Ayet ve hadislere ilişkin yorumlarıyla büyük tartışmalara neden olan yazar Mustafa İslamoğlu, 'İslamcı geçmişinden utandığını' açıkladı.
Karar gazetesinin Youtube kanalındaki yayınında Yıldıray Oğur ile Elif Çakır'ın sorularını cevaplayan İslamoğlu, kullandığı ifadelerle yine sosyal medyanın gündemine oturdu.
Oğur'un "En çok pişman olduğunuz ne var?" şeklindeki sorusuna İslamoğlu, "Bir dönemimi İslamcı olarak geçirmek" şeklinde yanıt verdi. 70'li, 80'li ve 90'lı yıllarda 'İslamcı' mahallede yer aldığı için pişmanlık duyduğunu ifade eden İslamoğlu, Milli Türk Talebe Birliği ve Akıncılar gruplarında yer aldığını hatırlattı ve 'İslamcı' diye nitelediği geçmişini "Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz" şeklinde tanımladı.
"84 milyonun sırtını sıvazlasak herhalde hüngür hüngür ağlayacak haldedir" diyen İslamoğlu, Karar TV'deki programında gözyaşlarını tutamadı.
İslamoğlu'nun yine büyük tepki toplayan ifadeleri, kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün sert eleştirileri sonrası kullanması dikkat çekti.
Sosyal medya hesabındaki paylaşımlarında Türk toplumunun inanış biçimine yönelik 3 büyük tehlikeden bahseden Cübbeli, bunların FETÖ tarafından tedavüle sokulmuş 'dinler arası diyalog projesi', Mustafa İslamoğlu'nun başını çektiği 'Şiilik propagandası' ve 'Selefî-Vehhâbî akımlar' olduğunu yazdı.
Sancaktepe Belediyesi toplam borcu ne kadar 2024? Sancaktepe Belediyesi hangi...
TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEKİ ÜÇ BÜYÜK TEHLİKE
Mustafa İslamoğlu'nun geçmişte "Suriye İran'a verilmeli" dediğini hatırlatan Cübbeli Ahmet Hoca şu ifadeleri kullandı:
"(Geçmişte dikkat çektiğim) Üç tehlike şu anda tahakkuk etmiş oldu ve bundan hem devletimiz hem milletimiz çok zarar gördü.
Bunlardan birincisi; Fetö’nün yürüttüğü dinler arası diyalog tehlikesiydi ki ben 2009’da yaptığım bir televizyon konuşmasında bu projenin Türkiye’yi işgal projesi olduğunu dillendirmiştim.
O zaman birçok müslüman onları alnı secdeli ve eşleri mestûre oldukları için hoş görüyorlardı ve onların aleyhine konuştuğumuz için bizi düşman belliyorlardı. Ama sonra kafalarına bomba yağınca anladılar.
İkinci tehlike, Mustafa İslamoğlu zihniyetinin başını çektiği Ehl-i Beyt Mezhebi adı altında insanlara Şiiliği aşılama ve Türkiye’yi İran’a peşkeş çekme tehlikesiydi. Maalesef birçok müslüman bu zihniyeti besleyip bizi fitne çıkarmakla suçladı.
Ama İslamoğlu: “Suriye’yi İran’a vermek lazım” deyince ve Haşdi Şabî gibi çeteler Suriye’de özellikle Haleb’de onbinlerce bacımızın ırzına tecavüz edince Şia’nın gerçek yüzünü gördüler ama iş işten geçmiş oldu.
Üçüncü tehlike olarak da Selefi Vehhâbi hareketlerinin İslâm’a ve vatanımıza vereceği zararı 13 sene evvel sözkonusu etmiştik. Maalesef bizim bu uyarılarımızdan kısa bir zaman sonra Işid adı altında büyük bir tehlike baş göstermiş, Yahudi ve İngiliz tarafından ortaya sürülen bu terör örgütü Suriye’nin ve Irak’ın parçalanmasına sebebiyet vermiştir ve hâlen vatanımız için büyük bir tehlike olmaya devam etmektedir ki biz birkaç CNN ve Habertürk’te yaptığımız bu tehlikeye tekrar dikkat çektik ve bu husûsta davet edilince emniyet mensuplarımıza gidip ifadeler verdik. Biz ancak bu kadar yapabiliyoruz, yetkililerimizden bu husûsta uyanık olmalarını talep ediyoruz.
Rabbim îmânımızı ve vatanımızı bütün bu şerlerden muhâfaza etsin."
