• G.ALTIN

    4.349,99

  • DOLAR

    40,3912

  • EURO

    47,0429

  • BIST 100

    10.366,16

  • BITCOIN

    $117.855

Enkazdan 75'inci saatte çıkarılmıştı! Ölümünün ardından nasıl kurtulduğunu anlattığı video kaldı

Enkazdan 75'inci saatte çıkarılmıştı! Ölümünün ardından nasıl kurtulduğunu anlattığı video kaldı

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde enkazdan 75'inci saatte çıkarılan Melek'ten kahreden haber geldi. Hayata tutunamayan Melek'ten geriye nasıl kurtulduğunu anlattığı video kaldı.

Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli çifte depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Hayatını kaybedenlerin sayısı 44 bini aşarken 11 ili etkileyen büyük felaketten geriye acı dolu insan hikayeleri kaldı.

KIZI MELEK HAYATA TUTUNAMADI

Malik Ejder Caddesi'nde oturdukları 5 katlı binanın yıkılmasıyla Canan Güneş ile kızı Melek ve oğlu Mehmet enkaz altında kaldı. Bu sırada aşçılık yaptığı Kıbrıs'ta olan baba 44 yaşındaki Zekeriya Güneş, Kahramanmaraş'a döndü. Güneş'in eşi ve oğlunun cansız bedenlerine ulaşıldı, kızı Melek ise 75'inci saatte sağ çıkarıldı. Ankara'da hastaneye sevk edilen Melek, 5 gün sonra mide kanaması nedeniyle hayatını kaybetti.

GERİYE NASIL KURTULDUĞUNU ANLATTIĞI VİDEO KALDI

Melek'ten geriye, akrabalarının hastane odasında çektiği video kaldı. Kahreden görüntülerde Melek Güneş'in, "Babam aradı. Açtım 'Alo' dedim ama sesim gitmedi. Ondan sonra yine deprem oldu. Bu sefer aşağıya çöktük. Onu hissettim. Elimi attığım yerde su vardı. Kaç kere ses duydum. Hiç uyumadım" dediği görüldü.

YAN YANA TOPRAĞA VERİLDİ

Zekeriya Güneş, eşi ve 2 çocuğunun cenazelerini teslim alıp Adana'daki Kabasakal Mezarlığı'na getirerek yan yana toprağa verdi.

''TELEFONDA KONUŞURKEN ŞAKALAŞTIK, SONRA HEPSİ GİTTİ''

Ailesinin mezarına gelen Zekeriya Güneş, yaşadığı acının tarifi olmadığını, oturdukları caddede depremde neredeyse tüm binaların yıkıldığını belirtirken şu ifadeleri kullandı;

"Ben o gün Kıbrıs’taydım. Akşam 1 saat telefonla konuşmuştuk. Ayın 14'ünde izne gelecektim. Kızım Bayburt'ta yüksekokulda okuyordu. O da eve dönmüştü. Oğlum ise telefon istiyordu, geldiğim gün alacaktık. Konuşurken güldük, şakalaştık. Ondan sonra ses seda yok. Hepsi gitti, her şey bitti. Oğlumun mezarına çok sevdiği Türk bayrağını getirdim. Bu bayrağı 5 yaşındayken çarşıda görmüş ve çok istemişti. Aldıktan sonra odasına asmıştı. Ona emanetini getirdim. Oğlumun da kızımın da vatan sevgisi başkaydı. Atatürkçülerdi" 

 

 

Avatar
TR Haber