Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu'nda dünyaya seslendi: 'KKTC'yi tanıyın'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan, dünya ülkelerini KKTC'yi tanımaya davet ederek "Uluslararası toplumu KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
BM Genel Kurulu'nun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyamızın geleceği konusunda iyimser bir tablo çizmek maalesef mümkün değil. Karşımızdaki fotoğraf, küresel ölçekte daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Avrupa'nın doğu sınırlarında yaşayan savaş, ekonomiden güvenliğe her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı.
"ÜLKEMİZE SAĞLANAN CÖMERT DESTEĞİ UNUTAMAYIZ"
6 Şubat'ta yüzyılın en büyük doğal afetlerinden biri ile karşı karşıya kaldık. Ülkemize sağlanan cömert desteği unutmamız mümkün değildir. 50 binden fazla insanını kaybettiği, milyonlarca insanı barındıran şehirlerin yerle yeksan olduğu bugünde ülkemize gösterilen dostluk bizler için önemli bir teselli kaynağıdır.
Genel Kurul'un bu yıl temasının Türkiye'nin hedefleri ile örtüşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıran, ekonomik eşitsizliklerin üzerine giden, güvenlik, refah üreten tüm insanlığın hayrına bir uluslarararası sistemin tesisi çağrımız giderek yankı buluyor.
BM KONSEYİ, 5 ÜLKENİN SİYASİ STRATEJİLERİNİN ÇARPIŞMA ALANI HALİNE GELMİŞTİR"
BM Güvenlik Konseyi, artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir.
Küresel açlık tehlikesi ile karşı karşıya bulunan coğrafyalara uzanan bu insani köprünün sürmesi için temaslarımız sürüyor. Çevredeki çatışma ve ihtilaflar karşısında dünya barışına mümkün olan en büyük katkıları sunmaktır.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit, bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. DEAŞ ile en büyük mücadeleyi vermiş bir ülke lideri olarak Suriye ve Irak başta olmak üzere kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için DEAŞ ve benzeri örgütleri paravan olarak kullananların riyakarlığından bıktık usandık. Bu bölgelerdeki tehdit sadece DEAŞ değildir. Asıl tehdit, vekalet savaşlarının aracı olan kullanılmak üzere beslenen terör örgütleridir.
Bir kez daha diyoruz ki dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür.
"KKTC'Yİ TANIMAYA DAVET EDİYORUM"
Ada'daki BM Barış Gücü'nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs'ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz. Uluslararası toplumu KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz.
Orta Doğu'da kalıcı barışın gelebilmesi, ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulabilmesiyle mümkündür. Kudüs'ün özellikle de Harem-i Şerif'in tarihi konumuna saygı gösterilmesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayata geçirilmeden, İsrail'in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur.
AB'den beklentimiz, ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmesidir, Türkiye'ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların son bulması gerekiyor.
"AZERBAYCAN'IN ATTIĞI ADIMLARI DESTEKLİYORUZ"
Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru'nun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ Azerbaycan toprağıdır.Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Azerbaycan'ın attığı adımları destekliyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın bu tarihi fırsatı değerlendiremediğini görüyoruz.
Buradan tüm ülkeleri, uluslararası kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını Sıfır Atık Hareketine destek vermeye davet ediyorum.
Avrupa'da Kur'an'a karşı saldırılara, ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek eylemleri teşvik eden zihniyet, kendi eliyle geleceğini karartmaktadır. ilhassa gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır.
Aileye sahip çıkmak insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır.Küresel dayatmalar karşısında dostlarımızı ailenin korunmasına hassasiyet göstermeye çağırıyorum.