CHP'de Burcu Köksal olayı giderek büyüyor! Ankara, Köksal krizi ve İmamoğlu'nun telefonunu konuşuyor!

CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'ın "seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak." sözleri gündemdeki yerini korurken Mahmut Övür olayın perde arkasında yaşananları anlatan bir yazı kaleme aldı. Övür, "daha sert ve derin bir kavga vardı." dedi ve açıklamanın duyulmasından sonra küplere binen İmamoğlu, hemen telefona sıralıyor ve "Genel Başkanı" Özgür Özel'i arıyordu. Kulislerde buna arama değil, "azarlama" deniyordu" ifadelerini kullanarak yaşananları anlattı.

"AFYON'DAKİ PATLAM İSTANBUL'U SARSTI"

Mahmut Övür, "Afyon'daki patlama İstanbul'u sarstı" başlıklı köşe yazısında şu ifadelere yer vererek olayın perde arkasını şu şekilde anlattı;

"Afyonkarahisar'da CHP'nin seçim koordinasyon merkezinin açılışı yapılıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de orada. Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal (aynı zamanda Özel'in Meclis'teki grup başkanvekili) otobüsün üzerine çıkıyor ve halka sesleniyor.

"DEM PARTİ HARİÇ BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE AÇIK OLACAK"

"Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak." Köksal, DEM'le ittifakı falan dinlemiyor, coştukça coşuyor ve bombayı patlatıyor. 

"UFAK BİR DİL SÜRÇMESİ YAŞANDI"

İzleyenler alkışlıyor. Belki Özgür Özel de alkışlamıştır ama bir süre sonra uyarılıyor ve Uşak mitinginde kıvrana kıvrana da olsa bir düzeltme yapıyor: Ufak bir dil sürçmesi yaşandı. Afyon Belediyesi de Uşak Belediyesi'nin kapıları da herkese açık." Ama Özel'in çabası işe yaramadı. Köksal sözünün arkasında durdu ve ortalık daha da karıştı. Öyle bir karıştı ki Afyon'da patlayan bomba Ankara'dan çok İstanbul'u sarstı.

İMAMOĞLU'NDAN KÖKSAL'A ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER 

Sarstı, çünkü CHP-DEM ittifakının esas amacı Ekrem İmamoğlu'nu kazandırmaktı. O iş çökerse, İmamoğlu ve 2028 hayali biterdi. Bu yüzden İmamoğlu, kendisinin amiri durumunda olan Burcu Köksal'a yönelik zehir zemberek bir çıkış yaptı: "Öyle, 'Ben belediye başkanı olursam şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm diyen ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak, onu söyleyeyim." Bu çıkış aynı zamanda esas genel başkanın ya da Saraçhane medyasının deyimiyle "lider"in kim olduğunu da gösterdi.

"O KADINI KALDIR ATIN PARTİDEN"

Bütün bunlar da gizli saklı değil, kamuoyunun gözü önünde oldu ve işin sadece görünen kısmıydı. Arka planda ise çok daha sert ve derin bir kavga vardı. Açıklamanın duyulmasından sonra küplere binen İmamoğlu, hemen telefona sıralıyor ve "Genel Başkanı" Özgür Özel'i arıyordu. Kulislerde buna arama değil, "azarlama" deniyordu: O kadını kaldır at partiden...

"PARTİYİ TERÖRİSTLERE TESLİM ETTİNİZ SİZ İSTİFA EDİN"

Sonra Özel, Burcu Köksal'ı arıyor ve o da onu azarlıyordu: "Ben düzeltme yaptım, beni dinlemediniz. Hemen adaylıktan istifa edin..." Köksal'ın cevabı ise kamuoyunun yakından bildiği Canan Kaftancıoğlu İmamoğlu kavgasını hatırlatıyordu: "Özgür Bey, genel başkan olarak 80 ili ve İstanbul'u bir müteahhide peşkeş çektiniz ve partiyi teröristlere teslim ettiniz. Asıl siz istifa edin."

"CHP'DE TABLO MAYIS TRAVMASINDAN DAHA ÇOK VAHİM"

Köksal çok daha ayrıntılı bu kavganın içyüzünü açıklar mı göreceğiz ama kulislerde yüze kapanan telefonlar, İmamoğlu'nun tehdide varan konuşmaları gibi onlarca şey konuşuluyor. Gördüğünüz gibi CHP'de tablo mayıs travmasından çok daha vahim ve patlamaya hazır durumda.

"SİYASET ÜRETMEDEN SİYASET YAPMAK SİYASİ SAVRULMAYA YOL AÇAR"

Kurultay sonrası CHP'nin yönetilemediği, 160 bini aşkın CHP üyesinin istifa ettiği, çok merkezli bir CHP olduğu ve bunlar arasındaki kavganın er veya geç patlayacağı biliniyor ve bekleniyordu ama bu kadar erken açığa çıkacağı tahmin edilmiyordu. Siyaset üretmeden siyaset yapmanın, gizli kapaklı ittifaklarla iş kotarmanın nasıl bir siyasi savrulmaya ve dip dalgaya yol açacağını kestirmek hiç kolay değil. CHP tam da bunu yaşıyor."