Yandex Metrica

Kemal Kılıçdaroğlu ne dedi, CHP ne yaptı?

Kemal Kılıçdaroğlu ne dedi, CHP ne yaptı?

Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde muhafazakar oylarını alabilmek için parti pratikleriyle taban tabana zıt bir söylem geliştirmeye devam ediyor. Kılıçdaroğlu, Ankara'da CHP üye katılım programında "CHP dinsiz parti diyorlar. Diyanet'i, ilk imam hatibi, ilk ilahiyatı biz açtık. Kur'an-ı Türkçeye ilk biz çevirdik. Osmanlı'nın bakımsız bıraktığı camilere biz baktık. Bu parti yaptı hepsini." diyerek halkın aklıyla dalga geçti.

Gündem

03.04.2024, 00:33

Cumhuriyet Halk Partisi'nin ileri gelenleri ve Kemal Kılıçdaroğlu, muhafazakar oylarını alabilmek için vatandaşın aklıyla dalga geçen söylemler içerisine girmeye devam ediyor. 

Partisinin Ankara'daki üye katılım programında bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu,

"CHP dinsiz parti diyorlar. Diyanet'i, ilk imam hatibi, ilk ilahiyatı biz açtık. Kur'an-ı Türkçeye ilk biz çevirdik. Osmanlı'nın bakımsız bıraktığı camilere biz baktık. Bu parti yaptı hepsini." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin dini merkeze alan uygulamaları hayata gerçirdiğini iddia etse de arşiv tam tersini söylüyor. CHP, geçmiş dönemde din karşıtı uygulamalarla ön plana çıkıyor.

İşte CHP'nin din karşıtı tutum ve davranışları...

205 milyonluk vurgun! 3 yıl boyunca müşterileri ayakta uyutmuşlar 205 milyonluk vurgun! 3 yıl boyunca müşterileri ayakta uyutmuşlar Haberi Görüntüle

MÜZAYEDE İLE YIKILARAK SATILAN CAMİLER

1910 yılından itibaren temel amacı cami görevlilerin maaşlarını düzeltip hayat şartlarının iyileştirilmesine yardımcı olmak için yürütülen "camilerin tasnifi" işi, CHP'nin Tek Parti olarak iktidara gelmesi ile süreç içinde "camilerin tasfiyesine" dönüşmüştür.

CHP Hükümeti, -süreç içinde esas amacı camilerin satılması olan- ilk defa Diyanet İşleri Reisliğine 12 Haziran 1924 tarihinde bir tasnif talimatnamesi hazırlatmıştır. Diyanet İşleri Reisliği 8 Kanunusani 1928 tarihinde ikinci defa "Tasnif Talimatnamesi" yayınlamıştır. Bu talimatnamenin 3/C maddesine göre; "500 mt yakında olan 2.caminin tasnif dışı" bırakılması hükmü getirilmiştir. Tasnif dışı bırakarak camilerin, önce kapatılması akabinde de satılmasının yolu açılmıştır.

5 Haziran 1935 tarih ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ve 15 Kasım 1935 tarih ve 2845 sayılı Cami ve Mescitlerin Tasnifine ve Tasnif Harici Kalacak Cami ve Mescid Hademesine Verilecek Muhassasat Hakkında Kanunla "camilerin satılması" hususunda kanuni düzenleme de yapılarak hukuki boşluk doldurulmuştur.

2024 öğretmen ataması hangi yılın KPSS puanı ile yapılacak? KPSS 2023 puanı geçerli mi? 2024 öğretmen ataması hangi yılın KPSS puanı ile yapılacak? KPSS... Haberi Görüntüle

DİYANET KARŞI ÇIKINCA CAMİLERİN YÖNETİMİ EVKAF MÜDÜRLÜĞÜNE VERİLDİ

Diyanet İşleri Başkanlığının camilerin satılması konusunda yeterince gayretli ve istekli olmaması nedeniyle CHP iktidarı, camilerin yönetimini Diyanetten alıp Evkaf Umum Müdürlüğüne bağlanmıştır. Bundan sonra da Evkaf Umum Müdürlüğü, Hükümetin talimatı doğrultusunda; vakıf emlaki olan ata yadigarı ve çok önemli bir kısmı da tarihi eser olan cami, mescit, medrese ve eski eserlerin bir an önce satılması için bölge müdürlükleri ve valiliklere sürekli tamimler göndermiştir. 1932 yılında oluşturulan talimatla tasnif komisyonu üyelerinin; "eski eser" konusunda uzman kişiler olma şartının kaldınlması nedeniyle camilerin satışında son derece özensiz davranılmıştır. Bazı yerlerde öğretmen veya bir memur tarihi caminin kapatılması hakkında görüş vermiştir.

CHP iktidarında (1923-1950) 2815 adet cami satılmıştır.

Survivor Ezgi Avcı kimdir, memleketi neresi? Ezgi Avcı kaç yaşında, instagram adresi ne? Survivor Ezgi Avcı kimdir, memleketi neresi? Ezgi Avcı kaç yaşında,... Haberi Görüntüle

CAMİLERİ PARTİ BİNASI VE HALKEVİ OLARAK KULLANILMAK ÜZERE SATTILAR

CHP; camileri, 3.şahıslara veya kamu kuruluşlara sattığı yetmemiş, bir kısmını da parti binası veya halkevi olarak satmıştır. Buna ilişkin birçok örnek vardır.

Edremit Yıldırım Beyazıt Camii, avlusu ve bitişiğindeki mezarlık Bakanlar Kurulunun 06.05.1936 tarih ve 2/5369 sayılı karan halkevi binası yapılmak üzere 300 lira bedelle CHP'ye satılmıştır.

İstanbul'da Şehremini Arpaemini Mahallesinde bulunan Yavaşça Şahin Camii ve Tekkesi Bakanlar Kurulunun 29.09,1936 tarih ve 2/5369 sayılı karan ile 1.000 TL bedelle CHP İstanbul İl Başkanlığına satılmıştır.

Gaziantep Balıklı Nahiyesindeki Selim Efendi Camii Vakıflar İdare Meclisinin 7.10.1940 tarih ve -857/763 sayılı karan ile CHP'ye 1660 TL'ye satılmıştır.

İstanbul Anadoluhisan Küçüksu Camii üzerine "altıok" işareti konularak CHP teşkilatı haline getirilmiştir.

CHP, ata yadigarı camileri tasnif harici bırakarak kapatmış, bunların bir kısmını da bizzat İl Başkanlıklarına veya Halkevlerine tahsis etmiş bilahare de müzayede ile bu kutsal mekanları satın almıştır. 1950 yılında Demokrat Parti iktidara gelince, CHP'nin kullanımında olan camilerin boşatılması için Vakıflar İstanbul Başmüdürlüğüne "telefonla talimat" vermiş ve açılan davalar sonucu bir kısmının tahliye edildiği, en son dört adet caminin de 1954 yılında tahliye edildiği yazışmalardan anlaşılmaktadır.

Kovid sonrası önlenemez çöküş: Apple saltanatı sona erdi... İşte yeni kral Kovid sonrası önlenemez çöküş: Apple saltanatı sona erdi... İşte yeni... Haberi Görüntüle

CAMİLERİN AHIR YAPILMASI

CHP'nin tek parti dönemindeki en acı uygulamalann bir kısmı da camilerin ahır, samanlık ve depo olarak tahsis edilmesidir. 

20.04.1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin 3.sayfasındaki habere göre; "Bu ne insafsızlık, Seferihisar'da tarihi cami ahır yapılmış!" başlığı altında, Seferihisar'ın Hereke Köyünde İkinci Beyazıt zamanında kalma tarihi caminin ahır yapıldığı" haber yapılmıştır.

Çorum Osmancık Akşemsettin Camiine hayvan konulmuştur. Alanya Kuyularönü ve Müftüler medresesi hayvan barınağı olarak kullanılmıştır.

Kemalpaşa'daki 12 caminin biri cezaevi, biri ot deposu, on tanesi de askeriyenin tasarrufuna verilmiştir.

İki küresel proje güç haritasını yeniden şekillendirecek: Türkiye'den dünyanın şah damarına hamle İki küresel proje güç haritasını yeniden şekillendirecek: Türkiye'den dünyanın şah... Haberi Görüntüle

EZANIN TÜRKÇE OKUTTURULMASI

1931 yılı Bütçe Kanunu ile Camilerin Diyanet İşleri Reisliğinden alınıp Evkaf Umum Müdürlüğüne bağlanması üzerine camilerin tasnif ve akabinde tasfiye süreci hızlandığı gibi 1300 yılı aşkın bir süredir bu topraklarda "Ezan" aslına uygun olarak okunmakta iken, Diyanet İşleri Reisliği tarafından tespit olunan ve Evkaf Umum Müdürlüğünün 14.11.1932 tarihli Valiliklere (İlbaylıkları) yazdığı bir tamim ile "Türkçe Ezan" okunmaya başlamıştır. Bu tebligatı alan zamanın "hızlı valiler" hemen Türkçe ezan okutmaya başlatmış ve İl'lerinde bütün köyleri de teşmil edilerek ezanın Türkçe okunmaya çoktan geçildiğini Başvekalete bildirmiştir.

2 Haziran 1941 tarih ve 4055 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanununun bazı maddeleri değiştirilmiştir. Bu Kanunun 1. Maddesi ile Türk Ceza Kanununun 526. Maddesine 2. Fıkra eklenerek arapça ezan ve kamet okuyanların 3 aya kadar hafif hapis ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ile cezalandırılması düzenlenmiştir.

6 günde rekor trafik kazası! Bakan Yerlikaya acı bilançoyu duyurdu 6 günde rekor trafik kazası! Bakan Yerlikaya acı bilançoyu duyurdu Haberi Görüntüle

İMAM HATİPLERİ CHP Mİ AÇTI?

CHP'nin iddiasının aksine, İmam Hatip Okulları ilk defa Osmanlı Devleti döneminde 1913 yılında "Medresetül Eimme vel Hutaba" adıyla (İmamlar ve Hatipler Okulu) olarak açılmıştır.

İmam Hatip Mekteplerinin kapatılmasının ardından tam 16 yıl süren eğitimi ve ülkeyi dinden arındırma dönemi, CHP'nin ve tek parti döneminin son Millî Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu'nın 3 Ocak 1949 tarihinde, Meclis oturumunda yaptığı konuşmaya ve daha sonra yazdıklarına şöyle yansımıştı: "Lâik değil, materyalist bir eğitim sistemi kurulmuştu. Din dersleri kaldırılmış, meslekî dinmektepleri kapatılmışa. Kitaplarda ve derslerde dinî kavramlara yaklaşmaktan kaçınılır olmuştu. Batıl inançlarla mücadele havası içinde iyi ve masum dinî ahlâk ve âdetler de kötüleniyor, terk ediliyordu.

Günah-sevap sözleri ortadan kalkıyordu. Mistik bir dünya görüşünden hızla kaba bir akılcı dünya görüşüne doğru sürükleniyorduk. İnkılâpçılar bunun her şeye yeteceğini düşünüyorlardı... Millî değerler sistemi içinde toplamağa çalıştığımız kurumların hepsi, dinî hayat, millî ahlâk, örf ve âdet, millî ananeler, millî tarih şuuru, hatta anadili duygusu, genişlemiş bir aydınlar kitlesi içinde iyiden iyiye sarsılmıştı".

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan FIBA Kadınlar Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe'ye tebrik mesajı Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan FIBA Kadınlar Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe'ye tebrik mesajı Haberi Görüntüle

TÜRKİYE'DE DİN KARŞITLIĞININ TARİHÇESİ

1966 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başörtüsüyle girmek isteyen ilk öğrenci Nesibe Bulaycı yapılan baskılar sonucu okula başörtüsüz devam etti.

1967 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere türbanla girmek isteyen Hatice Babacan yapılan baskılara başını açmamış ve kısa sürede okuldaki başörtülü sayısı 6'ya ulaşmıştır. İslam tarihi hocasının 'ya başını açarsın, ya da sınıftan çıkarsın' demesi üzerine 'başını inancı gereği örttüğünü' iddia eden Babacan dersten ayrılmış, daha sonra da okuldan atılmıştır

1973 - Ankara Barosuna 1972'de başı açık olarak kaydolan Avukat Emine Aykenar bir süre sonra başını örtmüştür. Bunun üzerine dönemin Ankara Barosu başkanı Yekta Güngör Özden imzası ile Aykenar 19 Mart 1973'te 'modern ortamda teokratik giysi olmaz' iddiası ile mesleğin gelenek, onur ve kurallarına aykırı davranış maddesine dayanarak barodan ihraç edilmiştir. Bu yıllarda bazı devlet memurları ve öğretmenler de benzer şekilde memuriyetten atılmış ya da başlarını açmışlardır.

1977-78 eğitim döneminde açılan Sakarya Kız İmam-Hatip Okulu yönetimi okula başörtülü devam etmek isteyen 215 öğrenciyi disipline vermiştir.

1978 - CHP hükûmetinin Çalışma Bakanlığı ilk defa resmî olarak kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır.

1978 - 8 Aralık 1978 tarih ve 52 nolu genelge ile CHP hükûmeti ilk defa kamu hizmetinde çalışan bütün kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır. Bu genelge ile ayrıca erkeklerin sakal, uzun saç ve kravatsız işe gelmeleri de yasaklanmıştır.

1979 - İlk defa başörtülü ve sakallı fotoğraflarla adayların üniversite seçme sınavına kayıt yaptıramayacakları duyuruldu.

1979 - İlk defa Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde, daha sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde başörtülü öğrencilerin kampüs içinde de dolaşmaları yasaklandı.

1979 - Atatürk Üniversitesi türbanlı veya sakallı fotoğraf ile mezun olmak isteyen öğrencilere diploma verilmeyeceğini duyurdu.

1980 - TBMM'de izleyici locasında bazı türbanlı ziyaretçilerin gelmesi üzerine bazı milletvekilleri Meclis başkanına bu kadınların locadan atılmaları talebinde bulunmuştur.

1982 - YÖK, yayınladığı kıyafet genelgesi ile türbanı yasakladı.

1987 - Başörtüsü üniversitelerde disiplin suçu gerekçesi ile yeniden yasaklandı. 45. Hükümet (1. Özal Hükümeti)'nin başörtüsünü serbest bırakmak için YÖK yasasındaki yaptığı değişiklik veto edildi.

1997 - 15 Eylül'de YÖK başkanlığının bir genelgesi ile türbanlı öğrencilerin okullara alınması yasaklandı.

1998 - 28 Şubat sürecinde bütün üniversitelerde YÖK tarafından türbanlı öğrencilerin kampüs içinde dolaşmaları yasaklandı. Bu yasağı uygulamayan rektörler hakkında soruşturma açıldı.

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0


Loading