Ege depremlerinin ardından tek tek incelendi: 3 kentte korkutan görüntüler çıktı! Denizlerin çekilmesi gerginlik yarattı!

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Denizi'ndeki devam eden deprem fırtınasının ardından, olası tsunami ve acil durumlara karşı İzmir'e mobil siren sistemi gönderdi. Dün gerçekleştirilen "Santorini Adası Sismik Aktivite ve Olası Risk Değerlendirme Toplantısı" sonrasında, bu siren sistemi Seferihisar ilçesindeki Mustafa Kemal Atatürk Meydanı'na yerleştirildi. Sistemin amacı, herhangi bir acil durumda bölge halkına hızlı ve etkili bir şekilde uyarı yapmaktır.

SİREN SİSTEMİ İZMİR VE ÇEVRESİNE KURULDU  

İzmir dışında, Aydın'ın Didim ve Muğla'nın Datça ilçelerinde de mobil siren sistemleri kuruldu. Bu sistemlerle, Ege'deki olası doğal afetlere karşı erken uyarı sağlanması hedefleniyor. AFAD, bu adımın afetlere hazırlık açısından büyük bir önem taşıdığını vurguladı.

DENİZ ÇEKİLMESİ TEDİRGİNLİĞİ ARTTIRDI

Ege Denizi'ndeki depremler sonrasında, özellikle İzmir, Muğla ve İstanbul'un kıyı kesimlerinde deniz çekilmeleri gözlemlendi. Bu durum, bazı vatandaşlarda paniğe yol açtı. Özellikle Silivri'de Marmara Denizi'nde su seviyesi 150 metre kadar çekildi. Bu çekilmeyle birlikte küçük adacıklar ortaya çıktı ve dron görüntüleriyle bu olağanüstü manzara kaydedildi.

DENİZ ÇEKİLMESİNİN SEBEBİ: RÜZGAR VE METEOROLOJİK ŞARTLAR

Prof. Dr. Orhan Şen, deniz çekilmesinin depremle ilgili olmadığını belirterek, bu tür olayların genellikle kuzeyli rüzgarlar ve meteorolojik şartlardan kaynaklandığını söyledi. Şen, Silivri'deki deniz çekilmesinin ve Urla’daki çekilmelerin tamamen rüzgar ve hava koşullarıyla ilgili olduğunu vurguladı. Ayrıca, bu tür deniz hareketlerinin her yıl şubat ve mart aylarında görüldüğünü ifade etti.

İZMİR’DE TEKNELER KARAYA OTURDU

İzmir’in Seferihisar ilçesindeki Sığacık Mahallesi’nde de deniz çekildi. Çekilme nedeniyle tekneler karaya oturdu ve deniz yüzeyinde adacıklar oluştu. Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu çekilmenin Poyraz rüzgarlarının etkisiyle meydana geldiğini söyledi. Yaşar, "Poyrazın sertliği nedeniyle su seviyesi düşmeye başladı. Bu, Santorini Adası'ndaki depremlerle ilgili bir durum değil, her yıl görülen doğal bir olaydır" dedi.

MUĞLA’DA DENİZ ÇEKİLMESİ GÖRÜLDÜ

Muğla'nın Akyaka sahilinde de deniz suyu kıyıdan yaklaşık 30 metre çekildi. Sakin Kent unvanına sahip Akyaka Mahallesi’nde sabah saatlerinde deniz suyu çekilen sahilde yürüyüş yapıldı ve fotoğraf çekildi. Bu durumu değerlendiren Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, çekilmenin gel-git olayından kaynaklandığını ifade etti ve "Bunlar gezegensel çekim kuvvetlerinin etkisiyle oluyor. Depremle bir ilgisi yok" dedi.

RÜZGARIN ETKİSİYLE ÇEKİLME ARTIYOR  

Özçelik, deniz çekilmelerinin en büyük etkileyen faktörün gezegenler arası çekim kuvvetleri olduğunu belirtti. Ay ve güneşin hareketlerinin bu çekilmeleri daha belirgin hale getirdiğini ifade eden Özçelik, "Bazı kıyılarımızda rüzgar etkisiyle bu durum daha belirgin olabiliyor. Rüzgarın etkisiyle su, güneye doğru itilerek sığ bölgelerde çekilme meydana geliyor" dedi.

SİĞACIK VE DİKİLİ’DE ÇEKİLME GÖRÜLDÜ

İzmir Körfezi’nde su seviyesi yaklaşık 50 santim çekildi. Ancak, derin bölgelerde bu çekilme pek hissedilmedi. Sığ bölgelerde ise, su seviyesi daha belirgin şekilde düştü. Özellikle Dikili ve Sığacık’ta denizin yaklaşık 100 metre kadar çekildiği gözlemlendi. Bu durumun, Poyraz rüzgarlarının etkisiyle oluştuğunu belirten uzmanlar, halkı paniğe kapılmamaları konusunda uyardı.

ÇEKİLME DURUMUNDA KORKULACAK BİR ŞEY YOK 

Prof. Dr. Doğan Yaşar, deniz çekilmelerinin, her yıl şubat ve mart ayında görülen normal bir doğa olayı olduğunu vurguladı. Yaşar, bu durumun depremle ya da tsunami ile bir ilgisi olmadığını ifade etti. Ayrıca, deniz çekilmelerinin özellikle sığ bölgelerde daha belirgin olduğuna dikkat çekti. Yaşar, İzmir Körfezi'nde de su seviyesinin yaklaşık 50 santim çekildiğini ancak bunun normal bir durum olduğunu belirtti.

DOĞAL OLAYLARA DİKKAT!

Prof. Dr. Yaşar, doğanın hareketlerinden korkulmasına gerek olmadığını belirterek, "Afetler, doğru önlemler alındığında felakete dönüşmez. Doğanın verdiği sinyalleri doğru yorumlamak gerekir. İnsanlar, doğa olaylarından korkmak yerine bunlarla başa çıkabilmek için hazırlıklı olmalıdır" şeklinde konuştu.