ABD'nin 'Kıbrıs' açıklamalarına KKTC'den tepki: Çözüm beyanları inandırıcı değil
KKTC Dışişleri, ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price'ın Kıbrıs ile ilgili açıklamalarına tepki göstererek "Her şeyden önce ABD'nin bir yandan Rum tarafına silah satışı yapması diğer yandan ise 'Ada’da bir çözümü' desteklediklerini ifade etmesi inandırıcı değildir" ifadelerine yer verdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price'ın 2 Kasım'da yaptığı açıklama hatırlatıldı.
"TEMEL OLGULARI BİLMEMELERİ MANİDAR"
Açıklamada ABD'nin, Rum tarafının Kıbrıs konusundaki görüşlerini tekrarladığı belirtildi: "Her şeyden önce ABD'nin bir yandan Rum tarafına silah satışı yapması diğer yandan ise 'Ada’da bir çözümü' desteklediklerini ifade etmesi inandırıcı değildir. Kabul edilebilir bir anlaşmaya bir tarafı silahlandırarak varılmasının mümkün olmadığını ABD yetkililerinin bildiği aşikardır. Ada’da kendini Türk ulusunun bir parçası olarak gören Kıbrıs Türkleri ve kendini Helenizm'in bir unsuru olarak gören Kıbrıs Rumları yaşamaktadır. ABD yetkililerinin 'Kıbrıslı' diye bir milletten bahsetmesi ve Ada’nın en temel olgularını bilmezlikten gelmesi ise manidardır."
"YASAL DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR"
KKTC'nin Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün ülkedeki mevcudiyeti ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için KKTC ile BM arasında yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu defaten kayda geçirdiği aktarılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Bu görüşten hareketle KKTC proaktif davranarak BM yetkililerine her iki tarafın da çıkarına olacak bir anlaşma taslağı sunmuştur. BM Barış Gücü’nün ülkemizdeki faaliyetlerini sürdürmesinin yolunu açacak KKTC'nin bu adımına, ABD'nin olumlu yaklaşmasını bekliyoruz. Elli yıl önceki şartlar gözetilerek görüşülmeye başlanan ve birçok kez Rum tarafının uzlaşmazlığı nedeniyle başarısız olan 'federasyon' formülünde ABD'nin halen ısrar etmesi değişen koşullar ile bağdaşmamaktadır. Federasyonu hedef alan müzakerelerin Rum tarafınca reddedildiği tescillenmiştir. Ancak daha da önemlisi Ada’da iki halk ve iki devlet bulunmaktadır. Ancak bu olguyu dikkate alan bir çaba bölgede ve Ada’da arzulanan istikrar ve refah ortamını yaratabilecektir."