Ayakta dikilerek maaş alan Boğaziçi hocalarına kapıyı gösterme vakti geldi

Türkiye'nin seçkin eğitim kurumlarından Boğaziçi Üniversitesi, personeline sunduğu imkanlarla göz dolduruyor. Rumelihisarı'ndaki yerleşkede akademisyenlerin 'çalışmak' gibi bir zorunluluğu bulunmuyor.

Kurumda görevli çok sayıda 'hoca', milletin vergileriyle aldıkları maaşa karşılık öğrencilere ders vermek yerine bahçede ayakta dikilerek mesai harcıyor. 

Pandemi ortamında sosyal mesafe kuralına da riayet ettikleri gözlenen anlı-şanlı akademisyenler, Türkiye'ye bilimde çağ atlatacak projeleri düşünürken saatlerce havaya bakıyor. 

Üniversite akademik personelinden Can Candan, mesaisini bu şekilde boşa harcadığı için bir süre önce okuldan atılmıştı. 

Üniversitenin önceki rektörü Melih Bulu'yu protesto amacıyla günlerce bahçeye dikilen Boğaziçi hocalarını, Bulu'nun görevden alınıp yerine vekaleten başka bir ismin atanması da kesmedi. 

Monşerler, göreve yeni başlayan Rektör Vekili Naci İnci'nin de 'atanmış' olduğunu belirterek, İnci'nin işten attığı Can Candan'ın göreve iade edilmesini istiyor. 

İşleri güçleri ayakta dikilmek olan bu hocalar, yüksek öğretim akademik kadrosuna girmek isteyen onbinlerce gencin hayalini süslemiş Boğaziçi'nin imajına da gölge düşürüyor. 

Bahçede dikilmeleri karşılığında aylık en düşük 8 bin lira maaş alan akademisyenlerin eylemi, Can Candan için 149, önceki protesto süreci de dahil edildiğinde 223 gündür sürüyor. 

2013'teki Gezi eylemleri sırasında bir CIA taktiği olarak dikkat çeken 'duran adam' eylemini benimsemiş bu hocalar, devrimci direnişlerine devam edecek gibi görünüyor. 

Şimdi kamuoyu, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Vekili Naci İnci'den görevini yapmasını ve kendilerini kovdurmak için her yolu deneyen bu çok değerli eylemcilere kapıyı göstermesini bekliyor.