banner2

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kriter Dergisi'ne mülakat verdi: Masa başında üretilmiş haritaları kabul mü edeceğiz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kriter Dergisi'ne verdiği mülakatta uluslararası hukuka saygılı olduklarını söyledi ve Türkiye'nin haklarını koruduklarına dikkat çekerek, "Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz? Yanı başımızda kurulmaya çalışılan terör koridoruna karşılık vermeyecek ve seyirci mi kalacağız? Elbette seyirci kalmamız mümkün değil. Bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde gerekeni yaptık, yapmaktan da çekinmeyeceğiz" dedi.

Genel 05.10.2021, 13:52 05.10.2021, 14:51
Abone ol
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kriter Dergisi'ne mülakat verdi: Masa başında üretilmiş haritaları kabul mü edeceğiz?

Kriter Dergisi'ne mülakat veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye olarak uluslararası hukuka saygılı olduklarını ve bu hakları korumaktan da çekinmediklerini vurguladı. Bu hususta karşı oldukları şeyin uluslararası hukuku bahane ederek Türkiye'ye dayatılmak istenen çifte standart olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şimdi Doğu Akdeniz'de haklarımızı korumayacak mıyız? Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz? Yanı başımızda kurulmaya çalışılan terör koridoruna karşılık vermeyecek ve seyirci mi kalacağız? Elbette seyirci kalmamız mümkün değil. Bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde gerekeni yaptık, yapmaktan da çekinmeyeceğiz" dedi.

'ÖNCE VAR OLAN SORUNLARI AÇIKÇA KONUŞMALIYIZ'

Küresel sistemin kapsamlı bir meydan okumayla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Türkiye olarak başından beri bu dönüşüme hem öncülük etmeye çalıştıklarını hem de var olan sorunlara dikkat çektiklerini dile getirdi. Her uluslararası ortamda güçlü bir şekilde çözüm önerilerini ifade ettiklerini ve gerçekçi bir yaklaşıma ihtiyaçları olduğunu söyleyen Erdoğan, ilk olarak var olan sorunların açıkça konuşması gerektiğini belirtti. Erdoğan, dünyanın bir kriz döneminden geçtiğini ve küresel salgının da bu krizi derinleştirdiğini söyledi. Salgının aynı zamanda yaşanılan dönemin sorunlarının bir an evvel çözülmesi gerektiği yönünde de mesaj verdiğini dile getiren Erdoğan, aksi durumda krizin daha da derinleşeceğine ve çözümü imkansız sorunlarla karşı karşıya kalınacağını belirtti.

'KÜRESEL YÖNETİŞİM MEKANİZMALARI İŞLEMEZ DURUMDA'

Küresel sistemin karşı karşıya kaldığı derin krize dikkat çeken Erdoğan, "Küresel yönetişim mekanizmaları işlemez durumda. Bir yönetişim problemi ortaya çıkmıştır. Adalet ise ayaklar altına alınmıştır. Mevcut haliyle Birleşmiş Milletler (BM) de bu krize cevap üretme noktasında işlevsizleşmiş ve etkinliğini kaybetmiştir. Yaşadığımız bu küresel derin krize yönelik Türkiye olarak bir cevap üretmek zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.

'DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN'ÜN ÇIKIŞ FİKRİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz ay okuyucularla buluşan 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' adlı kitabına yönelik, "Bugüne kadar yüksek sesle dile getirdiğimiz hususları tarihe not düşmek adına bir kitapta bir araya getirmeye karar verdik. Sadece konuşmak ve durum tespiti yaparak eleştiri getirmek değil; aynı zamanda çözüm önerisi de sunmak istedik." ifadeleriyle kitap fikrinin bu şekilde ortaya çıktığını paylaştı. Erdoğan, şimdi ise hem krizin kaynağına işaret ettiklerini hem de krizin sonuçlarını açık bir şekilde ortaya koyduklarını kaydetti.

'KENDİ SAVUNMA SANAYİİ MİMARİSİNİ İNŞA EDEN BİR GÜCE DÖNÜŞTÜK'

Türkiye gibi yükselen güçlerin artık küresel siyasette ağırlığı olan bir oyuncuya dönüştüğünü ifade eden Erdoğan, sadece Türkiye'nin değil, başka birçok orta büyüklükteki gücün daha yukarıya doğru tırmanan bir profil ortaya koyduğuna dikkat çekti. Artık yalnızca büyük güçlerin dediğinin olduğu bir dünyada yaşamadığımızı hatırlatan Erdoğan, sözlerini "Türkiye'ye bakın; nerelerden nerelere geldik. Kendi askeri operasyonunu kendi imkanlarıyla icra edebilen, kendi savunma sanayii mimarisini inşa eden bir güce dönüştük. İnşallah bu çizgimiz daha da yükselecek, geldiği noktayı pekiştirecek ve başka bir sıçrama yapacak" ifadeleriyle sürdürdü.

'KURALLARI İNŞA EDENLER KENDİLERİNİ BU KURALLARDAN MUAF TUTUYORLAR'

Küresel yönetişimin her şeyden önce uluslararası düzenin asli unsurlarından biri olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun kuralları olan bir dünya anlamına geldiğini belirtti. Kuralları devletlerin, uluslararası kurumlar aracılığıyla ortaya çıkardığını dile getiren Erdoğan, daha sonra bu kuralların uluslararası kurumlar eliyle hayata geçirildiğini söyledi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kuralları olan bir dünya inşa edildiğini anımsatan Erdoğan, bu noktada çok da idealist olma nahifliğine kapılmamak gerektiğine dikkat çekti. Erdoğan, "Yani bunu bir 'dünya anayasası' olarak düşünmemek lazım. Ancak ortada bir sorun var. Kuralları inşa edenler bu kurallara uymuyorlar." sözleriyle, bundan daha kötü olanın ise kuralları inşa edenlerin bu kurallardan sadece kendilerini muaf tutmaları olduğunu söyledi. Erdoğan, konuşmasını, "Örneğin Filistin konusunda BM Güvenlik Konseyi onlarca karar aldı. Ortada BM Genel Kurulu kararları var. Neden bu kararlar uygulanmıyor? İsrail bu kararlara tabi değil mi? ABD bu kurallara tabi değil mi?" difadelerini kullanarak sürdürdü.

'KISIR TARTIŞMALARDAN UZAK STRATEJİK HEDEFLERE ODAKLANMAYA ÇALIŞALIM'

Birleşmiş Milletler'in reformu için önce ilkeler ortaya koymaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, nasıl bir reform olması gerektiğinden önce bu ilkeleri belirlemelerinin gerektiğine dikkat çekti. "Biz diyoruz ki, her şeyden önce ucu açık tartışma süreçlerini bir kenara bırakalım. Kendi dar çıkarları yerine BM sistemini kökünden dönüştürecek gerçek bir reformcu tavır geliştirelim ve kısır tartışmalardan uzak stratejik hedeflere odaklanmaya çalışalım. Ancak o zaman imtiyazlardan arınmış, adil ve sürdürülebilir bir gündem inşa etmek mümkün olacaktır. Ortaya atılacak teklifin kapsamlı, kökten ve devrimci bir teklif olması gerektiğini düşünüyoruz. İkincil konularda boğulmak yerine tek bir konu etrafında birleşmeyi sağlayacak bir çerçevede olmalıdır." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, en önemli başlığı belirleyip o başlık üzerinden yeni bir gündem oluşturmanın becerebilmesi gerektiğini kaydetti.

KÜRESEL YÖNETİŞİM MEKANİZMALARINDA KRİZ HALİ

Küresel yönetişim mekanizmalarında bir çeşit kriz hali görüldüğünü söyleyen Erdoğan, bunun salgın döneminde çok daha fazla gördüğünü, Dünya Sağlık Örgütü'nün ise krize vakitlice cevap üretememesiyle bunun eleştiri konusu olduğunu dile getirdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kriz anında krizi çözme amacıyla kurulmuş bir platform olduğunu söyleyen Erdoğan, BM'nin bunu uzun bir süre gündemine dahi almadığını belirtti. Diğer konularda da aynı umursamazlığın söz konusu olduğunu söyleyen Erdoğan, Suriye krizine insani bir gözle bakılmadığına dikkat çekti. Erdoğan, sözlerine "Yüzbinlerce insan katledilirken, milyonlarca insan Esed rejiminin saldırılarından kaçarken; Batı'nın derdi, sığınmacıları nasıl engelleriz de bizim kapımıza dayanmazlar oldu. Esed kimyasal silah kullandığında ne yaptı BM Güvenlik Konseyi? Hiçbir şey yapmadı. Üstelik rejim sonrasında da devam etti saldırılarına. Hani BM saldırgana karşı kurbanı koruyacaktı, mazlumun yanında zalime karşı duracaktı, onu dizginleyecekti. Bunların hiçbiri olmadı. Aynı şeyi Bosna Hersek'te yaşamadık mı? Filistin'de, Keşmir'de, Kırım'da ve Myanmar'da yaşamadık mı? Bu bize şunu gösteriyor; küresel yönetişim etkin ve adil çözümler üretemiyor" ifadelerini kullanarak devam etti.

'MASA BAŞINDA ÜRETİLMİŞ HARİTALARI KABUL MÜ EDECEĞİZ?'

Birleşmiş Milletler'in küresel bir temsile sahip olmadığına dikkat çeken Erdoğan, BM'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulduğunda yalnıca beş ülkeyi merkeze alarak bir düzenleme yapıldığını hatırlattı ve şimdi ise çok farklı bir dünya olduğunu vurguladı. Çin ve Rusya'nın Güvenlik Konseyi'nde olmasının da Güvenlik Konseyi'nin temsilini daha adil yapmadığını dile getiren Erdoğan, "1,5 milyar Müslümanı yok sayan bir sistem olabilir mi? Kültürel olarak çeşitli olmayan, medeniyet olarak kapsayıcı olamayan bir BM Güvenlik Konseyi barışı ve huzuru sağlayabilir mi? Elbette çok zor. Sağlayamadığı zaten ortada" ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak uluslararası hukuka saygılı olduklarını söyleyen Erdoğan, "Haklarımızı korumaktan da çekinmiyoruz. Bizim burada karşı olduğumuz şey, uluslararası hukuku bahane ederek bize dayatılmaya çalışılan çifte standart. Şimdi Doğu Akdeniz'de haklarımızı korumayacak mıyız? Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz? Yanı başımızda kurulmaya çalışılan terör koridoruna karşılık vermeyecek ve seyirci mi kalacağız? Elbette seyirci kalmamız mümkün değil. Bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde gerekeni yaptık, yapmaktan da çekinmeyeceğiz" diye konuştu.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!