum. Bu vesileyle, sizin de benim şu duygumu bilmenizi istiyorum. Koç Ailesinin ve çalışma arkadaşlarımın güvenine sahip olarak ulaştığım makam ve elde ettiğim yetkiler sebebiyle asla büyüklük gururuna kapılmadım şımarıklığın çirkinliğini, kendime, eşime ve çocuklarıma bulaştırmadım. İkbâl yıllarımı böyle onurlu bir çizgide tamamladığım için büyük bir mutluluk duyuyorum.

10 Kasım'da saygı duruşu neden 2 dakika? 10 Kasım'da saygı duruşu neden 2 dakika? Haberi Görüntüle

"İNSANLARLA İLİŞKİ KURMAK BANA KEYİF VERİYOR"

İnsanlarla ilişki kurmak bana hep heyecan ve keyif vermiştir. İnsanları anlamaya, onların düşünce dünyalarına ulaşabilmeye daima özlem duymuşumdur. Hayatımın bundan sonraki bölümünde; yazarak, konuşarak, insan olmanın zevkini yaşıyorum, özgürlüğün coşkusu ile kucaklaşıyorum. Bu duygularla "Hayatın Yeni Sahilinden" sizlere sevgilerimi sunuyorum.

Tıpkı halk ozanı Aşık Veysel'in seslendiği gibi:

"Gün ikindi akşam olur

Gör ki başa neler gelir

Veysel gider adı kalır

Dostlar beni hatırlasın!

Habere Tepki Ver

1

0

0

0

0

0

0

0

Yorumlar (0)

Zehra EVCİL

TRHaber.com - Gündem


Bakmadan Geçme

Tümünü Gör ››

Loading