Diyarbakır Ermenileri Selanik'e niçin sürüldü? 1895 terörünün kısa hikayesi
1 Kasım 1895 günü Diyarbakır Suriçi'ndeki camileri cuma namazı sırasında basarak Müslümanları katleden Ermeni çeteler, bine yakın dükkanı da ateşe vermişti. Şehirde bir süre devam eden iç savaş sonrası Abdülhamid yönetimi, sıkıyönetim ilan ederek olaylara yön veren bazı Ermeni ailelerin Selanik'e sürgün edilmesini kararlaştırdı.

19. yüzyılın ikinci yarısında emperyal devletlerin yönlendirmesiyle 'denizden denize Ermenistan' hayaline kapılan Osmanlı Ermenileri, 2. Abdülhamid iktidarı döneminde bu yöndeki girişimlerini hızlandı. Osmanlı'dan ayrılıp bağımsız devlet kurmayı hedefleyen ve bunun için Anadolu coğrafyasının yarıdan fazlası üzerinde hak iddia eden Ermeniler, 1890'lardan itibaren Hınçak ve Taşnak örgütlerini kurarak Avrupa ile Rusya desteğiyle daha 'organize' çalışmaya başladı.
Hızla silahlanan ve bulundukları yerleşim yerlerinde otonom yönetimler oluşturmaya başlayan Ermeniler, Erzurum, Adana, Maraş ve Diyarbakır'ın ardından isyanı tüm Anadolu coğrafyasına yaydı. Birinci Dünya Savaşı sonu itibariyle Ermeni çeteler tarafından öldürülen Müslüman Türk ve Kürt nüfusun 1 milyon 200 bin dolayında olduğu tahmin ediliyor.
Ermeni çetelerin Diyarbakır'da tertiplediği isyan girişimi, sonraki günlerde yaşanacak katliamlara örnek olması bakımından önem taşıyor. Diyarbakır Suriçinde Müslüman komşularıyla yüzyıllardır barış içinde yaşayan Ermeniler, takvimler 1895'i gösterirken komşularını acımasızca katletmekten çekinmedi.
TERÖR DALGA DALGA YAYILDI
Ermeni çeteleri, 1 Kasım 1895 cuma günü Diyarbakır'daki camileri cuma namazı sırasında basarak yüzlerce kişiyi katletti. Yüzyıllar boyu huzur içinde yaşamış Diyarbakır'ın o gün karşılaştığı terör, dalga dalga yayılarak ilçe ve köylere, hatta Mardin, Ergani, Lice, Silvan, Nusaybin, Midyat ve Siverek'e sıçradı. Camideki saldırılar sonrası şehirde Ermenilerle Müslümanlar arasında çatışma çıktı. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar sırasında Müslümanlara ait bine yakın dükkan Ermenilerce yağmalandı.
Şeyh Matar caddesinde boyacı dükkanlarını da ateşe veren Ermeniler, Samanpazarı, Sakocular, Yenihan, Sipahipazarı, Kürkçüler, Hafaflar, Çifteseki, Buğdaypazarı, Kazancılar, Uzunpazar (Şimdi Melik Ahmet Çarşısı) hududu dahilindeki yüzlerce dükkanın alevler içinde kalmasına yol açtı. Ermenilerin saldırıları sonucu Fatih Paşa Camii, Şeyh Matar Camii, Arap Şeyh Camii, Hüsrev Paşa Camii, Muallak Camii, Hoca Ahmed Camii, Behram Paşa Camii ve Lala Bey Camii hasar gördü.
KİMİ GÖÇ ETTİ KİMİ SELANİK'E YOLLANDI
1891 Diyarbekir Salnamesine göre o dönem Diyarbakır Sancağı'nın nüfusu 410 bin kişiydi. Bunun 44 bini Ermenilerden ibaretti. Cami basıp Müslümanları öldüren ve dükkan yağmalayan Ermeniler kentte terör estirirken Fransız Konsolosluğu'ndan destek alıyor ve Kapuçin Manastırı'nda her türlü ihtiyaçları karşılanıyordu.
1 Kasım'da başlayıp 3 Kasım'da duraksayan, sonrasında düşük yoğunluklu olarak devam eden gerginlik, Sultan Abdülhamid idaresinin sıkıyönetim ilanıyla bir nebze sükûnete erdi. Terörden zarar görmüş ahaliye devlet yardım eli uzattı. Ermeniler ise Osmanlı devletinin yanında İngiliz ve Fransız vakıflarından da yardım alıyordu.
Olaylar nedeniyle bazı Ermeniler yaşadığı topraklardan ayrılıp Amerika Birleşik Devletleri'ne göçü tercih etti. Bazı aileler ise asayişin kalıcı olarak tesisi için devlet tarafından Diyarbakır'dan çıkartılarak Selanik'e yerleştirildi.
Türkiye'de önemli bir siyasi parti liderinin, 1895'te Diyarbakır'da terör olaylarını yönlendirdiği iddiasıyla Selanik'e sürgün edilen bu Ermeni ailelerden birine mensup olduğu ileri sürülüyor.