Kemal Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar vaadinde kaynağın Londra tefecileri değil, aslında 12 yıl önce Zafer Çağlayan tarafından açıklanan 'Özel Ekonomi Bölgeleri' projesi olduğu ortaya çıktı.
Bu projeyi AK Parti'den çalan isim ise 12 yıl önce Çağlayan'a bağlı çalışan ve şimdi Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olan 'Mossad Recep' lakaplı Recep Beşenk'ten başkası değil.
FETÖ'nün 17/25 Aralık darbe girişiminde hedeflediği isimlerden olan dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın hazırladığı projede 'hayvancılık' şubesinde çalışan Recep Beşenk, 'Özel Ekonomi Bölgeleri'ni Kılıçdaroğlu'na geçtiğimiz aralık ayında ilan ettirmek isterken bundan son anda vazgeçildi. Çünkü açıklanacak 'orijinal' projenin Çağlayan'a ait olduğu biliniyordu ve bu durum CHP'yi zor durumda bırakacaktı.
Kemal Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz aralık ayındaki İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması öncesi ipucu verdiği ancak bir türlü açıklamadığı proje, Recep Beşenk'in AK Parti'den çaldığı 'Özel Ekonomi Bölgeleri' tasarısından başkası değildi. CHP Lideri'nin 300 milyar dolar argümanı da aslında o proje üzerine kuruluydu.
Konuya bugünkü yazısında dikkat çeken Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, ilginç detaylar >paylaştı. Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar para getirmekten söz ettiğini, bu parayı değil IMF ve Dünya Bankası'nın, Londra tefecileriyle kara para baronlarının bile bulamayacağını, emperyalist ülkelerin ise böyle bir tutarı 'bedava' vermeyeceğini kaydeden Övür, CHP Lideri'nin 300 milyar dolar iddiasını aslında neye dayanarak söylediğini şöyle yazdı:
Emekliye cillop gibi müjde! Çift ödeme alacaklar: Tamamlayıcı emeklilik sistemi...ÇALINTI PROJEYİ ARALIK AYINDA DUYURAMADILAR
Hatırlar mısınız, Kılıçdaroğlu sık sık tarih veya saat verip "Bekleyin" diyordu. Geçen yılın sonbaharında önce "Kasımı bekleyin" dedi, sonra rotayı "3 Aralık"a kırdı.
Hani, "Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız" dediği tarih...
Peki, o tarih geldiğinde ne gördük?
Milyonların önüne çıkara çıkara danışman yaptığı ve zoom'la bağlandığı Amerikalı Jeremy Rifkin'i çıkardı. Sonuç tam bir hayal kırıklığıydı.
Aslında elinde, inandığı ve "sonsuza kadar krizi bitirecek" sihirli bir proje vardı. Ancak o proje çalıntı olduğu için biraz ipucu verdi ama açıklayamadı. Bugün seslendirdiği "300 milyar dolar getireceğim" argümanı da o çalıntı proje üzerine kuruluydu. O projenin 2011 yılında AK Partili bakanlardan Zafer Çağlayan'a ait olduğunu bu köşede yazınca ortalık karışmış, sunumu yapacak kişi de apar topar geri çekilmişti.
O kişi 'Mossad Recep' lakaplı Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlarından Recep Beşenk'ti.
Recep Beşenk
Önceki gün Başkan Erdoğan'ın TRT'deki programına katılmak için Ankara'ya gittiğimde kulaklarıma inanamadım. Kulislerde yine "Mossad Recep" adı dolaşıyordu. Meğer artık Kılıçdaroğlu o adı saklamıyor, projesini de sahipleniyordu.
Bunu da bir süre önce sosyal medyadan duyurmuştu:
"Türkiye genelinde 9 Özel Ekonomi Bölgesi hedefliyoruz."
İşte bu proje; hem de adını hiç değiştirmeden "Özel Ekonomi Bölgesi" adıyla tam 12 yıl önce AK Parti tarafından hazırlanan projeydi. Onu Kılıçdaroğlu'na getiren de projenin sadece "hayvancılık bölümü"nde çalışan ve o tarihlerde AK Parti'den aday adayı olan Mossad Recep'ti.
Kılıçdaroğlu, bu çalıntı projeyi sahiplenince onu getiren Mossad Recep de ortaya çıkıyor ve kendisine aitmiş gibi projeyi anlatıyordu."
Borsa, dolar ve altında yeni bir trend başlayacak: İslam Memiş... MB kararı öncesi dikkat çeken mevduat faiz kararı: 1 milyon...ZAFER ÇAĞLAYAN NASIL ANLATMIŞTI?
2011 yılı sonlarında "2023'e Doğru Özel Ekonomi Bölgeleri Çalıştayı" düzenleyerek projenin detaylarını anlatan dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin serbest bölge kavramından özel ekonomik bölge kavramına geçtiğini belirterek şunları söylemişti:
"Yeni getirdiğimiz bu kapsamla sadece sanayinin değil, fikri sanayi mülkiyetlerin olduğu, eğitimin, eğlence sektörünün, sinemanın, turizm hizmetlerinin, ticaretin, her türlü ticari hizmet ve mal ticaretinin olduğu yeni alanlara doğru gidiyoruz. Yatırım esnasında gerekli destekleri alabileceğiniz bir teşvik modeli üzerinde çalışıyoruz. Yurt dışından gelen insanların bir yerde ikamet edebileceği, bir yerde ofis olarak kullanacağı, diğer taraftan, lojistik, ticaret gibi merkezlerini harekete geçirecek önemli bir yapı oluşturacağız.
Havaalanının da bu konsepte dahil olduğu, bunun deniz ve limanla bağlantılı olduğu, demir yolu ve kara yolunun bağlantılı olduğu alanlar şeklinde düşünüyoruz. Bunları sadece bir il değil, birbirini çevrelemiş bir kaç ilde bunları bir araya getirerek yapma düşüncesi içindeyiz.
Özel ekonomik bölgeler, Türkiye'nin seçilmiş alanlarında dejenerasyona yol açmadan ülke ekonomisine fayda sağlayacak bir yapı olacak. İçinde ticaretin, turizmin, lojistiğin, ulaşımın, iletişim ve sanayinin olduğu geniş perspektif düşünüyoruz. Geniş araziler üzerinde, hepsi bir bölge içinde olacağı gibi, hepsi bir ilin veya yan yana bir-iki ilin birbirini tamamlayacağı şekilde olacak."