Türk ekonomisi üzerinde Amerikan giyotini gibi duran ve zaman zaman Beyaz Saray tarafından finansal saldırılar amacıyla kullanılan 'dolar' silahını hükümet, belirlediği yeni ekonomik modelle etkisiz kılmak istiyor.
Yatırımların ve ihracatın artmasını sağlayacak bu modele geçiş süreci, kurlardaki astronomik yükselmelerden ötürü finansal sancıları da beraberinde getirdi.
Türkiye'yi ekonomik anlamda bağımsızlaştırmanın ilk adımı olan düşük faizli plana en ciddi tepki ise ana muhalefet partisi CHP'den geliyor.
CHP ve destekçileri, 'yüksek faiz' dayatmasını bir süredir 'ekonomi bilimi' başlığı altında tanımlıyor. "Ekonomi biliminin bir gereği olarak" şeklinde başlayan cümleler, hükümetin faizleri mutlaka artırması gerektiği şeklinde tavsiyelerle bitiyor.
MİT'ten İstanbul'da DHKP-C operasyonu! Örgütün sözde sorumlusu İstanbul'da yakalandıCHP'DEN İSYAN ÇAĞRISI
Küresel emperyalist düzenin kuklaları olan FETÖ ve PKK'yı büyük oranda etkisiz hale getirmeyi başarmış Türkiye'nin, bir başka önemli pranga olan 'kur saldırılarını' def etme yolunda hayata geçirdiği yeni model, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Millet İttifakı bileşenlerinin tepkisini çekti.
Yükselen enflasyon ve Türk Lirası'nın değer kaybetmesini fırsata çevirerek bir an önce erken seçim çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, asgari ücrete yapılan rekor zammın toplumdaki olumlu etkilerini bertaraf etmek için işadamlarını da 'isyana' davet etmeye başladı.
Dün sosyal medya hesabındaki paylaşımında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ile telefonla görüştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin ülke için artık kangrenli bacak haline geldiğini ileri sürerek "Tüm vücut kangren olduktan sonra konuşsanız da bir anlamı olmayacak. Herkes konuşmalı artık. Seçim istiyoruz. Bu zulmü bitireceğiz" diye yazdı.
Son dakika: Ege Denizi'nde şiddetli deprem! AFAD detayları paylaştıTÜSİAD EMRİ ALDI, HAREKETE GEÇTİ
Kılıçdaroğlu'nun çağrısını harfiyen uygulayan TÜSİAD, bugün tuhaf bir bildiri yayınladı. "Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli" başlığıyla yayınlanan bildiride 'yüksek faiz'in adı yine 'ekonomi bilimi' oldu ve hükümete, yeryüzünde küresel tefecileri daha da zengin etmekten başka bir çarenin bulunmadığı mesajı verildi.
Faiz indiriminin ekonomiyi baskıladığını, yatırımları önlediğini iddia eden TÜSİAD, "Yeni iktisadi tercihler kapsamında atılan adımların ardından güvensizlik ve istikrarsızlık ortamı oluşmuştur. (...) Uzun dönemde çok daha büyük yapısal problemlere yol açma riski artmıştır. En fazla faydalanması beklenen ihracatçılarımız dahi bu ortamdan zarar görmektedir" ifadelerini kullandı.
Sosyal medyadan 'fahiş yemeğe boykot' çağrısı! 20-21 Nisan'da kafe ve...'İKTİSAT BİLİMİ KURALLARI...'
Sonraki paragrafta TÜSİAD, 'yüksek faiz' çağrısını şu ifadelerle yaptı: "Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmesinin gereği açıktır."
Türkiye'de Merkez Bankası'nın halkın seçtiği siyasi irade tarafından yönetilemeyeceğini de imâ eden TÜSİAD, MB'yi aslında kimlerin yönetmesi gerektiği konusuna girmeden 'özerklik' kavramı altında şu tavsiyede bulundu: "Ülkemizde 'kurumsuzlaşma' sorununa daha önce de işaret etmiştik. (...) Kurumların ve kuralların k apsayıcı ve etkin şekilde güçlendirilmesi başta olmak üzere atılacak adımlar ülkemizde güven ortamının oluşması için elzemdir."