Türkiye'nin seçim sürecini atlatmasının ardından Merkez Bankası döviz kontrolünü kademeli olarak kaldırdı. Dolar/TL paritesinde hareketlenmeye yol açan bu politikanın sonucunda ABD Doları bir hafta içerisinde 20,8'den 23,2'ye kadar yükseldi.
Türk Lirası'nın değer kaybetmesi bir süredir düşük kurdan şikayet eden ihracatçının işine gelse de enflasyonu artıran ve hayatı pahalılaştıran etkisi nedeniyle piyasalarda tedirginliğe yol açtı.
ABD Doları'nın Türk Lirası karşısında bir miktar daha değer kazanması beklenirken herkesin gözü 22 Haziran'da yapılacak Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetiminin Merkez Bankası rezervlerini kullanmaksızın doları kontrol altına almak için agresif faiz artırımına gideceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Yüzde 8,5 düzeyinde olan politika faizinin ilk etapta 650 baz puan (yüzde 6,5) artırılacağı iddiası sıklıkla dile getiriliyor. Faiz silahını etkin bir şekilde kullanma amacındaki Mehmet Şimşek'in ilk 18 aylık süre içerisinde gerekirse yüzde 25 seviyesine kadar hamle yapabileceği ileri sürülüyor.
7 Haziran 2023 itibariyle 1 Amerikan Doları 23,2 liradan işlem görürken Avro ise 25,1 seviyesinde bulunuyor.
Gelişmeleri yorumlayan ekonomi yazarı Necmettin Batırel, Para Politikası Kurulu faiz artırdıktan sonra döviz kurlarının dengeye kavuşmuş olacağını söyledi.
Seçim sonrası Türk Lirası'nın dolar karşısında yüzde 15 kadar değer kaybettiğini, piyasalara Merkez Bankası müdahalesine son verilmesinin bu duruma yol açtığını kaydeden Batırel, sosyal medya hesabında şunları yazdı:
Borçluların borcunu devlet kapatacak: TBMM'den sicil affına onay çıktı mı?
Necmettin Batırel
Çikolata yemeyi unutun! Kakao fiyatlarına okkalı zam gelecek: Stratejiler değişecek
FAİZLER YÜZDE 6,5 ARTACAK MI?
TL'nin dolar karşısında seçim sonrası yüzde 15 değer kaybetmesi bilinçli olarak gerçekleştirildi. Daha doğrusu seçim öncesi kur üzerinde yükseliş yaşanmaması için yapılan Merkez Bankası müdahalesine son verildi.
Serbest piyasaya geçiş adımı olarak değerlendirilen bu gelişmeyle birlikte rezervlerdeki erime de durdu. Bu hafta brüt ve net rezervlerde artış bekliyorum. Önceden TL aşırı değerli olduğu için ithal mallar cazip hale gelmiş ve tüketim artmış, böylece cari açıktaki artış büyümüştü. Şimdi kurlar yükseldiği için ithal mallar pahalanacak, tüketim azalacak, döviz açığımız daralacak.
Yeni hedef risk primindeki düşüşlerin artmasıyla birlikte Türkiye’nin kredi notunun yükselmesi ve böylece yabancı yatırımcıların gelişine imkan sağlanması.
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati ihracatçılarla turizmcilere 14 Mayıs sonrası yaptığı açıklamada "Biraz daha dişinizi sıkın, ikinci tur seçimden sonra dolar 27–30 TL bandına erişecek" diyerek kurların yükseleceğini çok açık bir şekilde söylemişti.
Kurlardaki artış enflasyonu ilk anda tetikleyecek gibi görünüyor. Ama yaz mevsimi dolayısıyla bir defa enerji faturamız küçüldü. Turizm gelirleri artacak. Ayrıca sebze ve meyve fiyatları düşüşe geçti. 22 Haziran’da Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı ve yapacağı açıklamayla tavan belirlenecek.
Societe Generale'in son analizine dikkatinizi çekmek istiyorum. Fransız yatırım kuruluşu Merkez Bankası'nın faizi 650 baz puan artıracağını öne sürerek TL'nin yakın vadede forward sözleşmelerinden güçlü bir şekilde daha iyi performans göstermesini beklediğini açıkladı.
Drimal, Dolar/TL'nin 20,88'den kısa pozisyon açılmasını, 23 seviyesinden zarar-kes yapılmasını tavsiye etmişti. Kuruluş üçüncü çeyrekte dolar/TL'nin 21.50 seviyesinde oluşmasını bekliyor.
