Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'nde İsrail parmağı! Türkiye'de her aracın UTTS ile izlendiği iddiası ortalığı karıştırdı

Araç plakasının petrol istasyonundaki pompa cihazlarında otomatik olarak görülmesini sağlayan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) yoğun tartışmalara konu oldu. Sistemi benzinliklere kuran firmanın İsrail bağlantılı olduğu ve araç bilgilerinin mahremiyetinde güvenlik açığı oluştuğu belirtiliyor. UTTS'nin bilgi aldığı Taşıt Tanıma Birimi (TTB) aparatı da vatandaşa maliyetinin 540 katı fiyata satılıyor. 

Akaryakıtta vergi kaçakçılığını önlemek ve ekonomide kayıtdışı unsurları azaltmak için geliştirilmiş Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) uygulamasından pis kokular yükseliyor. 

Türkiye'de her araç ve her benzin istasyonunda kullanılması zorunlu tutulan UTTS ve Taşıt Tanıma Birimi (TTB) aparatının, otomobillere ilişkin özel bilgileri İsrail'e aktarabileceği ileri sürülüyor. 

UTTS cihazı, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici sisteme, taşıt plaka bilgilerinin elle girişini önleyip otomatik olarak aktarılmasını sağlıyor. Benzin istasyonlarındaki UTTS aygıtına araç bilgilerinin aktarılmasını sağlayan TTB cihazı, Türkiye'deki bütün araç sahipleri için mecburî hale getirildi. 

Otomobiline Taşıt Tanıma Birimi koymak isteyen vatandaşların KDV dahil yaklaşık 2 bin 700 TL ödemesi gerekiyor.

Teknoloji şirketi sahibi ve araştırmacı Ömer Ekinci, UTTS ve TTB aygıtlarıyla vatandaşın nasıl bir yük altına sokulduğunu çarpıcı verilerle ortaya koydu. 

Araca yerleştirilen TTB aygıtının Radyo Frekans ID çip (RFID) barındırdığını belirten Ekinci, bu çipin toptan 5 bin adet satın alınması halinde birim fiyatının 0,15 dolar, yani 5,5 TL olduğunu kaydediyor. Oysa içinde sadece bu çipi barındıran TTB aygıtı, vatandaşa tanesi 2 bin 700 liradan satılıyor. 

DEVLET MALİYETİNİN 540 KATINA SATIYOR

Sosyal medya hesabında milyonlarca kişi tarafından okunan mesajında Ömer Ekinci, İsrail kaynaklı casusluk şüphesi açıklamasından önce şunları yazdı:

"Karşınızda 2700 TL'ye araçlara takılması zorunlu tutulan UTTS... 

İçinde sadece bir RFID çipi var. Bizim işimiz bu olduğu için size maliyetini söyleyeyim. 5000 adet alırsanız birim 0.15 Dolar yani 5.5 TL

Dışındaki plastik kapağı öyle kalitesiz yapmışlar ki, herhangi bir meslek lisesine gidin, oradaki bir öğrenci projesine böyle bir kapak yapsa o dersi geçemez. 

Ben bu fotoğrafa bakınca vatandaşa çok büyük bir saygısızlık görüyorum. 

Şöyle bağırıyor bu fotoğraf: 'Biz bir karar alacağız, maliyetinin 540 katına size satacağız, kaliteli yapmak için hiçbir çabamız olmayacak, siz de mantıklı ya da mantıksız diye sorgulamadan tıpış tıpış gidip taktıracaksınız.'

Aracınızı sattığınızda UTTS çipiniz çöpe gidiyor. Siz yeni arabanıza, arabanızı alan da sizin arabanıza yeniden almak zorunda. Oysa RFID çipinin teknolojisinin olayı zaten yeniden programlanabilmesi.

Size hikayenin sonunu söyleyeyim. İki sene sonra UTTS zorunluluğu kaldırılacak, işe yaramadığı anlaşılacak. 'Taktırmanıza gerek yok' denilecek. Bizler de kendi arabalarımızı paslandırdığımızla ve maliyetinin beş yüz katına aldığımız çiplerle kalacağız.

Milyonluk araçlarda vida delikleri açılacak. Araba bu vida deliğinden paslanmaya başlayacak ve beş sene sonra paslanmış bir arabanız olacak. Milyarlarca dolarlık zarar iki vidayla başlayacak. Devletimiz araçlarımızın değer kaybını karşılayacak mı?"

UTTS CİHAZLARINI İSRAİLLİ FİRMA YÖNETİYOR

TTB aygıtının fahiş fiyata satılması ve vatandaşın bunu almaya mecbur edilmesi bir yana, bu aygıtın benzin istasyonlarında veri iletişiminde bulunduğu UTTS modülü daha büyük bir skandalı barındırıyor.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'nin kısaltması olan UTTS cihazlarının kurulumunu İsrail sahipliğindeki TURPAK şirketi gerçekleştiriyor. Ömer Ekinci, buradaki güvenlik açıklarına ilişkin çok önemli detaylara şöyle dikkat çekiyor:

"Türkiye'de 6500 akaryakıt istasyonunun tüm teknolojisini, otomasyonunu, pompa sistemlerini kuran, adeta tekel gibi bir şirket var. Adı TURPAK. 

Müşterileri OPET, Shell, Petrol Ofisi, Sunpet, Aygaz, BP, Aytemiz, mOil, Milangaz , yani neredeyse akaryakıt şirketleri... 

Bu şirket şu andaki araçlara UTTS montajını yapan en büyük şirket. Öyle ki http://UTTS.org'u bile almışlar, girdiğinizde TURPAK'a ulaşıyorsunuz. Anlıyoruz ki UTTS'nin en büyük paydaşı TURPAK. Pastanın en büyük dilimi de onun.

Araçlardaki UTTS modülünü okuyacak olan pompa sistemindeki UTTS sistemini akaryakıt istasyonlarına kuran şirket yine TURPAK. 

Peki TURPAK kim? Eskiden ORPAK adında bir İsrailli şirketin Türkiye'deki şirketiydi. ORPAK'ın sahibinin ismi Hayim Kohen. Sonra Gilbarco Veeder-Root isimli bir Amerikalı şirket ORPAK'ı 2018'de satın aldı.

ORPAK'ın İsrailli bir şirketken CEO'su olan Shay Bakfan isimli bir Yahudi yönetici (Tel Aviv University'den mezun) şu anda Gilbarco Veeder-Root'un bir başka şirketi olan Vontier'in CEO'su. 

Gilbarco Veeder-Root şirketinin aldığı tek İsrailli şirket ORPAK değil. 2015 yılında da yine İsrailli Odysii isimi bir şirketi satın almış. Odysii 2004 yılında kurulan Tel Aviv merkezli Odysii, istihbarat yazılım çözümleri sağlayan küresel bir yazılım şirketi. 

Ama ne hikmetse bu İsrailli istihbarat yazılımları şirketi satın alındıktan sonra ortadan kaybolmuş. http://Odysii.com'a erişilemiyor. Yani şirketi bünyenin içinde eritmiş. Odysii ortadan kaybolmuş. 

İsrailli şirketlere yönelik dünyada oluşan tepki sonucu birçoğunun ABD şirketi gibi görünmeye başladığını biliyoruz. 

Gilbarco Veeder-Root için gizli İsrailli bir şirket demek için elimizde bir delil yok. Ama yukarıdaki satın almalar enteresan. 

Ve sonuç olarak bu şirketin Türkiye'deki şirketi Türkiye'de 6500 adet petrol istasyonunu tepeden tırnağa yönetiyor. Tek tuşla hem de."

"Bu yetmiyormuş gibi bir de UTTS'nin araçlara montajının da en büyük oyuncusu yine TURPAK, yani Amerikan Gilbarco Veeder-Root şirketi.

Enteresan olan bir durum da şu, Gilbarco ORPAK'ı satın alıyor, ORPAK ismi tarihe karışıyor ama hem Gilbarco, hem de TURPAK, ORPAK'ın logosundaki amblemi (Kırmızı - Mavi - Yeşil ) kullanmaya devam ediyor. İlginç değil mi?

İsrail bağlantısını hiç görmesek, yok saysak bile Türkiye'deki milyonlarca aracın akaryakıt alıp alamaması ve binlerce istasyonun akaryakıt satıp satamaması bir Amerikan şirketinin kurduğu sisteme bağlı.

Bütün bu anlattıklarım size mantıklı ve hayatın doğal akışına uygun geliyor mu?

Acil bir durumda, bir seferberlik halinde arabalarımıza binip akaryakıt istasyonuna kadar gidebiliriz. Sadece biz değil, ambulanslar, polis ve askeri araçlar, itfaiye araçları... Peki ya sonrası?"

SEKTÖR ÇALIŞANI DOĞRULADI: EVET, ÜRÜN İSRAİL TEKNOLOJİSİ

X platformunda Ömer Ekinci'nin analizini okuyan 'merlinemrys19' rumuzlu bir kullanıcı, sistemi Türkiye'ye getiren kişinin kendisi olduğunu ileri sürerek yazıda dikkat çekilen hususları doğruladı.

Petrol şirketi personeli olduğunu söyleyen şahıs şunları kaydetti:

"Gilbarco’ya kadar olan süreci bilirim hem de çok iyi bilirim. Bu taşıt tanıma sistemi denen sistemin ilk adı Fuelomat’dır ve evet Orpak isimli şirketin ürünü İsrail teknolojisidir.

Bu teknolojinin Türkiye’ye geldiği tarih 1995 yılıdır, Orpak’ın o dönemdeki CEO’sunun adı Hayim Kohen’dir bu da doğru. Kendisini o dönemde tanıdım, Hayim Kohen Nişantaşı doğumlu ve askerliğini Van’da yapmış eski bir Türk vatandaşıdır, hâlâ yaşıyor mu bilmiyorum ama hatırladığım kadarıyla tam bir Türk dostuydu.

Bunları nereden mi biliyorum, bahsettiğiniz teknolojiyi satın alıp Türkiye’ye getiren kişi benim, o yıllarda uluslararası bir petrol şirketinde çalışıyordum. İlk 5 istasyonda pilot uygulamayı başlattıktan sonra yerli bir petrol şirketine transfer oldum. 

Yazdıklarınızın Gilbarco’ya kadar olan bölümünü Hayim Kohen’le ilgili kendi tecrübemi aktararak teyid ederim, verdiğiniz detaylar doğrudur ama Gilbarco sonrasıyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip değilim."

SENDİKADAN EVLERE ŞENLİK AÇIKLAMA

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'nde fahiş fiyat ve güvenlik risklerine dair endişelerin sosyal medyada sıkça paylaşılması üzerine Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) bir açıklama yayınladı. 

UTTS aygıtlarının kurulumunda İsrail bağlantısına, TTB çipinin fahiş fiyatla satılmasına ve plastik koruyucu monte etmek için milyon liralık araçlarda delikler açılmasına değinmeyen sendika, evlere şenlik bildiride şu ifadeleri kullandı:

"Son günlerde sosyal medyada Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi ile ilgili yapılan bazı paylaşımlarda, akaryakıt kaçakçılığıyla mücadeleyi itibarsızlaştırmaya yönelik kasıtlı bir kampanya yürütüldüğü ve bu kapsamda sektörümüzün siyasete malzeme edilmek istendiği görülmektedir.

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) olarak, akaryakıt sektöründeki kayıt dışılığı ve kaçakçılığı önleme konusunda en büyük mücadeleyi veren kuruluşlardan biri olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu çerçevede yıllardır önemli adımlar attık, büyük mücadeleler verdik.

Geçmişte sektörümüzün en büyük sorunlarından olan sınır ticareti, 10 numara yağ ve jet yakıtı gibi kaçak akaryakıt faaliyetleri, yetkili denetimlerin ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) aldığı önlemler sayesinde büyük ölçüde sona erdirilmiştir. Ancak sektörümüz bu kez de fatura kaçakçılığı tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır.

Bu yöntemle devletimize her yıl milyonlarca lira vergi kaybı yaşatılmış, haksız kazanç elde eden kaçakçılar sektörümüzü büyük zarara uğratmış, nesillerdir akaryakıtçılık yapan dürüst bayileri iflasın eşiğine getirmiştir. PÜİS olarak, sektörümüzü bu tür yasa dışı faaliyetlerden arındırmak adına fatura kaçakçılığıyla mücadelede en ön saflarda yer aldık ve bu kaçakçılığın sona erdirilmesi için yıllardır kararlılıkla çalışıyoruz.

Bu nedenle, fatura kaçakçılığını ortadan kaldıracak en önemli adımlardan biri olan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’ni desteklediğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.

Bu sistem ile:

• Elle plaka girişi tamamen ortadan kalkacak, araç plakaları otomatik olarak yazılarak işlenecektir.

• Başkalarının yerine fatura düzenleme imkanı olmayacaktır.

• Yetkilendirilmiş araçlar harici akaryakıt kullanımı önlenecektir.

• Akaryakıtın kayıtlı ve güvenli geçmesi sağlanacak, sektörümüzdeki kayıt dışılık sona erecek ve haksız rekabet önlenecektir.

• Faturalandırmada hileli işlemlerin önüne geçilecek ve devletimiz yıllık milyarlarca lira tutarında bir vergi kaybını önleme imkanına sahip olacaktır.

• Müşteriler, akaryakıtlarının güvenilir olup olmadığını takip edebilecek bilgi sistemine ulaşabilecektir.

Özetle, Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi, devletimizin vergi kaybını önleyen, hem sektörümüzü koruyan hem de vatandaşlarımıza önemli faydalar sağlayan bir sistemdir.

Sektörümüz artık kaçakçılar tarafından kullanılmak istemiyor!

Bu doğrultuda atılan her adımı desteklemeye ve sektördeki kayıt dışı faaliyetlerin sona erdirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

 

Avatar
Atilla Diş