Bakanlığın eylem planı uygulanmadı! Marmara'yı CHP'li belediyelerin ihmalkarlığı öldürüyor! Uzmanlar uyardı: Hızla yayılıyor!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, müsilajla mücadele kapsamında uygulamaya alınan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında tüm illerde denetim ve izleme çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Ancak bakanlık yaptığı denetimlerde kanalizasyon sularının denizlere akıtıldığı kentsel arıtma tesislerinde alınan numunelerde atık suların arıtılmadan dereye akıtıldığını tespit edip ceza kesmişti. Uzmanlar Marmara Denizi'ne kıyısı olan belediyelerin bakanlığın planladığı eylem ve önlemleri devreye alınmadığı için müsilaj hızla yayılmaya başladığını açıkladı. Müsilajın kış ayında görünmesinin olağan olmadığını vurgulayan uzmanlar, “3,5 yıl önce eylem planı devreye alındı ama adım atılmadı. Sorumlusu belediyeler” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, Marmara Denizi'ne kıyısı olan İstanbul dahil toplam 7 ile müsilaj (deniz salyası) konusunda uyarıda bulunmasına rağmen, ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin kurulmaması sonucu müsilaj artışı denizlerde yeniden ortaya çıkmaya başladı.
MARMARA'DA MÜSİLAJ YENİDEN ÇIKMAYA BAŞLADI
Deniz dibinden Marmara'ya yayılan müsilaj su yüzüne de çıkmaya başladı. Adalar ve Kadıköy kıyılarında deniz yüzeyini müsilaj kapladı. Kış ayında yaşanan bu hızlı yayılma konusunda uzmanlar uyardı.
ÜÇ ÇEVRESEL FAKTÖR TETİKLEDİ
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı, şunları söyledi: "Marmara Denizi'nin tüm kesimlerinde, Çanakkale'ye dökülme noktasına kadar müsilaj görülüyor. Müsilajın oluşumunu etkileyen 3 çevresel faktör söz konusudur. İlk faktör iklim değişikliğinin etkisidir. İkincisi deniz suyundaki durağanlıktır. Bu iki faktörün iyileşmesine yapabileceğimiz katkılar çok kısıtlıdır. Üçüncüsü ise azot ve fosfor bolluğudur."
"MÜSİLAJI ENGELLEYİCİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLEBİLİR"
Çakmakçı alınabilecek önlemlerle ilgili şu açıklamalarda bulundu;
Noktasal kaynaklı deşarjlar ile yüksek miktarda azot ve fosfor deşarj edilebilmektedir. Evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürülmesi ile noktasal kaynaklı azot ve fosfor deşarjı azaltılabilir. Yapmamız gereken en ivedi konu, ileri biyolojik arıtma tesisler kurmak. Marmara Denizi Eylem Planı'nda, 'Bölgede bulunan mevcut atık su arıtma tesislerinin tamamı ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştürüleceği ve atık suların ileri biyolojik arıtım yapılmaksızın Marmara Denizi'ne deşarjını engelleyici hedefler doğrultusunda çalışmalar yürütüleceği' belirtilmektedir.
3.5 YILDA ADIM ATILMADI
Yaklaşık 3,5 yıl geçmesine rağmen bu eylemde önemli bir ilerleme kaydedilememiştir. Noktasal kaynaklardan denize deşarj edilen atık suların arıtılması belediyelerin sorumluluğundadır. İleri biyolojik atık su arıtma tesislerinin inşa edilmesi ve işletilmesi de belediyelerin sorumluluk alanındadır.
"BU MEVSİMLERDE BU KADAR YOĞUN MÜSİLAJ GÖRÜLEMEZ"
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer ise, şöyle konuştu: "Bu mevsimlerde bu kadar yoğun müsilaj görülmez. Antropolojik bir etkinin olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla müsilajın yüzeyde olması ve derinde olması olumsuz etki açısından değişmiyor. Marmara Denizi'ne günlük 8 milyon ton atık su deşarj ediliyor. Bunların bir kısmı arıtılıyor bir kısmı ön arıtma ile deşarj ediliyor.
"MÜSİLAJ İNSAN ETKİSİYLE ARTTI"
Müsilajın diğer sebebi de sıcaklıkların artması ve biz bunu iklim değişikliğine bağlayabiliriz ama Marmara Denizi'nde sıcaklık derecesi son elli yılda 2,5 santigrat derece arttı. Karadeniz'de 1, Ege'de 1.4, Akdeniz'de ise 1.2 arttı. Bu demek oluyor ki iklim değişikliği ya da doğal yollarla açıklanamaz. İnsan etkisiyle artmış. Denize bırakılan sular bu ısınmaya sebep verdi."
