Yandex Metrica

İbrahim Karagül: Erdoğan-Sisi görüşmesinin arka planında ne var?

İbrahim Karagül: Erdoğan-Sisi görüşmesinin arka planında ne var?

TRHaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır Devlet Başkanı Sisi ile görüşmesinin arka planını yazdı. "Türkiye-Mısır arasındaki gerilimin düşürülmesi hatta yakınlaşma, Akdeniz’de derin sarsıntılara neden olacak." ifadelerini kullanan Karagül, bu yakınlaşmanın jeopolitik zorunluluklarını çok iyi tartışmak gerektiğine dikkat çekti.

Gündem

14.02.2024, 13:32

TRHaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, "Türkiye-Mısır arasındaki gerilimin düşürülmesi hatta yakınlaşma, Akdeniz’de derin sarsıntılara neden olacak. ABD’nin İran’dan Akdeniz’e, Doğu Akdeniz’den Adalar Denizi’ne (Ege) uzattığı Türkiye karşıtı cephe bir darbe daha alacak." ifadeleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan-Sisi görüşmesini değerlendirdi.

İbrahim Karagül'ün ilgili yazısı şu şekilde: 

Tahrir’de yüzbinlerin isyanı, Mısır’da demokrasi ve insan haklarına çağrı, ardından gelen kanlı darbe. Binlerce insanın ölümü. Cezaevlerinde işkence, ölümler, kayıplar.
2013 darbesinden bu yana Mısır Devlet Başkanı Sisi dünyada meşruiyet arıyor. Türkiye darbeye en ağır tepkiyi veren, açık ve net tavır alan, Mısır’la ilişkilerini gözden çıkaran tek ülke oldu. 
Bu darbe, Mısır cuntası ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ortak müdahalesiydi. Tabi patron hep ABD ve İsrail’di. 

Bakan Yerlikaya'dan terörle mücadele açıklaması: Operasyonlar yaz kış devam edecek Bakan Yerlikaya'dan terörle mücadele açıklaması: Operasyonlar yaz kış devam edecek Haberi Görüntüle

TÜRKİYE KARŞITI CEPHE NASIL KURULDU?

Bu ülkeler, Türkiye’nin açık tavrına öfke ile cevap verdiler. BAE, S. Arabistan, Bahreyn, Mısır ve İsrail, ABD patronluğunda Türkiye karşıtı cephe kurdu. Türkiye’yi bütün bölgede yalnızlaştırma, ekonomik olarak çökertme, güvenlik alanında terör örgütleri ile vurma dahil, akla hayale gelmeyecek her yolu denedi. 
Nihai hedef Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmekti. Zira Erdoğan devrildiği anda zaten mücadele edilecek bir alan kalmıyor, Türkiye hizaya sokulmuş oluyordu. 15 Temmuz darbe girişimi ile bu girişimler birebir ABD tarafından yönetiliyordu ve tek bir projeydi. 
PKK ve DEAŞ’la Türkiye’nin burnunu sürtmek, terör koridoru ile güney sınırlarını çevrelemek, içeride bütün muhalif alanları destekleyip birleştirmek için finansal ve istihbari anlamda yoğun müdahaleler yapıldı. 

The Platform 2 nerede çıkacak, hangi platformda? The Platform 2 ne zaman çıkıyor? The Platform 2 nerede çıkacak, hangi platformda? The Platform 2... Haberi Görüntüle

TÜRKİYE KATAR’IN İŞGALİNİ NASIL ÖNLEDİ?

“Türkiye Karşıtı Arap Blok” olarak tanımlanabilecek bu ittifak, görünüşte İran tehdidine karşı kurulmuştu ama Türkiye ile savaşıyordu. Koca devletler ve liderler örgütler gibi akılalmaz, mantık dışı, acemice hareketlere girişiyor, tuhaf tavırlar sergiliyordu. 
Bir şey daha oldu: S. Arabistan ve BAE, bölgesel cepheye girmeyi reddeden, onların himayesine irmeyen Katar’ı işgal etmeye kalkıştı. Bir gecede Suudi ve BAE özel birlikleri Katar topraklarına girdi. Türkiye’nin “müdahalesi” ile bu işgal önlendi. Görünüşe göre darbe yapacaklardı, olmazsa işgal edeceklerdi. İddialara göre o gece, Türk savaş uçakları bile harekete geçti. Katar topraklarına giren Suudi ve BAE birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı.
O gece Ortadoğu tarihinde en kritik gecelerden biri oldu. Bu da ABD-İsrail patronluğunda kurulan Türkiye karşıtı cepheyi “çıldırtan” bir başka gelişme oldu.  Artık açık savaş yürütülüyordu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terörle mücadele mesajı: Terörü öyle ya da böyle yok edeceğiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terörle mücadele mesajı: Terörü öyle ya da böyle... Haberi Görüntüle

15 TEMMUZ’DAN SONRA BİR BAŞKA MÜDAHALE DAHA YAPILIYORDU!

Söz konusu ülkeler, Akdeniz  ve Ege’de Yunanistan ve İsrail’le askeri anlaşmalar, hava sahası anlaşmaları imzaladı, ortak tatbikatlara başladı. Hepsi Türkiye’yi karşı yürütülüyor, Türkiye adeta savaşa provoke ediliyordu. 
Aslında 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra Türkiye bir darbe girişimi, bir dış müdahale girişimi daha yaşadı. Kimse bunun farkında değil. Üstelik bu, ekonomik saldırıları da içeriyordu. Ekonomik ambargolarla destekleniyordu. ABD ve İsrail patronluğunda bölge üzerinden doğrudan bir müdahaleydi bu.  

ADIM ADIM İZLEDİK. HER OLAYI AÇIK ETTİK. 
BİZ KIZDIK; TÜRKİYE SAKİN, SABIRLI DURDU.

O zamanlar bu saldırıları çok tartıştık, mücadele ettik. Türkiye ekseninde çok ciddi reaksiyonlar gösterdik. Her adımı açık ettik. Türkiye bütün bunlara sessiz, sabırlı, ağırbaşlı bir duruşla karşılık verdi. Hiçbir şekilde o ülkelerin yöntemlerini kullanmadı. 
Türk siyasi aklı özellikle S. Arabistan’la ilişkileri daha da germemek için son derece ağırbaşlı hareket etti. Muhtemelen, bütün bunların geçici olduğunu, böyle bir ittifakın uzun süre yaşamayacağını biliyor, zamana oynuyordu. 

TÜRKİYE KARŞITI O CEPHE NEDEN ÇÖKTÜ? 
İŞTE YAŞANAN O BÜYÜK ŞOK!

Erdoğan’ı devirmeye ayarlı Arap-Amerikan bloku sadece birkaç yıl yaşadı. ABD’nin bir gün aniden, çok hızlı bir şekilde Afganistan’dan çekilmesi, Orta Asya’da ciddi bir hezimet yaşaması, çekilme sırasında yaşanan panik, ABD ile işbirliği yapanların yaşadığı şok ve sahipsizlik coğrafyada çok şeyi değiştirdi. 
ABD himayesinde her ülke, ABD işgaline bel bağlamış her örgüt ve çevre, bir gün uçak kanatlarından kendilerinin de düşebileceğini acı bir şekilde gördü. 
Artık herkes şunu biliyordu: ABD herkesi yalnız bırakabilirdi. Bundan on-yirmi yıl önce böyle bir şey yaşaması ciddi etkisi olmayabilirdi. Çünkü dünya alternatifsizdi. Gidecek başka bir adres yoktu. Sığınacak başka bir yer yoktu. Küresel konjonktür ülkelerin kendi aralarında bir birlik olmalarına da izin vermiyordu.

'Odacılar' suç örgütü çökertildi! MAHZEN-30 operasyonu ile 34 kişi enselendi 'Odacılar' suç örgütü çökertildi! MAHZEN-30 operasyonu ile 34 kişi enselendi Haberi Görüntüle

YENİ SÜPER BLOKLAR KURULURKEN…

Ama artık küresel iktidar parçalanmıştı. Batı’nın tek yanlı hakimiyeti bitmiş, yeni küresel aktörler çıkmış, yeni süper bloklar ve ülkeler öne çıkmaya başlamıştı. ABD himayesi hiçbir ülkeye garanti vermiyorsa farklı adresler ve ortaklıklar zorlanabilirdi. 
Bu durumu etkileyen bir gelişme daha oldu: Rusya-Ukrayna savaşı patladı. Soğuk Savaş’ın bittiği günden bu yana savaşlar ilk kez İslam Kuşağı’nın dışına taşındı. 
Bu yeni bir durumdu. Otuz yıldır coğrafyayı mahveden ABD istilaları başka alanlara yoğunlaşmak zorunda kaldı. Ukrayna savaşı yüzünden Avrupa savunmasına, Pasifk’te de Çin tehdidine…

Seçim sonrası yeni yol haritası hazır! Erdoğan'dan kurmaylarıyla birlikte seçim analizi: Bayrak değişimi olabilir! Seçim sonrası yeni yol haritası hazır! Erdoğan'dan kurmaylarıyla birlikte seçim... Haberi Görüntüle

TÜRKİYE İNANILMAZ BİR GÜÇ ALANI İNŞA ETTİ

Erdoğan’ı devirip Türkiye’yi durdurmak için kurulan bölgesel cephe çöktü ama Türkiye bu mücadeleden güçlenerek çıktı. Batı’da ve Doğu’da etkisini artırdı. Orta Asya’da çok güçlü bir atılıma girişti. 
Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor’un jeopolitik kazançlarını iyi hesapladı, Anadolu-Orta Asya hattını yeni bir güç merkezi olmaya cesaretlendirdi. Türk Devletleri Topluluğu romantik bir hayalden gerçek bir güç alanına döndü. 
Türkiye, Rusya-Avrupa savaşının artılarını da iyi hesapladı. Hem Batı ile hem Rusya ile ilişkilerini dengede tutarak vazgeçilmez bir oyuncu haline geldi. Küresel pazarlıkların, masaların önemli bir aktörü oldu. Rusya-Avrupa kara bağlantısının kapanmasından sonra dünyanın lojistik koridoru oldu. 
Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan enerji kaynaklarının Batı’ya akmasının ana adresi haline geldi. Bütün bunlar, Türkiye’ye süper güç kapılarını aralıyor, Türkiye de teknoloji ve siyasi alanda çok hızlı bir güç inşasına girişiyordu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile bir araya gelecek: Görüşme Külliye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile bir araya gelecek: Görüşme... Haberi Görüntüle

RÜZGAR TERSİNE DÖNDÜ. ASKERİ, EKONOMİK GİRİŞİMLER YÖN DEĞİYTİRDİ.

S. Arabistan ve BAE’nin Türkiye karşıtı tavırları hızla değişmeye başladı. Yaşanan jeopolitik sarsıntılar ve eksen kaymaları Ortadoğu’ya döndü. Bu sefer Batı dışı arayışlar öne çıkıyordu. Enerji ve jeopolitik güç inşasını bölge ülkeleri de gördü. Türkiye’yi yakın duran kazanıyor, karşısına geçen kaybediyordu. 
Arap cephesi ortada kaldı. Bu ülkeler “Türkiye ile birlikte nasıl hareket edebiliriz”in kapılarını araladı. Ekonomik ambargolar kaldırıldı. Kültürel ambargolar kaldırıldı. Ortak yatırım alanları, askeri ve ekonomik girişimler çok hızlı bir şekilde yön değiştirdi. Bölgesel yakınlaşma yeniden hareketlendi. Türkiye bütün yakınlaşma çabalarına cömertçe ve içtenlikle karşılık verdi. 

BÖLGE YENİ BİR ÇATIŞMA, İŞGAL İSTEMİYOR.
TÜRKİYE DEĞİŞMEDİ. DOĞRU YERDE DURDU.

Bölgede yeni bir çatışma, yeni bir soğuk savaş, yeni bir işgal istenmiyordu. Teknoloji, refah ve güç inşasına yönelik bir çaba vardı. Batı himayesi yarını garantilemiyordu. Bölgesel ortaklıklarla yeni bir merkez alan oluşturabilirlerdi 
En önemlisi de Ortadoğu ve Akdeniz’de iç gerilimleri kullanıp yeni sömürge alanları oluşturmaya çalışan Batı için kapılar artık ardına kadar açık kalmayacaktı. 
Aslında Türkiye değişmedi. Türkiye kendine bir yol çizdi ve bu yolda çok büyük mücadeleler verdi. Bölge ülkeleri bu yolun kendileri için de kazançlı bir gelecek olduğunu farketti. 

KATAR ALTI AY BU GÖRÜŞME İÇİN UĞRAŞTI. 
PEKİ BUNDAN SONRA NELER OLABİLİR?

Türkiye ile S. Arabistan ve BAE arasındaki yakınlaşma bütün bölgeyi etkiledi. Katar, yaz aylarından beri Erdoğan ve Sisi’yi biraraya getirmeye çalışıyordu. Türkiye-Mısır arasındaki görüşmeler de bir yıldır zaten devam ediyordu. 
Türkiye-Mısır arasındaki gerilimin düşürülmesi hatta yakınlaşma, Akdeniz’de derin sarsıntılara neden olacak. ABD’nin İran’dan Akdeniz’e, Doğu Akdeniz’den Adalar Denizi’ne (Ege) uzattığı Türkiye karşıtı cephe bir darbe daha alacak. 
Libya krizinde yakın işbirliği imkanı oluşacak. Belki Türkiye-Libya deniz anlaşmasına benzer Türkiye-Mısır deniz anlaşması da yapılacak. Ortadoğu enerji denklemi yeni bir yapıya bürünecek, ortak alanlar inşa edilecek. 

ORTA ASYA VE ORTADOĞU’DA YENİ GÜÇ HARİTASI ÇİZEBİLİR.
SAVAŞIN DEĞİL GÜCÜN MERKEZİ…

En önemlisi de yeni bölgesel güç alanı oluşturulacak. Kaos ve savşalarla yıkılan coğrafya için bir umut olacak. Tam da savaşların bölge dışına taşındığı bir dönemde, coğrafya ilk kez nefes alacak. Krizler yerine refahın, teknolojinin, ekonominin, siyasi güç merkezi olmanın konuşulabileceği ortam oluşacak. 
Dünya yeniden bloklaşırken, Türkiye Orta Asya merkezli yeni bir güç haritası şekillendirirken, benzer bir durum Ortadoğu’da neden olmasın! Bölge ülkeleri artık hesaplaşma yerine işbirliği aklını harekete geçirmeli. Bu, coğrafyaya yönelik yüzyıllık sömürünün de sonunu getirebilir. 

AK Parti'nin yeni İBB Grup Başkanvekili belli oldu! İşte Tevfik Göksu'nun yerine gelen isim AK Parti'nin yeni İBB Grup Başkanvekili belli oldu! İşte Tevfik... Haberi Görüntüle

DÜNYANIN ŞARTLARI YAKINLAŞMAYI DAYATIYOR.

Küresel konjonktür, Türkiye ile S. Arabistan ve BAE arasında olduğu gibi, Mısır arasında da yakınlaşmanın devam edebileceğini gösteriyor. Hata bunu dayatıyor. Hiçbir cinayet aklanmıyor. Hiçbir kötülük unutulmuyor. Ama ülkelerin, milletlerin daha iyi şeylere ihtiyacı var. 
Mısır, bölge denkleminin ana ülkelerinden biri. Mısır olmadan her şey yarım kalır. Bu yüzden, Türkiye-Mısır arasındaki yumuşama, Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya her alanda, her ülkede rahatlamaya yıl açacaktır. 

Erdoğan'dan Papa'ya 'Gazze' mektubu: Hukukun çiğnenmesine müsade edilmemeli! Erdoğan'dan Papa'ya 'Gazze' mektubu: Hukukun çiğnenmesine müsade edilmemeli! Haberi Görüntüle

YERYÜZÜNÜN MERKEZİNDE BİR SÜPER BLOK… MÜMKÜN!

Bu yakınlaşmanın jeopolitik zorunluluklarını çok iyi tartışmak gerekiyor. Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Akdeniz’de.. Her alanda. 
Basra Körfezi’nden Akdeniz’e, Kuzey Afrika ve Kızıldeniz’den Hazar’a, Orta Asya’ya, yeryüzünün ana ekseninde, Orta Kuşak’ta 21. yüzyılın en büyük sürprizi harekete geçirilebilir. 
Bir süper blok eksen inşa edilebilir. İşte bunların hepsi, bu tür adımlarla olur. 
Bu mümkün. 
Bizi “kan davalarına” mahkum etmek bu yüzyılı ıskalamamıza yol açacaktır!


Loading