İbrahim Karagül yazdı: Türkiye'de bir 'azınlık yönetimi' mi kurulacak?

TEHLİKELİ CÜMLELER! 
TÜRKİYE’DE BİR “AZINLIK 
YÖNETİMİ” Mİ KURULACAK?

Bütün tuşlara basıyorlar. Türkiye’nin sinir hücrelerine müdahale ediyorlar. Çafcaflı laflarla hayaller pazarlarken kapalı kapılar ardında  etnik ve mezhep eksenli kırılmaların hatta çatışmaların psikolojik altyapısını planlıyorlar. 
Seçime değil tehlikeli bir rejim değişikliğine hazırlanıyorlar. 

Tarihinin hiç bir döneminde, hiçbir seçim, Türkiye’nin kutsallarını, dokunulmazlarını, kodlarını, genetiğini bu kadar pazarlık malzemesi yapmadı. Bu kadar tehlikeye atmadı. Bu kadar hırpalayıp ucuzlatmadı. 

ERDOĞAN’I DEVİRMEK 
NEDEN KÜRESEL PROJE?

Erdoğan’ı devirmek küresel bir proje oldu. ABD’nin, Avrupa’nın, içeridekilerin ortak hedefi oldu. Bunu Türkiye’yi durdurmak, devirmek olarak senaryolaştırdılar. 
Dünya ikiye bölünürken Türkiye’nin duracağı yeri belirlemek 14 Mayıs seçimlerinin tek odak noktası oldu. 

Buradan hareketle bütün planları Türkiye’yi ekseninde tutmaya çalışan ABD yaptı. İçeride kurdukları Masa’ya ABD yanlısı ve bağlısı ne kadar çevre varsa topladı. Siyasi partilerle terör örgütlerini birbirine ekledi. 

Hiçbir seçimde böyle bir şeye tanık olmadık. Hiçbir seçim bu kadar dışarıdan müdahalenin konusu olmadı. Hiçbir seçim Türkiye için bu kadar tehlikeli hale getirilmedi.

TÜRK, KÜRT, SÜNNİ, ALEVİ… 
HERKESE ACILAR YAŞATACAK 
BİR PLAN HAZIRLIYORLAR

Ama durun, seçimin de ötesinde bir planlama var. Sonrası için de bir planlama var. 
Ürkütücü, endişe verici, Türkiye’nin geleceğini karartıcı planlamalar var. Türkiye’nin sinir sistemini bozacak, fay hatlarında şok dalgalarına neden olacak, bize yıkımlar yaşatacak bir hedef var. Erdoğan’ı devirip rejim değişikliğini planlayanlar asıl buna hazırlanıyorlar. 

Türk, Kürt, Sünni Alevi… Bu toplumun her kesimine acılar yaşatacak bir proje bu. Elbette siz bunu, bir seçim tartışmasının parçası olarak göreceksiniz. Taraf olma, diğer tarafı kötüleme amaçlı olarak göreceksiniz. Milleti korkutup iktidara oy toplama telaşı olarak yorumlayacaksınız. 
Ama öyle değil. 

TÜRKİYE’NİN ANA OMURGASI TEHDİT ALTINDA
BÖYLESİNİ HİÇ GÖRMEDİK!

Açık ve net; Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne, devletler sürekliliğimizin, siyasi genetiğimizin ana omurgası tehdit altında. 
Buradan da anlaşılıyor ki, Cumhuriyet’in 100. Yılında, Osmanlı’yı nasıl dağıttılarsa Türkiye Cumhuriyeti’ni de öyle içten parçalamaya çalışıyorlar.

Biz yüz yıl sonra yeni bir büyük güç inşa etmeye çalışırken onlar Türkiye’yi küçültecek projeyi çoktan sahaya sürdüler. 100. Yılda daha zayıf, daha kaotik, daha travmalara boğulmuş bir Türkiye planladılar. 
Bunu o Masa’dakilerle birlikte yaptılar. Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yaptılar. PKK ile birlikte yaptılar. FETÖ ile birlikte yaptılar. 

“TÜRK VE SÜNNİ” ANA OMURGAYI OYUN DIŞINA İTME

ABD’nin içeridekilerle kurduğu seçim ittifakının arkasındaki plan, “Türk ve Sünni” o ana omurgayı oyun dışına itme, tarih dışına atma temeli üzerine kurulmuştur. 

Etnik kimlik ve mezhep kimliği üzerinden bir cephe oluşturuldu. Bunu gizlemek için de, baskın bir barışçı dil inşa edildi. Zehirli bir zihinsel operasyon yürütüldü. Devam ediyor…
İşi gizlemek için de; etnik ve mezhep eksenli ayrıştırma projesine eski muhafazakarlar, eski milliyetçiler gibi unsurlar eklenerek, kamuoyunun uyanmasının önüne geçilmeye çalışıldı. 

Ve bunlar seçime kadar geçerli olacak. Başarılırsa, barışçı söylemler de terkedilecek, muhafazakar ve eski milliyetçi unsurlar da tasfiye edilecek. Onları kaldırıp atacaklar. 
İşte o zaman biz acı gerçeği farkedeceğiz ama iş işten geçmiş olacak, proje başarılmış olacak. 

Yağmur Saraç'tan intihar videosu! Emre Aşık'ın eski eşi Yağmur Sarnıç... Haberi Görüntüle

ETNİK AYIRIMCI, MEZHEPÇİ!

Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden pazarlanan bu plan, etnik anlamda Kürt ve mezhep anlamında Alevi tezi üzerine kuruldu. 
CHP HDP’leştirildi. Atatürkçü ve ulusalcılar tasfiye edildi. Masa’da kaç parti olursa olsun, aslında ittifak iki parti arasında kuruldu; CHP ve HDP. Diğerleri sadece belirli süreli kullanılacak bir kamuflajdan ibaret. 

Şimdi bu cümlelere mezhepçi, etnik ayırımcı olarak tepki göstereceksiniz. İlk bakışta haklısınız da. 
Ama durun. Bir daha düşünün. Ama tepki göstermemiz gereken bu tespiti yapan mı yoksa bu planı yapanlar mı? Asıl suçlu kim?  Bütün öfkemizi Türkiye’ye bunu dayatanlara karşı kullanmamız gerekmez mi? 

Elon Musk'tan heyecanlandıran Vine anketi: Vine tekrar mı açılacak? Haberi Görüntüle

BU OYUNU BOZUN,

Antalya'daki teleferik faciasında ihmal var mı? Uzman isimden dikkat çeken... Haberi Görüntüle

TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKIN

Çok endişe verici bir oyun kuruldu. Biz bu cümlelerle Türkiye’yi bir tehlikeye karşı uyarıyoruz. İnsanları seçime yönlendirip arkasındaki dehşet verici bu senaryoyu çoktan uygulamaya geçtiler.  
Buna Türk, Kürt, Alevi, Sünni herkes karşı çıkmalı. Bu oyunu bozmak herkesin boynunun borcu olmalı. Herkes Türkiye’ye sahip çıkmalı. Bütün vatanseverler, siyasi parti kimliklerini aşıp ülkemize güç vermeli.

Herkes, sonu gelmez iç çatışmaların kapılarını aralayacak bu planı yapanları cezalandırmalı. Çünkü bu durumun seçimle, demokrasi ile alakası yok. Seçimle gözleri kör edip başka bir şeye hazırlanıyorlar. 
Bu en yalın anlamda bir milli güvenlik meselesidir.  Ve yakın tehdittir. 

Bunu da kaptırmadık! O ilimizde bir vatandaş evinin çatısına Fiat... Haberi Görüntüle

4. SALDIRI DALGASI:

Düzce'de radar cezaları iptal mi edildi? Selektörle radar uyarısı yapanlara... Haberi Görüntüle

15 TEMMUZ’LA AYNI PAKET

Bu haliyle, 15 Temmuz’dan çok derin ve tehlikeli bir müdahale ile karşı karşıyayız. Gezi olayları, 17-25 Aralık müdahalesi, 15 Temmuz saldırısı başarısız oldu. 
Dördüncü saldırı dalgası geldi. Çok daha ince işlenmiş, karşı koyamayacağımız kavramlarla süslenmiş, meşru mekanizmalar arkasına gizlenmiş bir dalga bu. 

Bu sefer doğrudan iktidarı, rejimi değil, Türkiye’nin iç bütünlüğünü hedef alan bir senaryo ile karşı karşıyayız. 
Sadece rejim değil, iktidar değil, Türkiye’nin toplumsal yapısının, bir daha ebediyyen toparlanamayacak şekilde parçalanması söz konusu. 

BİR “AZINLIK” YÖNETİMİ KURACAKLAR.
SURİYELEŞMKENİN İLK ADIMI OLACAK. 

“Türkiye’yi Suriyeleştirmek..” Bu kavramı çokça düşünün. Irak ve Suriye’den sonra Türkiye ayağını planlamak… Bunu da düşünün. İran-Akdeniz arasındaki harita çalışmalarıyla birlikte düşünün. 
Bir tür “azınlık yönetimi” kurmak istiyorlar. Toplumumuzun ana unsurlarını “azınlık” olarak tanımlayıp Türkiye’ye karşı harekete geçirmeye çalışıyorlar. Yukarıdaki planlamanın bütün ayrıntıları buna işaret ediyor. 
Bir tür “Baas Rejimi” kurmak istiyorlar. Suriye’deki gibi. Çünkü böyle bir rejimi parçalamak çok daha kolay olacak ve haritalar yeniden çizilebilecek. 

Bütün siyasi ezberlerin, hesapların, duruşların ötesine geçip tehlikenin farkına varmalıyız. Türkiye’yi uyarmalı, Türkiye’ye sahip çıkmalıyız. 
Bu topraklarda bin yıllık duruşu sağlamlaştırmalıyız!